#2

4.1K 149 53
                                    

    Otobüsten telaşla çıktığında kolundaki saate baktı genç kız. Geç kalmak üzereydi. Eğer yetişmek istiyorsa bir an önce acele etmeliydi. Koşarak Fakültesine doğru ilerlemeye başladı. Bay Kim fakültenin en arıza hocalarından biriydi. Derse 30 saniye bile geç kalınmasına dayanamazdı. O sınıfa girdikten sonra ders başlamış anlamına gelmekteydi ki bu da isteseniz bile o derse giremeyeceğiniz üstelik yok yazılacağınız anlamına gelmekteydi. Ve genç kız bu durumdan hiç hoşlanmamıştı.

    Adımlarını daha hızlandırdığı sırada derslik kapısından içeri giren Bay Kim i görmesiyle daha da hızlandırmıştı. Ancak o kapıya ulaşmadam kapının kapanmasıyla geç kaldığının farkına vardı. Harika, gerçekten harika!? Daha ne isteyebilirim ki? Diye geçirdi içinden genç kız. Acaba şansımı denesem mi? Şu ana kadar Bay Kim den aldığı tüm derslere zamanında gelmiş ve derste derse katılım göstermekten çekinmemişti. Bay Kim onu severdi. Severdi değil mi? Sıkıntıyla derin bir nefes alıp dersliğin kapısını tıklattı. Yavaşça kolunu oynatıp sınıfa girmeye yeltendiğinde Bay Kim'in tok sesini duydu.
" Ders başladı. O yüzden kapıyı kapat"

    Genç kız şaşkın bir yüz ifadesiyle daha açmadığı kapıyı geri kapattı. Daha önce bu şekilde kapıda kalan sınıf arkadaşlarının nasıl hissettiğini şimdi çok daha iyi anlıyordu. Lanet Christopher Bang Chan. Senin yüzünden oldu. Genç kız sakinleşmek adına gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı. Yavaşça gözlerini açarken kolundaki saate bir bakış attı. Chan'ın dersinin başlamasına daha vakit vardı. Ama biliyordu ki Bang Chan bu derste uyuduğu için erken geliyordu. En favori yeri olan sağ arka köşeye çoktan kurulmuş olmalıydı. Adımlarını Güzel Sanatlar Fakültesine doğru çevirdi. Dün geceden beri Bang Chanla nasıl iletişim kuracağını düşünüyordu. Onda ne bulduğunu bile bilmiyordu ama ona karşı olan duygularını da dizginleyemiyordu. Güzel Sanatlar Fakültesininin prensi o. Sadece sen değil bir çok kız ona karşı bir şeyler hissediyor olmalı diye geçirdi içinden. Bunun farkındaydı, Bang Chan'ın onun varlığından bile haberi olmadığının farkında olduğu gibi.

    Adımları Güzel Sanatlar fakültesinin önünde durduğunda köşedeki tanıdık simayı görmekle hemen yakınındaki kolonun arkasına saklandı genç kız. Kolonun arkasından yavaşça köşede bir arkadaşıyla sigara içen Bang Chan'a ilişti gözleri. Vaay yakışıklı prensimiz sigara mı içiyormuş? Ama sigara sağlığa zararlı. Sesine de zarar verebilir. İçinden kendi kendine söylendi kız. Aman bana ne kendi bilir diye içinden geçirirken başka bi sigara daha yaktığını gören kız gözlerini büyüttü. Biraz önce bir tane içmemiş miydi? Kolonun arkasından onu izlemeye devam ederken birden omzuna matkapla delik açmaya çalışan öğrenciyle bakışlarını onu çevirdi. Çocuğu ayaklarından yüzüne kadar incelediğinde oldukça şaşırdı. Bu ne endam?! bu ne boy yiğidim? Dağ ol, tırmanır zirvene türbe yaptırırım. Çocuk sıcak bi gülümse ile kıza selam verirken genç kızda hemen selam verdi.
"Selam ben maskesiz gülücükler topluluğundan Hwag Hyunjin. Lösemili çocuklar için yardım topluyoruz. Sende yardım etmek ister misin?"
    Kız çocuğun suratına hayran bakışlar gönderirken bir anda kendine geldi. Ne ara bu kadar ayran gönüllü oldum? Adının Hyunjin olduğu çocuk elinde yardım kutusuyla beklemekteydi. Kutunun içinde bir kaç won görünüyordu. İnsanlar çok acımasız. Neden yardım etmezler ki? Hemen cüzdanını çıkarıp içinden en yüksek mevladaki parayı yardım kutusunun içine attı. Hyunjin bunu beklemiyor olacak ki gözlerini kocaman büyüttü. Kız oğlana sıcak bi gülümseme gönderirken işine geri döndü. Yani Bang Chan'ı izlemeye... Bakışları yeniden onu bulduğunda sigarası söndürüp Adımlarını Fakülte içine doğru yönlendirmişti.

