geçiş bölümlerinden tiksiniyorum
geçiş bölümü olduğu için kısa
öptm
Arabadan inip eve doğru yürürken, Bryan'a vereceğim parayı elimde hazırlamıştım. Tam arabadan inecekken sütyenimin içine sırıtarak 600 doları sıkıştırmış ve dudağını yalayıp bana göz kırpmıştı. Ona sadece gözlerimi devirerek baktıktan sonra ise arabadan inmiştim ve Luke gaza bastığı gibi gözden kaybolmuştu.
Binadan içeriye girdikten sonra, koltukta yayılmış televizyon izleyen Bryan'ın göğsüne 300 doları fırlattım ve bir şey demesine izin vermeden salondan çıktım.
"O kadar erkeğin altına girip benim altıma girmemen sinir bozucu." Diye seslenmesi üzerine suratımı buruşturdum. O parayı birinin altına girerek kazanmamıştım. Birinin sevgilisi rolünü oynayarak kazanmıştım. Hem de kendi kimliğimle bile değil!
Odama girmemin ardından birkaç saniye sonra kapının açılması ile birlikte Sky, yüzünde ki kocaman gülümseme ile içeriye girdi.
"Neler oldu?"
Ona kısaca olanları özet geçtiğim sırada, telefonumun titremesi ile yavaşça telefonuma eğildim. Luke Hemmings'ten bir mesaj. Pekala.
Luke: "O kadar sert davrandığım için üzgünüm. Gerçekten. Sinirlenmiştim. Gerçekten sevgili olduğumuzu neden kabul etmedin?"
Sky, merakla yüzüme bakıp kim olduğunu anlamaya çalışırken, "Luke." Dedim. Gözleri önce büyüdü, ardından ise ağzından bir kıkırtı kaçtı.
"Hadi cevap ver!" dedi telefona dokunarak. Bu mesaja ne diyebilirdim ki?
Ben: "Sevgili olduğumuzu söylesem bile inanacak gibi değildi. Seni fazla iyi tanıyor gibi."
Luke: "Sana ne söyledi?"
Ben: "Bu neden önemli?"
Luke: "O benim ağabeyim ve ağabeyimin sahte kız arkadaşım ile neler konuştuğunu bilmek isterim."
Ben: "Sadece iyi bir elektriğimizin olduğunu söyledi. O kadar."
Luke: "Yalan falan mı söylüyorsun?"
Ben: "Hayır."
Luke: "Siktir et."
Ardından ise başka mesaj gelmedi. Bende telefonumu yavaşça komidinin üzerine bıraktım ve merakla bana bakan Sky'a döndüm. Gözleri telefonuma gittiğinde, gözlerimi devirerek telefonu aldım ve ona uzattım. Büyük bir sırıtış ile telefonun kilidini girdikten sonra mesajları okumaya başladı. Bense kendimi yatağıma sırt üstü bir şekilde bırakmış ve tavanı izlemeye başlamıştım.
*
Ani bir aramanın üzerine, tekrar kendimi bir anda aynı buluştuğumuz kafede bulmuştum. Luke, tekrar aynı cam önünde ki masaya oturmuş kahve olduğunu düşündüğüm bir şeyi yudumluyordu. Yanına yavaş adımlarla yaklaştıktan sonra, derin bir nefes aldım ve koltuğa oturdum.
"Yine ne oldu?"
"Öncelikle ağabeyimle ne konuştuğunuzu bilmek istiyorum."
"Sana söyledim, Luke."
"Yalan olduğunu biliyorum."
"Sana yalan söylemem için bir nedenim yok!"
"Sadece aranızda elektrik çekimi var dedi diye gerçekten sevgili olduğumuzu söyleyemedin mi? Düşündüğüm kadar beyinsiz misin gerçekten?" dedikten sonra yumruğunu sıktığını görebilmiştim.
"Bak, benden bu kadar nefret ediyorsan, benim bu kadar salak biri olduğumu düşünüyorsan dünyada ki milyonlarca kızdan başka birini seçebilirdin."
"Ama ne güzel ki ben seni seçtim." Dedi bana güzel bir sırıtma vererek. "Bu gece yanıma gelmeni istiyorum." Dedikten sonra bir şey demedi. Ardından garsona bir tane daha kahve istediğini söyledi.
"Medyaya Calum ile sevgili olduğunuzu söyleyeceğim."
"Siktir, ne? Ne, sen ne dediğinin farkında mısın? Ya ailen?"
"Dün aileme, seni medyadan uzak tutmak istediğimi söylemiştim. Anneme neden böyle bir şey söylediğimi anlattığım da sana gerçekten deliler gibi aşık olduğumu düşünecek." Dedikten sonra bir kahkaha attı. "Sana ya, şaka gibi." Söylediği şeyi duymazdan geldim.
"Sanki Calum'la sevgili olduğumda çılgın hayranlarınız bana küfretmeyecekmiş gibi."
"En azından benim yüzümden hakaret almayacaksın. Luke Hemmings ancak bu kadar anlayışlı olabilir güzelim."
"Calum bu konuda ne düşünüyor?"
"O piçin dünden razı olduğunu zaten anlayamadın mı?" dedikten sonra bir kahkaha attı. Ardından dudağında ki piercingi ile oynadı ve kahveyi getiren garsona sert bir bakış atıp hızla uzaklaşmasını sağladı.
"Ne demek 'Dünden razı'?"
"Sen ona çarpıp yere düştüğün günden beri, evde senin adını inliyor, Crystal. Sana yemin ediyorum, siktiğimin adını duymaktan kulaklarım paslandı."
"Ve sen en yakın arkadaşının bana dünden razı olduğunu bildiğin halde yarın gece beni yanına çağırıyorsun ha?"
"Aynen öyle yapıyorum. Calum şıpsevdinin tekidir. Yüz verme, iki güne unutur."
Ona cevap vermeyip kahvemden bir yudum aldım. "Medyaya sizi söyledikten sonra, Calum yanına gelecek. Birkaç tane resim falan çekersiniz. Seninle aile balosuna gittikten sonra, seni Calum'ın sevgilisi olarak ortaya atmamı anlayamayacaklar."
"Peki neden medyaya böyle bir şey söyleme gereği duyuyorsun? Arkadaşız desen?"
"Arkadaşlık kavramı altında kalmayacağından emin olabilirsin. Hayran grubunda senden nefret edenler olduğu kadar, seni sevenlerde olacak. Kuzenim ile olan resmim çıktıktan sonra benimle onu destekleyenler oldu, düşünebiliyor musun? Eğer senin benimle bir alakan olmadığını bizzat belli edersem, seni benden olabildiğince uzak tutarlar."
"Calum ile sevgili olmamın, beni seninle yakıştıracaklarına engel olacağını sanmıyorum. Kuzenimle yakıştırdılar diyorsun. Luke, bence sende de biraz beyinsizlik var." Dediğimde dönüp bakışı, kesinlikle bir daha unutamayacağım bir bakıştı.
"Neden beni seninle yakıştırmalarını bu kadar istiyorsun?"
"Öyle bir şey istemiyorum."
"Güzel, çünkü bende istemiyorum. Hiç. En ufak."
Luke Hemmings, gerçekten gerizekalıydı. Yan yana görülmeye bile dayanamadığı kızı, kendisine sevgili rolü yapması için tutuyordu.
"Yarın haberlerde, kendini Bethany ismiyle ve Calum'ın adının yanında gördüğünde şaşırma. Bu gece habercilerle bir basın toplantısı yapacağım ve Calum'ı da yanıma alacağım. Yarın resmi olarak siz medyanın önünde sevgili olmuş olacaksınız."
"Senden nefret ediyorum, Luke."
"Duygularımızın karşılıklı olması güzel, Crystal." Dedikten sonra masaya tekrar yüklü bir para bıraktı ve hızla kafeden çıkıp, beni tekrar aynı yerde, yalnız başıma bıraktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bitch // l.h.
FanfictionDuygularımı bana tekrar hissettirebilecek kadar özel bir çocuktu.