Haftalar sonra gözlerimi kendi evim de açmıştım. Kıvanç'ın evinde güzel bir manzarayla karşılanarak uyanmaya alıştığımdan salonun dağınık halini gördüğüm de yüzümü buluşturarak doğruldum.
Arkamdan gülüşme seslerini duyduğum da başımı arkaya çevirerej sesinin geldiği yöne baktım. Sena, Enes ve Kıvanç masaya oturmuş gülüşerek kahvaltı yapıyorlardı. Şokla yerimden kalkıp yanlarına gittiğim de Kıvanç bakışlarını masadan kaldırıp bana baktı.
"Sabah sabah bu mutluluğunuz niye acaba?" diyerek banyoya yöneldim. Sena masaya tabak götürürken yanımdan geçip "Mutlu olmak için sebep mi lazım?" diye sorduğun da uzaklaştığımızdan sonlara doğru sesini yükseltmisti.
Elimi yüzümü yıkayıp banyodan çıktım. Havluyla yüzümü kuruladıktan sonra koltukta bir yer atıp masaya ilerledim. Kendime sandalye çekip oturduğum da Sena da bana meyve suyu uzattı. Bardağı önümde havaya kaldırıp kaşlarımı havaya kaldırarak şaşkın bakışlarımı attım.
"Vay vaay Sena Hanım sen ve meyve suyu bu günleri de mi görecektik?" diye alayla konuşup bir yudum aldım. Burnunu kırıştırıp Enes'in yanına oturduğun da "Dün saat kaçta geldin? Yine sana salon koltuğu kalmış kusura bakma" diyerek Enes'le gülüştüler.
"Ne komik! Ne komik" diyerek ağzıma peynir attığım da Kıvanç elini bacağıma koydu. İlk bacağımda ki olan eline sonra da yüzüne bakıp başımı 'Ne oldu?' der gibi salladım.
"Dışarı mı çıktın benden sonra?" diye sorduğun da göz devirip kahvaltıma devam ederek başımı olumlu anlamda salladım. "Nerdeyd-" diye soruyordu ki telefonumun çaldığını duyup kalktım.
Kahvaltı masasını işaret edip "Kırk yılda bir kahvaltı masası kuruldu, bitirmeyin" diyerek askılıkta ceketimin cebinden telefonumu aldığım da Sena arkamdan bir şeyler söyleniyordu.
Odaya girip kapıyı kapattım. Kayıtlı olmayan numaradan arama yapıldığını gördüğüm dw tereddüt ederek açıp kulağıma tuttum.
"Efendim?" diye sorar niteliğinde konuştum. "Kıvanç orada mı?" diye hattın karşısından gelen sesi duyduğum da şokla gözlerimi açtım. Ender.
"Burada"
"Seninle konuşma zamanımız gelmiş o zaman. Konum atıcam" diyerek telefonu suratıma kapattı. Iyy gıcık kadın. Telefonumu şarja takıp odadan çıktım. Masaya ilerlediğim de Kıvanç sorgular bakışlarını üstümde gezdiriyordu.
Sandalyemi çekip oturduğum da Kıvanç bana yaklaşıp "Kimmiş?" diye sordu. Elimi hava da öylesine sallayıp "Boş biri" diyerek kahvaltıma kaldığım yerden devam ettim.
"Siz sevgilisi misiniz?" diye Enes pat diye sorduğun da yediğim dilim boğazım da kalmıştı. Kıvanç sırtıma hafifçe vurup meyve suyumu uzattı. "Ne alaka ya" diyerek elimi Enes'e doğru savurdum. "Bir kızla bir erkek arkadaş olamaz mı?" diye sorduğum da Kıvanç'ın sırtıma vurduğu eli durdu.
"Arkadaşlar birbirine hesap sormuyor?" diye araya Sena girdiğin de 'Sende mi britus" bakışlarımı gönderdim. Elimi kendime doğrultup güler gibi yaparak arkama yaslandım.
"Ben mi hesap soruyorum" diye alayla konuşup Kıvanç'a döndüm. "Ben sana hesap soruyor muy-"
"Sen rahat kızsın zaten ne hesabı sorcaksın? Kıvanç'tan bahsediyoruz biz" diye Sena konuyu iyice uzattığın da derin nefes alıp masada öne atıldım. "Rahat kız falan değilim. Sadece sen beni birine aşık olduğum zaman görmedin." diyerek tebessümümü yüzüme yayıp meyve suyumdan içtim.
"Konuyu kim açtı ya ciddileşti ortam falan" diyen Enes'e masada ki üç kişi olarak 'Ciddi misin?' bakışı attık. Ellerini havaya kaldırıp ağzını 'Tamam' diyerek oynattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİN ÇILGINLIĞI (+18)
Romance⚠️+18 sahneler, fantazi, smut ve argo kelimeler⚠️ Adamın beni attığı yerden umursamaz tavırla kalkıp üstümü düzelttim. Saçımı arkaya savurup kollarımı birleştirip cilveli tavırla "Merhaba" dedim. Karşımda ki kişi içtiği sigarasından nefes alıp duma...