#16

1.7K 90 52
                                    

Seni bana ayırdım.










    Bütün yükünü üzerine veren kızla düşmemeye çalışarak kafeteryaya ilerlemeye çalışıyordu Minho. Na Ree sabah bok gibi bir ifade ile sınıfa gelmiş kafasını sıraya gömerek ders sonuna kadar uyumuştu. Ders sonunda Minho bir kaç defa uyandırma çalışmasından sonra kızı sıradan ayırabilmek adına spatula almaya gidecekken genç kızın 'ne bu tantana ya!' Temalı yakınmalarıyla kalktığını görünce hemen yanına gidip koluna girmişti. Şu anda genç kız bütün yükünü Minho'nun üzerine vermiş yürüme eylemiyle büyük savaş veriyordu.

    Minho'nun durmasıyla yavaşça gözlerini açtı genç kız. Ona şaşkın şaşkın bakan Jeongin ve Hyunjin ile karşılaşınca kafeteryaya geldiklerini anladı. Minho'dan ayrılıp ikisinin ortasına kendini bırakıp masaya başını yasladı Na Ree. Çok fazla içki içtiğinde hep böyle oluyordu. Hasta olmuş, her an ölecekmiş gibi...

    Jeongin şaşkın bir ifadeyle Na Ree'ye bakarken Hyunjin ise tam tersi endişeli bir ifadeyle bakmaya başladı. En son ayrıldıklarında oldukça iyi gözüken bu kız şu anda oldukça kötü görünüyordu. Genç kızdan endişeli bakışlarını ayırıp soru sorarcasına Minho'nun yüzüne baktı Hyunjin.

"Na Ree'nin nesi var?"

Kafasındaki soru işaretlerini gidermek için sordu Hyunjin. Minho ise cevap vermek yerine tekila shotu atıyormuş gibi bir hareket yapıp masadaki sandalyelerin birine yerleşti. Jeongin derin bir nefes alıp Ree'ye doğru yaklaşarak konuştu.

"Nouna içmeyi bilmiyorsan niye bu kadar içiyorsun ki?"

Genç kız ise kafasını yasladığı yerden yavaşça kaldırıp Jeongin'e baktı.

"Jeongin-ah, National Geographic kafamın içinde 'Fillerin Halayı' adı altında belgesel yayımlıyorken sende kafamı sikmesen mi?"

Jeongin genç kızın bu haline sadece gülümsemekle yetindi. Çünkü gerçekten kötü görünüyordu. Acaba bir fotoğrafını çekse miydi? İleride koz olarak kullanabilirdi.

~~~~~~~~~~~~~~~~~

"Allah'ım kafam niye bu kadar ağır?!"

    Genç kızın kafasını yasladığı masadan bir anda kaldırıp bağırmasıyla telefonunda hunharca Amoung Us oynayan arkadaşları yerinde sıçramışlardı. Minho bakışlarını genç kıza çevirip korkunç bir bakış atmıştı ancak genç kız bunu görmemişti ya da görmek istememişti.

    Genç kız kendine gelmek adına bir iki esneme hareketi yaptıktan sonra masadakilerde gözlerini gezdirdi. İlk geldiğinin aksine gereksiz diğer ev arkadaşı-Jisung- ve Changbin de aralarına katılmıştı ve şu anda hepside hunharca telefonlarına gömülmüş oyun oynuyorlardı. Acaba Chan nerede? Genç kız içinden geçirdiği sorunun cevabını merak ediyordu. Geçen geceye dair her şeyi HD kalitede net hatırlıyordu. Sadece görüntüler değil Chanın kokusu ve onu öptüğü anı iliklerine kadar hissediyordu. Ama biliyordu ki hatırlamıyormuş gibi yapmak en iyisiydi.

Masadakilerin Ne oynadıklarını anlamak adına kafasını yan tarafındaki Jeongin'e çevirdi. Küçük renkli tatliş astronotları görmesiyle Amoung Us oynadıklarını anladı Na Ree.

"Yanındaki kırmızılı kim?"

Oyunda hepsi Nickname kullandıkları için yanındaki kırmızılının kim olduğunu anlayamamıştı Na Ree, çünkü sadece H~N yazıyordu.

"Aaa o mu? Hyunjin!"

"Efendim?"

Hyunjin bir an kendine seslendiklerini düşündüğü için otomatik cevap vermişti. Genç kızın Jeonginin telefonundaki bakışları Hyunjine döndü. Sevimli. Yavaşça Jeongin'den ayrılarak Hyunjin'e yaklaştı Na Ree. Hyunjin'in telefonuna bakışlarını çevirdiğinde şaşkın bir ifade ile Hyunjin'e baktı. Hyunjin imposter ve zavallı Jeongin'imi öldürecek. Ne kadar deli gibi müdahale etmek istese de dünkü ödev için Hyunjin'e oldukça minnettardı. Şimdilik susuyorum. Biraz daha Hyunjin'e yaklaşarak oyunu izlemeye devam etti. Hyunjin ve Jeongin'in yanına siyah renkli biri gelmişti.

YES, DADDY | Bang Chan✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin