#28

1.4K 84 127
                                    

Sanki gökyüzünde yavaşça kaybolan yıldızlar onun gözlerinde doğuyormuş gibi.































Tabak kırılma sesiyle derin uykusundan bir anda çıktı genç kız. Bir iki saniye tavan ile bakışıtıktan sonra bulunduğu odada gözlerini gezdirdi. Koyu renk bir yatak örtüsü, çakıl taşı renginde oda duvarları, kıyafet dolabı, yatağın uç kısmında bulunan çalışma masası ve üzerinde bir bilgisayar. Klasik bir öğrenci odasıydı işte. Ancak bu odanın diğer odalardan bir tık farklıydı. Hyunjin'nin odası.

Derin bir nefes alarak yattığı yerde doğruldu Ree. Başında garip bir ağrı vardı ki kaba taslak nedenini biliyordu genç kız. Uyku saatinin dengesizliği yüzünden.

Dün gece Hyunjin'nin onu alması üzerine ikili bütün gece Han nehri kıyısında önce dolaşmış ardından sabaha kadar oturarak sohbet etmişlerdi. Anlatmıştı her şeyi Ree üzüle üzüle, dinlemişti Hyunjin her şeyi canı yana yana. Süreç içerisinde kızın gözlerinde gördüğü her hüzün tanesinde daha çok sinirlenmişti genç oğlan. Yanındaki kıza bakmaya bile kıyamazken arkadaşlarından birinin onu üzmesi zoruna gidiyordu. Genç kız en sonunda dayanamayıp Hyunjin'nin omzunda ağladığında artık emindi Hyunjin. Bundan sonra savaşacağım. Seni bilerek kör kuyuya atamam.

Saat sabah 5'e yaklaşırken Hyunjin'nin bir anda "burada gün doğumu izlemek gerçekten zevkli oluyor. Beraber izleyelim mi?" Diye sorması üzerine uzun süredir burada olduklarını farketmişti genç kız. Kafasını gökyüzüne çevirdiğinde gecenin karanlığının yavaş yavaş söküldüğünü fark etmesiyle kendini gülümsemekten alamadı Ree. Çok severdi bu vakitleri aslında genç kız. Ama uykusu ona daha kıymetli geldiği için bir türlü uyanıp izleyemezdi. Şimdi ise bu anın tadını çıkarmak onun için kocaman bir fırsatı vardı.

" Güzel bir hava değil mi?"

Hyunjin'nin esneyerek sorduğu soru ile gökyüzündeki bakışlarını yanındaki genç oğlana döndürdü Ree. Esnemekten dolayı Hyunjin'nin gözleri hafifçe dolmuştu ve aşırı parlak bir görüntü çıkmıştı oğlanın gözlerinde. Sanki gökyüzünde yavaşça kaybolan yıldızlar onun gözlerinde doğuyormuş gibi. Çok güzel.

"Evet çok güzel"

Genç kızın oğlana bakarak cevaplaması üzerinde gökyüzünde bakışları olan Hyunjin bakışlarını onu izleyen kıza çevirdiğinde karşılaştığı bakışlarla kalbi tekledi Hyunjin'nin. Asla anlayamıyordu karşısında ki kızı, yakışıklı oğlan. Bazen Ree ona öyle bir bakıyordu ki dünyanın en aşık insanı gelse kızın bakışları için saygı duruşunda bulunurdu. Ancak gel gelelim kızın davranışları buram buram Frienzone kokuyordu. Ne istiyorsun Ree? Çünkü yanlış bir şey yapıp seni kaybetmek istemiyorum.

" Ne kadar garip bir hava değil mi? Güneş yeni mi doğacak yoksa yeni mi battı anlayamıyorsun? "

    Aynı senin gibi. Hyunjin derin bir nefes alıp kızda ki bakışlarını tekrar gökyüzüne çıkarırken konuşmuştu. Hyunjin'nin cümlelerinden sonra genç kız bir iki saniye afallamıstı. Gerçekten öyleydi hava. Bang Chan gibiydi hava da. Ne yaptığı, ne düşündüğü belirsiz. Aklından bir iki saniye çıkan düşünceler yeniden yerine dönünce sesli bir iç çekti Ree. Yeniden aklıma hoş geldin Bang Chan!

" Gerçekten de öyle. Çok güzel ama arkasından ne geleceğini bilmiyorsun. Karanlık mı yoksa aydınlık mı?"

    Genç kızın kurduğu cümleyle istemsizce yüzünde bir gülümseme oluştu Hyunjin'nin. Bunun cevabı belliydi Hyunjin'e göre.

YES, DADDY | Bang Chan✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin