#6

2.2K 115 15
                                    

Ay ay ay ilk yorumu @LenaLee127 adlı okuyucum yaptı. Benim minnoş okuyucuma burdan teşekkür edeyim. Yorumun için teşekkür ederim 🥰❤️ Seni seviyorum 💕 Bu bölümü 1. Kişi ağzından yazmaya karar verdim. Umarım beğenirsiniz.

Na Ree ağzından
Üniversitenin merkez kafeteryasına oturmuş gözümde güneş gözlüğü, elimde kahve ders sonra kahve keyfi yapıp ev arkadaşlarımı bekliyordum. Sabah dersimin erken olması sebebiyle yapmaktan zevk aldığım bir şey yapıp ev arkadaşlarımın alınlarına post-it yapıştırıp uyandıklarında buraya gelmelerini yazmıştım. Tabi birazcık da yüzlerini boyamış olabilirim. Ama birazcık, çok değil. Birini sincaba diğerini kediye benzetecek kadar çizdim sadece. Tabi bunu sonra kullanmak amacıyla fotoğraflarını çekmişte olabilirim. Sadece bu kadarcık.
Saatime baktığımda saatin öğleden sonra 14.03 olduğunu gördüm. İkisi de kış uykusuna yatmış olmalılardı yoksa bu saate kadar uyumalarının başka açıklaması olamaz. Kahvemden bir yudum daha aldığımda omzumun dürtülmesiyle bakışlarımı dürten kişiye yönlendirdim. Bir anda ciğerlerime giden havanın kesilmesiyle öksürmeye başladım. Aferin Na Ree! Gün be gün daha fazla nasıl rezil olunabilir? adı altında klasik bir eser sayılabilecek kitap yazıyorsun.
"İyi misin?"
Başımı evet anlamında sallarken öksürüğümü durdurmaya çalışıyordum.
"Su almamı ister misin?"
Aynı anda hem başımı hemde elimi hayır anlamında sallayıp derin bir nefes alarak kendime gelmeye uğraştım. Bu öksürük niye durmuyor be?!
" Biraz daha iyi misin?" Diye soran Bang Chan' a bakışlarımı yönlendirdiğimde neden burada olduğunu sorguluyordum.

"Evet iyiyim. Teşekkür ederim"

    Karşımdaki sandalyeye oturup Peçetelikten aldığı peçeteyi bana uzattığında soru sorarcasına yüzüne baktım. Eliyle çenemi gösterdiğinde  kendime yumruk atmak istemiştim. Öksürürken kahveyi her tarafıma bulaştırmış olmalıyım. Lanet olsun. Elindeki peçeteyi bir mendil kapmacadaki gibi heyecanla kapıp hemen çenemi silmeye başladım. Silme işlemim bittiğinde tekrardan bakışlarımı Chan'a yönlendirip burda ne işin bakışları atmaya başlamıştım. Benden başka her yere bakan Chan inatla bakışlarını bana yönlendirmiyordu. Dünün aklıma gelmesiyle kanın yanaklarıma hücum ettiğini hissetmiştim. Üzerimdeki askıyı düzeltirkenki ifadesi oldukça çekiciydi. Ahh Daddy...

    Dünün tekrardan aklıma gelmesiyle aklımda çakan şimşeklerle kaşlarımı çatmıştım. Dün babacık bana adını söylemedi. Kaşlarımı çatmam Chan'ın ilgisini çekmiş olmalıydı ki bakışlarını bana çevirmişti. Gerildiğimde yaptığım bi alışkanlık olan dilimi yalama ve dişleme faslından sonra Chan bakışlarını dudaklarıma çevirmişti.  Derince bir nefes alıp yüzüme en sinir bozucu gülümsemelerimden birini taktım.
" Evet?"
    Sonunda konuştuğumda dudaklarımda olan gözleri gözlerimle buluştu. Soru sorarcasına bakmaya başlayınca aynı şekilde bende soru sorarcasına gözlerine baktım.
" Afedersiniz kusura bakmayın ama izin almadan karşıma oturdunuz. Ve ben sizin sadece ev arkadaşlarımın arkadaşı olduğunuzu biliyorum. Neden buradasınız?"
    Sonunda dayanamayıp konuşmamla yüzündeki geniş bir gülümseme kapladı. Birazcık yalandan bir şey olmaz değil mi? Yerinde kıpırdandıktan sonra konuşmaya başladı.
" Afedersiniz Na Ree-shi. Kabalığımdan dolayı özür dilerim. Dün sarhoşluğumdan dolayı kendimi tanıtmayı unutmuş olmalıyım. Ben Bang Christopher Chan."
   
    Elini bana doğru uzattığında içimde bir kıpırtılar oluşmaya başlamıştı. Tamam o eli tutmayı bir çok kez istemiştim. Şu ellere bakar mısınız? Ne şahaneler yaratıyorum diye bağırıyor resmen! Bakışlarımı etrafta gezdirdiğimde bir kaç kızın bize baktığını farketmemle gülümsedim. Ağlayın sürtükler! Ellerimi kaldırıp elleriyle birleştirdiğimde ellerinden vücuduma bir elektrik yayılmıştı. Neden ellerimiz her değdiğinde bu duyguyu hissediyorum? Yavaşça ellerimizi ayırdığımda başımı hafifçe kaldırıp, gözlerimi kapatarak güneşin tadını çıkarmaya başladım. Bu hissi seviyorum.
"Jisungla Minho nasıllar?"
    Chan'ın sorduğu soruyla sabahki halleri aklıma geldiğinde genişçe sırıttım.
" Aslında bilmiyorum. Sabah dersim erkendi. Ama onlara güzel süprizler bıraktım. İyi hissedeceklerine eminim."
"Hatırat bir ara sürpriz algının üzerinden geçelim Ree"
    Minho'nun konuşmasıyla gözlerimi açarak ne ara geldiklerini bilmediğim ev arkadaşlarına baktım. İkiside sinirli bakışlarını bana yönlendirdiğinde güneş gözlüğümü çıkarıp onlara sevimli bakışlar atmaya çalıştım.
"Hiç sevimli bakışlar atma Ree. Tanrı aşkına ne kalemi kullandın sen?! Çıkarırken resmen yüzümü zımparaladım?"
   Jisung sinirle konuştuğunda bakışlarımı ona çevirdim.
" Aaaaa hakkımı yeme Jisung. Orda bir şaheser yarattım ben."
"Ne şaheser ama?!"
    İki ev arkadaşımda aynı zamanda konuştuğunda yüzüme sinsi bir gülüş yerleştirerek masanın üzerindeki telefonumu elime aldım. Sabah çektiğim fotoğraflardan birini açıp Jisung'a uzattım.
"Ciddiyim Sung-ah şu tipe bakar mısın? Ne kadar tatliş! Şu tiple buraya gelsen bir sürü kız düşürürdün. Ama gülmekten" diyip kötü kız kahkahamı bastım.
"Ha ha ve ha"
    Jisung bana sinirli bakışlar atmaya devam ederken kendimce eğlenmeye devam ediyordum. Bakışlarım tekrardan Chan'a kaydığında dikkatle bana baktığını gördüm. Yüzümdeki gülümseme yavaşça kaybolurken bakışlarımı ona diktim.
" Siz tanışıyor musunuz?"
    Minho'nun sorusu üzerine ikimizde bakışlarımızı Minhoya çevirdik. Minho işaret parmağının kaldırmış bir Chan bir ben arasında mekik dokutuyordu. Tekrardan bakışlarımı Chan'a çevirdiğimde sıkkınca nefes alıp çapkın bir yüz ifadesine büründü. Jisung bakışları ikimiz arasında gelir giderken sonunda Minhoya bakarak gözlerini büyüttü.
"Sa-sa-sa-sakın böyle bir şey yapmadığını söyle hyung"
    Jisung korku dolu bakışlarını Chan'a gönderirken neler döndüğünü anlamaya çalışıyordum.
"Hyung o bizim ev arkadaşımız, böyle bir şey yapmadınız değil mi?"
    Minho Chandaki bakışlarını ayırıp bana baktığında soru sorarcasına yüzüne baktım. Neyden bahsediyor bu salaklar?
"Sizin tam olarak neyden bahsettiğinizi biriniz bana açıklayabilir mi?"
    Jisung da Chandaki bakışlarını bana çevirdiğinde gözlerinden acı çektiğini anlamıştım.
" Jisung kıvranıp durma. Ne demek istiyorsun?"
    Jisung biraz daha kıvrandıktan sonra ağzındaki baklayı sonunda çıkarmış ve bombayı ortaya bıraktmıştı.
"Senin Chan la yatmış olma ihtimalin?"
    Kocaman gözlerle Jisung'a bakmaya başladığımda Jisung korku dolu bakışları atmaya devam etmişti. Masanın üzerinde olan 897 sayfalık ders kitabı elime alıp Jisung'a vurmaya başladım.
"Yah! Yah! Han Jisung! Sen neden bahsediyorsun öyle!"
"A! Ah! Ahh! Ya nouna tamam bir dur! Tamam yanlış anladım. Özür dilerim!"
    Jisung elimdeki kitabı sonunda benden aldığında kötü kötü bakışlarımı Jisung'a gönderiyordum. Tamam adap yükü olduğum söylenemezdi. Tamam Chanla yatmak istemediğimde de söylenemezdi. Ama salak gibi bunu belli de edemezdim.
" Kusura bakma Ree ama şu gördüğün kazanova genelde yattığı kızların yanında durduğu için"
    Kocaman gözlerle Minho' ya bakarken Jisung ta onu onaylar sesler çıkarıyordu. Tamam Chan'ın çapkın olduğunu biliyorum. Abartmaya gerek yok. Ona sadece hayranım. Ona aşık değilim. Yani umarım. Chan bir elini cebine atıp cebinden bir miktar para çıkararak masaya bıraktı. Ben de dahil herkes ona ne yapıyorsun bakışları atarken yavaşça parayı önüme sürükledi. Ne yaptığını anlamaya çalışırken dünkü verdiğim para aklıma gelmesiyle derin bir nefes aldım. Yavaşça sandalyesinden kalkarken bir yandan bana doğru eğildi
"Dün için teşekkür ederim Na Ree. Ve yanlış anlama için özür dilerim."

   

YES, DADDY | Bang Chan✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin