Bir süre sonra ses soluk çıkmayınca Ender de yanımıza gelmişti. Avukata dönüp "Bende zaten çıkıyordum başka bir yerde konuşalım mı?" diye sorduğum da başını saygıyla eğip gözlerini olumlu anlamda kapatıp açtı.
Evden çıkıp kapıyı kapatıyordum ki Kıvanç durdurup "Beni bekle" diyerek ceketini giyiyordu ki elimle elini tutup durdurdum. "Gerek yok sen misafirinle ilgilen" diyerek bakışlarımı Ender'e çevirdim. Ender Abla diyesim geliyor.
Kapıyı kapatıp elimle avukata yol verdiğim de aynı şekilde o da arabasını işaret etti. Eşyaları arka koltuğa özenle koyup şoför koltuğuna geçti. Arabayı çalıştırıp sürmeye başladığın da içimde bir his belirmişti. Korku, endişe, üzüntü ya da başka bir şey değil ama kötü hisettememe sebep oluyordu.
Araba beş on dakika sonra ilk gördüğü kafe de durduğun da aşağıya indim. Avukat önde ben arkasında giderken oturduğu masanın karşısına oturdum. Bir kaç saniye sonra garson geldiğin de bir şey isteyip istemediğimi sordu.
"İstemiyorum teşekkürler" diye sakıncalı gülüşümle cevap verip masanın üstün de parmaklarımla oynamaya başladım. Garson yanımızdan gittiğin de avukatta oturduğu yerde öne atıldı.
"Münir Bey iki gün önce beni arayıp konuşmak istediğini söyledi. Yanına gittiğim de ise bana sizin tarafınızdan öldürüleceğini söyledi" dediğin de yutkundum. "Münir Bey'i öldürdüğünüzü biliyorum"
"Öldürdük" diye arkadan gelen sese baktığım da Kıvanç yanıma oturdu. Avukat bana baktığın da başımı olumlu anlam da salladım.
"Her hangi bir yasal işlem başlatılmasını istemedi. Onun aksine bütün mal varlığını ve bu önemli eşyaları size bıraktı" dediğin de korkum gitmiş yerine şaşkınlık başlatılmıştı. Avukat masanın üstünde ki eşyaları ve yanında ki çantayı bana uzattığın da alıp almamak konusun da kararsız kalmıştım.
"Bu mektubu ve CD'leri özellikle size vermemi istedi" dediğin de sinirle elinde ki CD'lere baktım. Gider ayak piçliğini yine yapmış. Huylu huyundan vazgeçer mi? Sinirle elinde ki CD'leri almak istediğim da avukat kendine doğru çıktı. Başımı karşılık olarak sağa sola salladım. "Aynı bu şekilde sinirleneceğinizi de söylemişti fakat bu CD'ler de önceden izlediginiz görüntülerden yokmuş" dedi.
"Bebeğinizle olan görüntüleriniz varmış. Bu kutu da bebeğiniz eşyaları ve bu kağıtta size olan son sözleri mektubunuz" diyerek elindekileri uzattığın da gözlerim dolmuştu. Elinde ki CD'leri alıp bakarak sanki bebeğim elindeymiş gibi okşadım.
"Ben bebeğimin yüzünü unutmuştum" diyerek gülümseyerek gözümden akan yaşı sildim. Kutuyu açmak istesem de şu an hazır olmadığımı hissedip vazgeçtim. Mektubu da omzumda ki çantamın içine koydum.
Avukat yanında ki kağıdı almak için başını çevirdiğin de yanında ki sanyelde duran poşeti yeni fark etmiş gibiydi. Eline alıp bana uzatarak "Az kala bunu unutuyordum. İçinde sizin küçüklük eşyalarınız var" dedi. Gözlerimden yaşlar akmasını engellemek için başımı hafif arkaya atıp yukarı baktım. Derin nefes alıp poşeti de önümde ki kutunun yanına koydum.
Avukat kağıdı bana uzatıp "Sağ alt köşeyi imzalamanız gerekiyor" dediğin de kağıdı alıp imzalayarak geri uzattım. Gülümseyerek kalktığın da aynı şekilde bende kalkıp el sıkıştık Kıvanç ise hiç istifini bozmamıştı.
"Bu anahtar o gün Münir Bey'in yanına gittiğinizde ki evin anahtarı. Diğer anahtarların hepsi o evin sizin odanız da" diyerek anahtar uzattı. Kıvanç'a baktığım da zorla gülümsedi. Anahtarı aldığım da avukat gitmiş bende yerime oturmuştum.
Heyecanla Kıvanç'ın boynuna sarıldığım da anında ellerini belime doladı. "Bebeğimin yüzünü hatırlayacağım" diye heyecanla konuşup ayrıldım. "Belki kutu da kıyafeti varsa kokusunu da hatırlarım" diye heyecanla konuştuğum da aynı şekil de Kıvanç'ta gülümsedi.
Bir kaç saniye sonra yüzüm solduğun da Kıvanç'ın da yüzü solmuş bana meraklı gözlerle bakıyordu. "Ama kokusu gitmiştir ki onca zamandırdan sonra" dedim. Beni kendine çekip sarıldığın da saçımı okşadı. Ellerimi bende Kıvanç'ın vücuduna sıkıca doladım.
"Hem çok heyecanlıyım hem de kendimi hazır hissetmiyorum" dedim. "Acele etmene gerek yok. Bu eşyalar artık senin" diyerek gülümsedi.
¤
"Defne! Biz seni öldü sanıyorduk kardeşim" diye alayla konuşan Sena'ya göz devirip içeri girdim. Camın kenarı geçip perdeyi açtım. Arabanın içinde duran Kıvanç'a el salladığım da Sena da yanıma gelmişti.
"Ooo kimi uğurluyoruz?" diye Enes yanımıza geldi. Kıvanç, Enes'i gördüğün de bakışını değiştirip arabayı çalıştırdı. Enes gözlerini kısıp başını 'Seni gidi seniii' diye sallayarak "O kimdi?" diye sordu.
"Aaa sanane be! Sen niye buradasın"
"Baktım ev boş fırsat bu fırsat deyip sevgilimin yanına geldim" diyerek Sena'yı kendine çekip sarıldı. Hııılayıp yüzümü buluşturarak koltuğa oturdum.
"Elindekiler ne?" diye soran Sena'ya bakıp sonradan elime baktım. Avukatın verdiği eşyaları gördüğüm de gülümseyerek yerimden kalktım. Başka odaya ilerleyip "Rahatınıza bakın" diye seslenerek odaya girip kapıyı kitledim.
Çok heyecanlanmıştım, içim kıpır kıpırdı. Elimdekileri yatağa koyup bağdaç kurarak oturdum. Önümdekilere bakarak derin nefes aldım. Elim ilk kutuya gittiğin de havada duraksayıp indi.
En iyisi kendi eşyalarım sonuçta onları bir zamanlar gitmiştim daha kolay olur diyerek elimi poşete doğru uzattım. Bir zamanlar gitmiştim... Bir zamanlar, göreceğim şeylerden memnun olmazsam? İstemediğim anılarımı hatırlatırsa?
Korkuyla yataktak kalkıp etrafta dolandım. Bir kaç tur atıp camı açarak dışarıya baktım. Çirkin mahallemin, beton manzarası. İçimin daha çok karardığını hissedip kendimi yatağa attım.
Sırt üstü uzanıp tavanı seyrederken elimi karnımın üstüne koydum. "Özgür'üm" diye fısıldayıp başımı yan yatırarak eşyalara baktım. Açıp bakmaya cesaretim yoktu. Eşyaları alıp dolabın üstüne özenle yerleştirdim.
Odadan hızla çıkıp hiç bir yere bakmadan evden çıktım. Yürüyüş yapmak en iyisiydi ayrıca mıçmıç duran Sena ile Enes'i izlemek hobilerimin arasında yoktu.
Canım sigara içmek istediğin de gördüğüm markete girdim. Bağımlısı değildim, sık sıkta içmezdim sadece canım istediğin de. Markete girip bir paket sigara, çakmak ve kulaklık alıp çıktım.
Kulaklığı paketinden çıkarıp telefona takıp müzik listemden rastgele bir şarkı açtım. Telefonumu cebime koyup sigara paketinden bir dal alıp paketi de cebime koydum. Aldığım dalı çakmakla yakıp içime çektim.
Cebimde ki telefon titrediğin de sigaramı sol elime alıp boşta kalan elimle telefonumu aldım. Okuduğum cümleyle olduğum yerde durup, gülümsedim.
Gönderen: Kıvanç
Alıcı: Defne
- Ev boş geldi.Bölüm Sonu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİN ÇILGINLIĞI (+18)
Romance⚠️+18 sahneler, fantazi, smut ve argo kelimeler⚠️ Adamın beni attığı yerden umursamaz tavırla kalkıp üstümü düzelttim. Saçımı arkaya savurup kollarımı birleştirip cilveli tavırla "Merhaba" dedim. Karşımda ki kişi içtiği sigarasından nefes alıp duma...