YES, DADDY | Bang Chan✓

#4

Ayy ayy ayy okumalar için çok teşekkür ederim ☺️

    Genç kız odasında bir ileri bir geri giderken mesaja ne yanıt vereceğini düşünüyordu. Tamam o mesajı atmıştı ama buluşmak? Ben bunu düşünmemiştim ki! Henüz çok erken. Kız kendince mırıldanmalarla odada bir ileri bir geri devam ederken gözü saate takıldı. Yaklaşık 3 saattir yakışıklı oğlana mesaj atmıyordu. Bir de ergen gibi görüldü attım. Alnıma 'ben bir malım' diye yazdırsam  kimse yadırgamaz. Genç kız derin bir nefes alıp bıraktı. Plansız şeylerden nefret ederdi ve şu anda tam olarak her şey rastlantısal olarak gidiyordu. Lanet olsun. Cidden başıma daha kötü ne gelebilir. Bunları düşünürken birden telefonu çaldı. Cevap yazmadım diye beni aramamıştır değil mi? Eğer öyleyse bir daha başıma daha kötü ne gelebilir demiyeceğim. Genç kız yavaş adımlarla telefonuna yaklaşırken ekranda ev arkadaşının ismini görmesiyle rahat bir nefes alarak cevapladı.
"Efendim minnii"
"Yaaaaağğ beniiiğm tatliş miiğ tatliiiş ev ağğrkadaşığğğm"
Genç kız duydukları yüzünden yüzünü buruşturup telefonu kulağından uzaklaştırıp ekrana baktı. Roommate King. Doğru insan. Peki ne diye böyle davranıyor bu mal? Genç kız derin bir nefes alıp telefonu kulağına yeniden yaklaştırdı.
"Yaa Minho! Neler oluyor? İyi misin?"
"Hiiğç bu kadaaa iyi olmamıştııuğm"
Genç kız bir kez daha telefonu uzaklaştırdı. Ne diyor bu manyak? Acaba....
"Ya Lee Minho! Sakın bana sarhoş oldum deme!"
"Yioo. Sarhooğş değiliiiğm. Sadeceeğ hafiiifff kafam güzeeeğl. Yaahğ! Sence de kafaağmığn şekliğğ çok güzeeğl değil mi? Huh!? Değil mi Chan?"
Genç kız duyduğu isim dolayısıyla bir anda nefes alamamıştı. Onunla mı beraber? Tamam ev arkadaşlarının BangChan'ın yakın arkadaşları olduğunu biliyordu. Nede olsa Chan'ı onların sayesinde görmüştü. Ama bu gün beraber oldukları hakkında tamamen habersizdi.
"Aloğğğ!! Aloof! Aloof!"
Genç kız girdiği transtan ev arkadaşının kurt gibi havlaması sayesinde çıkmıştı. Gözlerini sıkıp ya sabır nefesi aldı. Yarın bunu sana ödeteceğim Minii.
"Efendim minii"
"Ayy Miniin yesin seniiğ."
Kız ev arkadaşının verdiği tepkiyle yüzünü buruşturdu. Erkeksiyim bi kere ben diye geziniyor ortalıkta. Verdiği cevaba bak.
"Yah Lee Know! Nerdesin? Bizimkilerden birini göndereceğim yanına"
"Huuuw Lee Know dendiyseeeğğ bu ne anlamağ geliyor biliyorğ musuğn Chan?"
O sırada diğer sarhoş arkadaşı olan Jisung ile ilginen Chan boş boş kendisine soru soran arkadaşının suratına baktı. Bu ekipte sarhoşluğu çekilmeyen 3 üye Minho, Changbin ve Jisung'tu. Ve şansına bunlardan ikisi sarhoştu. Ve en kötüsü bu ikisinin ev arkadaşı olmalarıydı. Biri sarhoş olduğunda diğerine kitler rahat rahat evine dönebilirdi. Ama şu anda ikiside sarhoştu ve bu gerizekalıların ev arkadaşlarından birinin kız olması sebebiyle hiç evlerine gitmemişlerdi. Genelde kendi evine götürürdü. Ancak bu gün o kadar şanslıydı ki(!) ev sahibi evi ilaçlattırdığını bu yüzden bi günlük dışarıda kalması gerektiğini söylemişti. Sıkıntıyla derin bir nefes alan genç çocuk, Hyunjin'in üst kattaki odalardan kulübe doğru indiğini görünce rahatlama ile aldığı nefesi geri verdi. 2 saatten beri bu iki ayyaşla uğraşıyorum. Siz anca kız sikin.
Hyunjin arkadaş ortamına doğru yaklaştığında gördüğü tablo ile derin bir nefes aldı. Büyük ihtimalle herkesin görmekten en nefret ettiği tablolardan biriydi bu. Minho ve Jisung'un sarhoşluğu... Genellikle Jisung'un sarhoşluğu yeterince can sıkıcıyken yanına Minho'nun eklenmesi daha da durumu kötüleştiriyordu. Chan'ın zorlandığını gören Hyunjin hızlı adımlarla arkadaşlarının yanına geldi.
"Sonunda biriniz gelebildiniz. Gözünü seveyim abi şu ayyaşı tut. Minho bi şeyler yapıyor"
Chan isyan eder sesiyle birlikte Jisung'u Hyunjin'e doğru itti. Jisung'u son anda tutan Hyunjin sıkıntıyla bir iç çekti. Gece yeni başlıyor. Chan Minho'ya doğru döndüğünde Minho'nun telefonda biri ile konuştuğunu gördü. Umarım rastgele bir numarayı tuşlayıp aramamıştır. Chan sabır dileyerek sarhoş arkadaşının yanına yaklaştığından içinden dualar ediyordu. Minho'nun başında dikildiğinde Minho oturduğu yerde başını yukarı kaldırıp Chan'a baktı.
"Wfaaaaaağğ!! Chan'ın boyu gerçekten uzun. Değil mi Na Ree?"
    Chan anlamsız bakışlarla Minho'ya baktığında Minho gülme krizine girmeye başlamıştı.
"Ayy ama sen onu göremiyorsun ki Na Ree. Görsen o kadar yakışıklı kiğğ. Pufaaaaa!"
    Chan derin bir nefes alıp kızgın bakışlarını Minho ya göndermekle meşguldü. Bir başkası ise kalbini dizginlemekle meşguldü. Genç kız Chan'ın adını duymasıyla yayıldığı yerde doğruldu. Resmi olmasa da biraz önce Chan, genç kızın adını öğrenmişti. Telefondan gelen kahkahaları duymamazlıktan gelip kendine gelmeye çalışıyordu. Zaten Minho'yu duymakta ciddi anlamda zorluk yaşıyordu. Kulüpte olduklarını belli edercesine yoğun bir müzik sesi telefonu açtığından beri kulağındaydı. Yavaşça müzik sesi ve gülme sesleri azaldığında telefona baktı kız. Şarjım da bitmemiş. Bozuldu mu ki?
"Alo?"
    Genç kız duyduğu ses ile nefes almayı bırakmıştı. Bu sesi nerede olsa tanırdı. Tanrım telefonu Chan almış.