"Çok güzel bir geceydi" diye konuşup Kıvanç'a dönerek "Bir de bana sesim kötü dedin" diyerek hafiften omzuna vurdum. "Bundan sonra bana gece gündüz şarkı söylemek zorundasın" dediğim de bakışlarını yoldan alıp bana çevirdi.
"Sana söylerim" diyerek elini belime koyup beni kendisine yaklaştırdı. "Sena'yı yine kovdum" diye fısıldadığın da belimde ki elini çekip "Nasıl karınca gibi çalıştığımı gördün heralde çok yorgunum" dediğim de yüzünü üzüntüyle astı.
"Ödülümü alırım ben" dediğin de titteyen telefonumu hissedip cebimden çıkarttım. Avukatın aradığını gördüğüm de hızla bekletmeden açtım.
"Efendim?" dedim.
"Defne Hanım merhaba. Size söylediğim gibi anlaşmanın kopyasını okudum. Belirli birkaç şeyi de araştırdım" diye açıklamasını yaptığın da kısa kesmesi için "Yani?" dedim.
"Münir Bey, tanıdığı tanımadığı herkese mâkul bir anlaşmayla kağıdı imzalattırmış" dediğin de rahatlıkla derin nefes aldım. "Fakat Münir Bey'in eli nereye kadar uzanabilir değil mi?" dediğin de olduğum yerde duraksayıp kaşlarımı çattım. Kıvanç bana dönüp merakla bakışlarla başını 'Ne oldu?' der gibi salladı.
"Önceden de dediğim gibi sizin bu işlerle bir bağlantınız yok. Başınız belaya girmez polise şikayette bulunabilirsiniz. Davanız taciz adıyla açılır" dediğin de bir süre düşünüp "Tamam avukat bey. Teşekkürler" diyerek telefonu kapattım.
Etrafıma bakındığım da araba yoktu. Bugün hiç görmemiştim zaten. "Defne bir şey mi var?" diye soran Kıvanç'a döndüm. Başımı hayır anlamında sallayıp yoluma devam ediyordum ki kolumdan tutarak durdurdu.
"Niye avukatla görüşüyorsun? Bir şey var, söyle." diye emin ve ciddi bir şekilde konuştuğun da "Ya önemli bir şey" diye öylesine konuşur vaziyette söylendim. Tatmin olmamış şekilde bakmaya devam ettiğin de sesli nefes alıp tamamen Kıvanç'a döndüm. "Birkaç gündür gittiğim her yerde etrafimda hep aynı arabayı görüyordum. Münir'le bir bağlantısı var mı diye avukata sormuştum bu" diyerek umursamazla tavırla olayı kısaca özetledim. Olay zaten bu kadar.
"Bana niye söylemedin?"
"Sana niye söyleyeyim?" diye sorup öne atıldım. Aynı şekilde Kıvanç'ta bana yaklaştığın da "Bilmem farkında mısın ama birçok kişi seni benim yanımda gördü. Evimden ayrılınca hedeflerin de olduğum kişilerin de seni araştırmayacağını mı sandın? Hayatının bir noktasına artık beni de koyup hayatında ki gelişmelerden bana da bahseder misin? Hiç tanımadığın, sana onlarca şeyler yaşatmış adamın tuttuğu avukat yerine kendi canın için başka bir olayında bana haber verir misin?" diye kendine hakim olmak ister gibi sinirle konuştu.
Birkaç adım gerileyip yüzümü buluşturarak "Şu an niye bu kadar abartıyorsun?" diye şokla konuştum. Aramızda ki açtığım mesafeyi bana doğru birkaç adım kapattığın da "Çünkü konu senin canın o kişiler sana zarar verebilirdi. Bana söylediğin de seni korumaları için varlığından bile haberdar olmayacağın kişileri peşine takabilirdim" dediğin de alayla güldüm.
"Bana zarar vermek isteselerdi yanlarına gittiğim de arabaları kapı duvar rolünü oynamazdı" diye alayla konuşup güldüğüm de Kıvanç bana 'Ciddi misin?' der gibi baktı. "Bir de ayaklarına mı gittin?" diye şok olmuş gibi sordu.
"Kıvanç sinirlerimi bozmaya başladın. Senden önce hiç takip edilip, kaçırılmadığımı falan mı sanıyorsun? Münir'in karşısına aldığı kişilerin beni bulup, peşime düşmediklerini falan mı sanıyorsun?" diye ciddi bir şekilde Kıvanç'a yaklaşıp aramızda ki mesafeyi tamamen kapattım. Sinirden hızla inip kalkan göğüsleri benim göğüslerime değiyordu. "Bu zamana kadar kendimi koruyup şu an önünde nasıl tek parça durabiliyorsam, bundan sonra da dururum. Hayatımın içinde olup bana bu kadar müdahele etmene gerek yok!" diyerek birkaç saniye yüzüne baktıktan sonra yolumda ilerledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİN ÇILGINLIĞI (+18)
Romans⚠️+18 sahneler, fantazi, smut ve argo kelimeler⚠️ Adamın beni attığı yerden umursamaz tavırla kalkıp üstümü düzelttim. Saçımı arkaya savurup kollarımı birleştirip cilveli tavırla "Merhaba" dedim. Karşımda ki kişi içtiği sigarasından nefes alıp duma...