Ödevini yapan Defne'nin odasına Münir girdiğin de küçük kızın içine korku salmıştı. Hareketleri Defne'yi korkutuyor, geceleri hep ağlatıyordu. Adam gelip Defne'nin saçını okşayarak "Ne yapıyormuş benim küçük kızım?" diye sorduğun da Defne başını aşağıya çekerek adamın ellerinden kurtulmaya çalıştı.
"Ödev yapıyorum baba"
"Sen çok uslu bir kızsın" diye konuşarak elini küçük kızın vücuduna indirdi. Eli, Defne'nin vücudun da gezerken "Seni çok seviyorum tatlı kızım" diyerek öpmeye başladı. Defne rahatsız olup oturduğu yerden kaydı.
"Hiç bir arkadaşımın babası onları böyle sevmiyor" diye karşı çıktığın da adam sinirlenip kaşlarını çattı.
"Nerdesin öğreniyorsun sen bunları?"
"Okulda ki arkadaşlarımın babalarından görüyorum" diye kısık sesle konuşup başını eğdi. Adam, Defne'ye bakarak ağzından 'Yaa' nidası çıkartıp bir kaç saniye bir şeyler düşündü. En son kurnaz bakışıyla gülüp Defne'ye yaklaşıp "Demek ki babaları onları gerçekten sevmiyor" diyerek gülümsedi.
Defne'nin önünde eğilip eteğini yukarı doğru çıkartırken Defne acı çekeceğini biliyordu. "Baba istemiyorum!" diye kısık sesle konuştuğun da adam Defne'yi kucağına alıp sandalyeye oturdu. "Sevilmek istemiyor musun?" diye sorup iç çamaşırını indirmeye başladı.
"İstemiyorum"
"İste-
miyorum. İstemiyorum" diye bağırarak yataktan kalktığım da kâbus gördüğümü anlamıştım. Komodinin üstünde ki saatten 02:17 olduğunu gördüm. Sırtımı yatağın başlığına dayayıp bacaklarımı kendime çekerek başımı dizlerime dayadım.
Bir süre kendime gelmeye çalıştığım da yataktan kalktım. Odadan çıkıp Kıvanç'ın odasına baktığım da yoktu odanın balkonuna baktığım da ise oturmuş dışarıyı bakıyordu.
Kıvanç'ın odasına gelmem büyük saçmalıktı. Onu da zor durum da bırakıyordum. O başkasına aitti. O halde bende onu tanımadan önce ki hayatıma geri dönerim diyerek odanın kapısını kapattım. Alışverişte aldığımız bir kaç elbiseden elime geçeni alıp giydim. Hafif makyaj yapıp saçımı saldım.
Yarım saat olmuş ya da olmamıştı kısa sürede hazırlanmıştım. Odadan çıkıp sessizce merdivenlerden indim. Kapının yanında ki askılık dolabından arabanın anahtarlarını ve ceketimi aldım. Kapıyı açıp etrafa bakındım Kıvanç'ın odasının balkonu evin yan tarafına bakması şu an benim için büyük şanstı.
Arabayı çalıştırıp binip en sevdiğim mekana doğru sürmeye başladım. Bir süre sonra mekanın önünde durduğum da anahtarları valeye verip içeri girdim. İçimden işte benim sevgi merkezim diyerek barmene doğru ilerledim.
"En ağırından" diyerek bağırır şekilde konuştum. Barmen saygıyla başını eğip güldüğün de karşılık vermeden önümü kalabalığa döndüm. Bir kaç saniye sonra içeceğimi uzattığın da elime alıp çalan şarkıya ritim uydurarak yerimde oynadım.
Bir kaç kadeh içtiğim de kafam hafiften gitmişti. Oturduğum yerden kalkıp kendi çapımda dans ederken belime sarılan elle bedenimden titreme geçti. Sarılan kişiye dahi bakmadan dansıma devam ederken kulağıma eğilip "Yalnız mısın?" diye sordu.
Başımı kaldırıp baktığım da aşırı bebeksi bir suratla göz göze geldim. "Uyşş çen büyüdün de barlar da mı geziyosun çen" diye konuşup yanağını sıkarken kahkaha attı.
"Hadi ama sende mi?" diye sorduğun da başımı olumlu anlam da salladım. Belimde ki elini sıklaştırıp beni ona doğru döndürdü. "Şu güzelim yüzünü bir görelim değil mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİN ÇILGINLIĞI (+18)
Romansa⚠️+18 sahneler, fantazi, smut ve argo kelimeler⚠️ Adamın beni attığı yerden umursamaz tavırla kalkıp üstümü düzelttim. Saçımı arkaya savurup kollarımı birleştirip cilveli tavırla "Merhaba" dedim. Karşımda ki kişi içtiği sigarasından nefes alıp duma...