Evden içeriye girdiğimde, Bryan kafasını işten kaldırmış ve bana bakmıştı. Burada ki en ilgisini çeken kızın ben olduğumu biliyordum. Çünkü burada onun yatağını ısıtmayan tek kız bendim ve onu her seferinde reddediyordum. Onun için çalışmam, onun yatağına girmem demek değildi ki, buna beni şaşırtıcı bir şekilde zorlamıyordu. Ama beni alamamanın onu hırslandırdığını biliyordum. Yanına uğradıktan sonra çantamdan 600 doları çıkardım. Dediği gibi %50 sini masasının üzerine bıraktım ve bir şey demesine izin vermeden kendi odama doğru yürümeye başladım.
“Bu sefer iyi kazanmışsın.”
“Ne zaman az kazanıyorum ki?” dedim arkamı bile ona dönmeden.
“Seni bulduğuma kesinlikle çok mutluyum.” Dedi pis bir kahkaha eşliğinde. Bense çoktan odama girmiş ve üzerimde ki kürkten kurtulmuştum. Dolabımın içinden eşofmanlarımdan birini çıkardım ve çıplak bacaklarıma geçirdim. Üstüme de askılı bir bluz aldıktan sonra telefonumun mesaj sesi ile sıçradım. Ardından ise yatağıma uzandım ve telefonumu çantamın içinden çıkardıktan sonra kayıtlı olmayan bir numaradan gelen mesajı açtım.
“Ben Calum. Şu tatlı olan ;)”
Suratım yazdığı şey ve sonunda kullandığı ifade üzerine buruşurken neredeyse öğürüyordum. Şaka yapıyor olmalıydı değil mi? Hem azgındı, hem de ergen. Aslında buna şaşırmamak gerekirdi. Ergenlerin azgın olması kaçınılmazdı.
“Pekala, Calum. Soyadın nedir? Telefonuma kaydetmem lazım.”
“Tatlı Olan Calum olarak kaydet. Bir sürü Calum Hood olabilir ama Tatlı Olan Calum, tektir.”
“Sanırım kusacağım.”
Telefonumu sehpanın üzerine bıraktıktan sonra odamda olan mini buzdolabına doğru yürüdüm. İçinden bir pet şişe çıkardıktan sonra içinde ki suyu içtim ve pet şişeyi bir kenara bıraktım. Bu sırada telefonum tekrar mesaj geldiğini gösteren bildirim sesi ile ötmüştü. Calum’ın bu sefer ne yazdığını düşünerek yatağa ilerledim ve telefonu aldıktan sonra yatağa yayıldım. Mesaj Calum’dan değildi, tekrar kayıtlı olmayan bir numaraydı.
“Telefon numaranı Tatlı Olan Calum’ından aldım. Ben Luke.”
“O benim Calum’ın falan değil.”
“Demek tatlı olduğunu kabul ediyorsun?”
“Ne istiyorsun, Luke?”
Telefonun başına geçmiş ne yazacağını bekliyordum. Daha önce hiç benimle sevişen bir erkeğin numarası telefonumda bulunmamıştı. Ve şu anda dün gece birlikte olduğum çocukla mesajlaşıyordum. Onun cevap vermesini beklerken numarayı rehberime kaydettim. Ardından ise bir şey yazmayacağına karar verdikten sonra telefonun ekranını kilitledim ve yatağın üstüne bıraktım. Kitap okumaya başladığım sırada kapım birden açıldı ve içeriye Sky girdi. Oldukça heyecanlı görünüyordu. Hızla izin vermemi beklemeden kendimi yatağıma attı ve yastığımı suratına bastırıp çığlık atmaya başladı. Onun bu hareketine kahkaha atarken, yavaşça doğruldum ve sakinleşmesini beklemeye başladım.
Sky tek arkadaşımdı. Öyle olunca ister istemez bir şekilde yakınlık kurmuştuk. Onun geçmişi daha kötüydü, annesi onu bilerek buraya satmıştı ve ardından ise yeni bulduğu sevgilisi ile yurt dışına kaçmıştı. Sky benden sadece birkaç ay sonra gelmişti ve ben de daha bu duruma alışamamışken ona yardımcı olmaya çalışmak hiçte kolay olmamıştı. Ama buraya az da olsa uyum sağlayabilmemi, burada iyi hissetmemi sağlayan yegane kişiydi.
“Hayırdır?” dedim sırıtarak. Kendine geldiğinde, her zamanki rutinini gerçekleştirdi ve telefonumu eline aldıktan sonra, kilidi girdi ve oyunlar kısmına tıkladı. Bana bir şey anlatırken hep oyun oynardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bitch // l.h.
FanfictionDuygularımı bana tekrar hissettirebilecek kadar özel bir çocuktu.