Kız ne yapacağını bilmez bi şekilde arkasına döndüğünde bir anda Hyunjin ile burun buruna gelmişti. Kız kocaman gözlerle ona bakarken Hyunjin oldukça rahat bir şekilde kıza gülümsüyordu. Benim boyuma yetişmek için eğilmiş mi o? Kız yakınlıktan dolayı refleks olarak kendini geri çekmişti. Ancak kolonun uzaklığını kafasında kuramadığı için arkasındaki kolona başını çok kötü çarpmıştı. Çarpmayla kız bir anlık bilinç kaybı yaşasa da kız başını sallayıp kendine gelmeye çalıştı. Bir anda Hyunjin kafasını tutup kızın kafasını incelemeye başladı. Neden bu kadar yakın? Daha 2 dk önce tanıştık. Diye geçirdi içinden genç kız.
" Ya iyi misin? Adını da bilmiyorum. Kimsin sen? Adın ne?"
Hyunjin'in kendine sorduğu soruları algılaması sonucu kızın kafasında olan ellerini uzaklaştırdı genç kız.
" İyiyim Hyunjin-shi. İzininle şu anda gitmeliyim."
Kız eğilerek çocuğun yanından ayrılırken fakülteye giren Bang Chan'ın ardından adımlarını fakülteye yönlendirdi. Geçen haftalarda olsa endişelenirdi. Ancak artık Bang Chan'ın derslerini ve dersliklerini ondan daha iyi bildiğine emindi. Yanında hissettiği hareketlilikle bakışlarını soluna çevirdiğinde niye o yardımı yaptım ki? Diye içinden geçirdi genç kız. Adımlarını durdurup soran gözlerle yanında duran Hyunjin'e baktı. Hyunjin bunu bekliyormuş gibi kocaman bir gülümsemeyi genç kıza sundu. Gerçekten çok yakışıklı. Chan'dan önce görmüş oldaydım kesin onu severdim diye geçirdi içinden. Soru soran gözlerle ona bakmaya devam ederken Hyunjin genç kıza sevimli bir şekilde gülümsüyordu.
"Bir sorun mu var Hyunjin-shi?"
    Hyunjin'in yüz ifadesi değişirken kıza ne demesi gerektiğini düşünüyordu.
" Şey. Yardımın için teşekkür edememiştim. Teşekkür ederim şey-yy? Adın neydi? Yardım edenlere ismini yazarız."
    Genç kız derin bir nefes alıp karşısındaki çocuğa anlamsız gözlerle baktı.
" Dişi Robin Hood yaz."
    Karşısındaki çocuğa gözlerini devirerek yürümeye başladı kız, karşısındakinin ne hissettiğini bilmeden. Hyunjin içinden derin bir nefes alıp ne yapması gerektiğini düşündü. Elini cebine attığında cebindeki yuvarlak cisimle beyni aydınlandı. Son bir kez daha kızın arkasından koşarak kızım önüne geçti. Kızın elini avuçlarının içine aldığında avuçlarından vücuduna bir titreme yayıldı genç adamın. Kız ona kızgın-şaşkın gözlerle bakarken kızın avucuna sabah kendisi için aldığı lolipopu bıraktı. Son bir kez daha kıza gülümseyerek yanından ayrıldı.

    Genç kız şaşkın bakışlarla elindeki lolipopu incelemeye başladı. Genç kız lolipop sevmezdi ki. Derin bir nefes alıp  Hyunjin'in arkasından baktı. Birden aklına gelen fikirle hemen saatine baktı. Harika ders saati yaklaşıyor. Sınıfı dolmadan ona ulaşmalıyım. Kız hızlı adımlarla ezbere bildiği sınıfın yolunu tuttu. Sınıfa geldiğinde yavaşça kapıyı açarak başını içeriye doğru gönderdi. Sınıfa bir göz attığında sınıfta sadece 2 kişi olduğunu gördü. Bir kız -ki galiba kantine gidecekti- ve köşede uyuyan yakışıklı çocuk... Yavaşça adımlarını sınıfa attığında sınıftaki kız ona gülümseyerek sınıftan çıkmıştı. Saygı göstermek adına hafifçe eğildi genç kız tanımadığı kıza. Kız sınıftan tamamen çıktığında amfide sadece Bang Chanla o kalmıştı. O kadar zamanım yok. Sınıf arkadaşları gelmeden gitmeliyim. Düşünceleri arasında en anlamsızı da bu geliyordu. Burada olmasının bile bir anlamı yokken o buraya gelmişti. Tam bir sasseng fan gibi davranıyordu. Kendimden utanmalıyım.
    Kız yavaş adımlarla amfinin katlarını çıkarak genç adama doğru ilerledi. Genç adam sıranın üzerine başını koymuş çoktan uyumaya başlamıştı.  Uyurken bile yakışıklı. Genç kız derin bir nefes alıp bir süre daha geç adamı izledi. Eğer böyle yatmaya devam ederse boynu tutulacak genç kızın içindeki anne asla susmak bilmiyordu. Sınıfın kapısı açıldığında genç kız fazla zamanının olmadığını farketti. Çantasının içinde yedekte taşıdığı lacivert ceketi çıkararak dikkatli bir şekilde genç adamın başının altına koydu. Sınıfa giren öğrencilerle artık gitme vaktinin geldiğini anlamıştı genç kız. Son bir kez daha yakışıklı çocuğa bakıp adımlarını sınıfın çıkışına doğru yönlendirdi.

Tadaaa bu da 2. Bölüm. Biliyorum kurgu baya yavaş bir şekilde ilerliyor. Ama elimden gelenin en iyisini yapacağım. Sizi seviyoruz 🥰♥️❤️

YES, DADDY | Bang Chan✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin