Yumuşak bir yatak, çok yoğun bir erkek kokusu ve aynı zamanda beni rahatlatan bir ses.
Gözlerim yavaşça açıldığında, karşı da ki koltukta oturmuş, telefonu ile oynarken aynı zamanda şarkı söyleyen Luke'u görmüştü. Kıpırdadığımda tüm vücuduma giren ağrı ile inlerken, Luke'un şarkı söyleyen sesi kesilmiş ve bir kaç bot sesi duyulmuştu. Her hareket etmeye çalışmamda vücuduma giren sızılar tarif edemeyeceğim derece de acı vericiydi. Gözlerimden bir kaç damla yaş süzüldüğünde Luke, hızla onları yakalamış ve silmişti.
"Şşş." dediğini duydum. Ardından ise gözlerimi tamamen açtım ve mavilerine baktım. "Neren acıyor?" diye fısıldadı bana bakarak.
"Her tarafım."
Suratından bir sinir ifadesinin geçtiğini görmüştüm. Yüz üstü yatıyordum ve yatakta oturmaya çalıştığımda her tarafıma giren ağrının geçme ihtimali yokmuş gibi geliyordu. Luke, amacımı anlamış gibi bir elini belime koyup önce dönmem de ardından ise oturmamda yardımcı olmuştu. Elini belimden çekmeyip biraz daha sarılıp yanıma oturduğunda, hala sızlayan yerlerimin acısını düşünüyordum. Kafam, istemsizce omzuna düştüğünde, eliyle belimi okşamaya başlamıştı. Gözlerimden yaşlar akmaya devam ederken, teselli edici sözler söylüyordu.
"Hastaneye gitmek ister misin?"
Kafamı iki yana salladım. "Doktorun vereceği, verebileceği tek şey ilaç olacak."
Haklısın dercesine o da başını sallamıştı.
"Neden bunu yapma ihtiyscı hissetti?" diye mırıldandı eli hala belimi okşarken. Kafamı kaldırıp ona baktığımda, yüzlerimiz arasında bir kaç milim vardı ve bu ani hareketim üstüne, dudaklarımızın birbirine değmemesi için kendini yataktan geri atmıştı ve yere yapışmıştı. Yaptığı bu harekete gülsem mi ağlasam mı diye düşünürken, yerden aceleyle kalkmış ve tekrar hızla karşıda ki koltuğa oturmuştu.
Boğazını temizledi ve ellerini saçlarından geçirip tekrar bana baktı. Sıkıntıyla piercingi ile oynadı ve gözlerini kaçırdı. "Sizin haberlerinizi dinlemiş. Ekranda da resimlerimi verdiklerinde de çileden çıkmış. Bize koyduğu ilk kural, erkek yok. Calum ile sevgili olduğumu öğrenince de, delirdi işte."
Önce gerildi, ardından "Sahte sevgili." dedi. "Sahte sevgilisiniz."
Ona sadece gözlerimi devirerek baktım. "Onun sahte olduğunu 5 kişiden başka kimse bilmiyor, Luke. Pekte sahte sayılmaz." dediğimde kaşlarını çatıp bana bakmaya devam etmişti.
"Salona inmek ister misin?" dedi konuyu değiştirerek. Sadece kafamı sallayarak onay verdim. Koltuktan kalkıp yanıma geldikten sonra bir elini belimin altından diğerini de dizlerimin altından geçirdi ve yavaş bir hareketle kucağına aldı. Bedenimin bedenine çarpması ile ağzımdan bir inilti kaçarken, derin bir nefes almış ve hızlı adımlarla aşağıya inmeye başlamıştı.
"Şu anda kucağımda acıdan değilde zevkten inlemeni daha çok isterdim."
"Pisliğin tekisin." dedim söylediklerimde son derece ciddi olarak.
"Biliyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bitch // l.h.
FanfictionDuygularımı bana tekrar hissettirebilecek kadar özel bir çocuktu.