KALBİN ÇILGINLIĞI (+18)

1

beliz'le armando'nun barısacagi yok arkadaslar benden size yeni smut kitabi. sadece smut yazilmak icin olan bir kitap fazla bir anlam beklemeyin✋🏻
gelecekten geliyorum düzenleme: ilerlere dogru biraz anlam kazandı gibi

Etrafa bakınırken bir yandan da çalan müziğe eşlik ediyordum. Bar kapısında, arkasında üç adamıyla birlikte bir adam girdiğin de gözüme kestirip nereye oturacağına baktım.

Garsonlar adamın yanına gelip saygıyla eğilirken bir yanda da masayı tarif ediyordu. Barın her köşesini görebileceği basamaklı bir masaya oturduğun da adamları da başına dikildi.

Çantamdan küçük aynamı çıkartıp kendime çeki düzen verdim. Saçımı düzeltirken bir yandan da ayağa kalkıp elbisemi düzelttim. Yanımdan geçen garsonu durdurup içi dolu bir bardak aldım.

Adama doğru ilerlediğim de ayağım basamağa takılır gibi yapıp üstüne düştüm. Elimde ki dolu bardağı erkekliğinin olduğu kısma döktüğüm de şaşırır gibi yapıp "Çok özür dilerim daha dikkatli olmalıydım" diyerek masadan aldığım selpakla üstünü temizledim.

Elim erkekliğine değdiğin de hafif titredi. Beni üstünde kaldırıp "Sorun değil" diyerek otoriter sesiyle konuştu. Ağzımdan aaa nidası çıkartıp dibine oturdum. Elimde ki selpakla hâlâ üstünü temizlemeye devam ederken "Olmaz öyle" dedim.

Elimi uzatarak "Defne" dediğim de adam ilk tereddüt etse de sonradan çarpık bir gülümsemeyle elini uzatıp "Barış" dedi. Karşılık olarak sıcak bir tebessüm etmiştim.

¤

Barış'ın evine geldiğimiz de yıllarca çalışsam da alamayacağım eve baktım. İçimde ki ses turnayı gözünden vurdun be kızım diye söylenmeye başladığın da kulak asmayıp Barış'ı takip ettim. Eve girdiğimiz de ellerim ve gözlerim etrafta dolanmaya başlamıştı.

"Çok beğendin sanırım" diye konuştuğun da Barış'a baktım. İkı tane kadehe şarap dolduruyordu. Anlamadığım bakışlarla baktığım da şarap şişesini tuttuğu elini kaldırıp evi gösterdi. "Evden bahsediyorum"

"Evet güzelmiş" diye umursamaz tavırla konuşup Barış'ın yanına gittim. Kadehiyle koltuğa oturduğun da bacaklarını iki yana açıp eliyle bacağının üstüne hafifçe vurdu. Tahrik edici gülümsememi atıp bana doldurduğu şarabı onu sabırsızlandırmak için yavaşça içmeye başladım.

Dayanamayıp beni kendi üstüne oturttuğun da elimde ki kadeh üstüme dökülmüştü. Kucağında gel gitler yaparken vücudumun açıkta kalan yerine dökülen şarabı emmeye başladı. Başını arkaya attığın da sıramın geldiğini anlamıştım.

Bir elimle erkekliğini okşarken bir elimi ensesine koyup boynunu emmeye başladım. Hırıltılar çıkarttığın da ellerini kalçama yerleştirdi. Gel gitlerimi hızlandırıp gömleğinin düğmelerini açmaya başladım. Benden destek alıp o da elbisemin fermuarını açacakken bir an da evin için de silah sesleri duyuldu.

Beni üstünden çekip koltuğun kenarına cenin pozisyonu şeklinde yatırdığın da ne yaşadığımı idrak etmeye çalışıyordum. Kafamı elimle kapatırken silah sesleri daha çok duyulmaya başladı. Başımı yana yatırıp Barış'a baktığım da bir şeyler söylenerek karşı tarafına ateş ediyordu.

Silah sesleri azaldığın da başımı kaldırıp etrafa baktım. Yerde yatan bir kaç kişi gördüğüm de gözlerim korkuyla açılmıştı. Tamamen ayaklanıp ayağa kalktım. Barış hem küfürler ediyor hem de sağ kalan adamlarına bağırıp çağırıyordu. Bir kaç saniye sonra gözümün önünde omzundan vurulup yere düştüğün de çığlığıma hakim olamamıştım.

Evin içine adamlar dolduğun da Barış'ın adamları tek tek eğilip teslim olmuştu. Barış ise yer de omzunu tutarak can çekişiyordu. Bir adam bana doğru geldiğin de iki elimi havaya kaldırıp sağa sola hızla sallamaya başladım. "Ben değil ben değil" diye hızla konuşurken elime geçen yastığı adama fırlattım.

Adam yastığı hava da yakalayıp söylenmeye başladı. "Benim alakam y-" diye konuşurken başımın arkasına vurulan sert cisimle bayılmıştım.

¤

Başımın ağrısıyla gözlerimi açtığımda elimi arkaya uzattım. Aşırı derece de ağrıyordu. Etraf o kadar karanlıktı ki bir ara gözlerimi açıp açmadığımdan şüphe duymuştum.

Sessizce yer de sürüklenerek duvarı aradım. Elim bir yere değdiğin de destek alıp ayaklandım. Kapı kolunu bulduğum da açmak için güç uyguladığım da kilitli olduğunu gördüm. Tabiî ki de kilitli olucaktı. Kapıya vurmaya başladım.

"Hey kimse var mı?" diye bağırdığım da odanın içinde sesim yankılanmıştı sanki ama cevap veren olmamıştı. Kapıya daha şiddetli vurup daha şiddetli şekilde bağırmaya başladım.

Kapı açıldığın da geriye doğru sendeledim. Adam her ihtimale karşı kapı kolunu tutarak bana baktı. "Ne oldu?" dediğin de sesinin soğukluğuyla titremiştim sanki.

"Bir şey soracaktım da ben niye buradayım?" diye sorduğum da adamın sakinliğime şaşırdığını görebiliyordum. Beni baştan aşağıya süzüp "Sevgilin niye buradaysa sen de o yüzden buradasın" dediğin de şaşırma sırası bendeydi.

"Sevgilim?" diye sorduğum da ifadesiz şekilde dik dik bakmaya devam etti. Aklıma Barış geldiğin de haa nidası çıkartıp adama yaklaştım. "Şimdi anladım fakat orta da yanlış anlaşılma var. O benim sevgilim değil eğer ona da sorarsanız zaten gerçeği söyleyecektir biz sadece bar da tanışan iki yabanc-" diye açıklamamı yaptığım da adam suratıma kapıyı kapatıp gitti.

Bıkkınlıkla sesli nefes verdim. Kapının yanında oturup sırtımı duvara yaslayarak bacaklarımı kendime çektim. Hep mafya dizisin de oynamak isterdin al gerçeğini yaşıyorsun bebiş diye konuşan iç sesime ilk defa belki bir kaç defa hak vermiştim.

Ne kadar süre geçtiği hakkında hiç bir fikrim yoktu. Saatin kaç olduğu hakkında da belki de üstünden iki gün bile geçmiş olabilirdi. Abart. Belki de beni burda unutmuşlardı. Korkuyla ayaklanıp kapıya vurcaktım ki kapının aniden açılmasıyla korkmuştum.

Adam hiç bir şey demeden kolumdan tutup sürükledi. Adamın elinden kurtulmaya çalışırken "İnsanım ben insan düzgün davran hani nerde medeniyet" diye söylenirken kolumu daha çok sıkmaya başladı.

"Gerçekten de medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavarmış" diye konuştuğum da adam beni koltukta oturan adamın önüne attı.

Başımı kaldırıp baktığım da keskin bakışlarıyla göz göze gelmiştik.

Bölüm Sonu