6

8.1K 89 12
                                    

Bakışlarımı kaldırıp Kıvança baktığım da başını 'Ne var?' anlamında sallayıp "Devam et" dedi. Ağzımda ki erkekliği boydan boya yalayıp okşamaya devam ettim. Doyumsuz herif.

O günden sonra aramızda ki duvarları az da olsa kırıp öncekinden daha samimi davranıyordu. Bir kaç dakika sonra "Tamam çekil" dediğin de bu kadar kolay bırakmaya niyetim yoktu. Kendimi yüz üstü yatağa atarken boynundan tutup üstüme çektim.

"Hadi ama biraz da ben seni kullanayım" dediğim de bakışlarıyla yüzümün her birini inceledi. Ellerim hâlâ omzundayken parmaklarımla ense bitiminde ki saçlarıyla oynamaya başladım. "Günlerdir bana haksızlık yapıyorsun marifet gösterme sırası sende" diyerek gömleğin bir kaç tane iliklediğim dügmelerini açtım.

Arsız bakışlarıyla beni süzerken göğsümü avuçlayıp emmeye başladı. Aradığım tutkuyu bulmanın sevinci vardı içimde. Parmaklarımı çıplak tenin de gezdirip bastırdığım da boğuk sesiyle küfürler mırıldandı.

Belimden tutup kalçamı havaya kaldırdığın da erkekliğini kalçamın arasına sürtüp zevk vermeye başladı. Bir kaç kere kalçamın arasında gel git yaptığın da dayanamayarak inledim. Gözlerimi açıp Kıvanç'ın gözlerinin içine bakıp "İçime girmek ister misin?" diye emin bir şekilde sordum.

Bir kaç dakika durup yüzüma bakakaldı. Bu süre zarfın da ne düşündüğünü merak ediyordum açıkçası ne var bunda bu kadar düşünecek.

Afallamış gözlerle bana bakıp yatağa tamamen bıraktı. Yatağın köşesine oturup bana sırtını dönerek "Bu kadar yeter" dedi. Odadan çıktığın da bir kaç dakika yatakta öylece yattım. En son kalkıp gömleğimi üstüme geçirip odadan çıktım.

Eve geldiğimden beri dikkatimi çeken ama her defasında kilitli olan siyah kapının açık olduğunu gördüğüm de oraya ilerledim. Evin her kapısı açık ve griydi her odasına girip çıkmıştım fakat bu oda her zaman kilitliydi.

Kapıdan içeri girdiğim de oda sanki bu eve ait değil gibiydi. Bir masa bir sandalye bir de dolap vardı. Penceresi dahi yoktu. Kıvanç sandalyeye oturmuş bir şeyler düşünuyor gibiydi.

İlerleyip yanına gittiğim de masaya oturdum. Bir süre sessizce oturduktan sonra lafa atıldım. "Şu an karşımda böyle durunca karşılaştığım öbür heriflere benzettim seni" dediğim de başını kaldırıp bana 'Ne saçmalıyorsun?' der gibi baktı.

"Eşleriyle kavga ediyorlar bana gelip teklifte bulunuyorlar. Güzelce sikiştikten sonra vizcdan azabı çekip karşımda ağlıyorlar tabii sonra bana yalvarmaları başlıyor. Aramızda kalsın muhabbeti falan umurumda olmadığını söylediğim de bana küfrediyolar" diye konuştum.

"Senin cevabın ne oluyor? Bana yaptığın gibi intikam falan mı alıyorsun?" dediğin de kahkaha attım.

"Onların intikam alıncak bir şeyleri yok ki normal insanlar hepsi. Gülüp geçiyorum bende" diyerek bacak bacak üstüne attım. Kollarımı arkama yaslayıp başımı arkaya atarak tavana baktım. "Zaten altı üstü seks abartıyorlar. Bir insan sırf seks yaptı diye ağlar mı ya sanki adam öldürdü. Vicdan azabı çekmeleri falan şov gibi geliyor"

"Bakış açın amma genişmiş" dediğin de başımı attığım yerden kaldırıp ona baktım.

"Sen her adam öldürdüğün de ağlıyor musun?" diye sordum. Cevap vermeyip bakışlarını kaçırdıktan bir kaç saniye sonra dilini cıklattı. "Ben de her seviştiğim de suçluluk duygusuyla ağlasam bu mecra da işim ne değil mi?" diye sorup duraksadım saçımı arkaya atarak "Hem benim suçluluk duymamı sağlayacak bir anne babam yok ya da önemsediğim biri" diye devam ettiğim de Kıvanç'a baktım.

Masada ki sigara paketine uzanıp içinden bir dal aldı. Ağzında yakıp bana verdiğin de "Teşekkürler efenim" diyerek aldım. Bu kez kendine yakmak için bir dal daha aldığın da ağzına koyup "İmrendim" diyerek sigarasını yaktı.

Ağzımdan dumanı üflerken masada ki çekmeleri açıp bakmaya başladım. "Ya sen?" dediğim de bana dönüp eliyle elimi çekmecelerden çekti. "Sen kime karşı suçluluk duygusu hissettin, az önce?" diye sordum.

İfadesizce bana bakıp kolumdan tutarak masadan indirdi. "Çok konuştun" diyerek odadan çıkarttı. Odanın kapısını kilitlerken "Bu odaya girmek yasak mı?" diye sordum.

"Evet" deyip merdivenlere ilerledi. Peşinde ilerlerken arkasından "Niye?" diye sordum. Anında bana döndüğün de duraksayıp burun buruna geldik. Gözlerimi hızla açıp kapatarak tebessüm ettim. Geri önüne dönüp ilerlemeye başladı.

Koltuklara oturduğun da başını arkaya yasladı. Bende karşısına oturup ona baktım. "Sen artık evine git" dediğin de şaşırdım.

"Niye?"

"Barış mevzuyu daha fazla uzatmaz o iş artık ikimizin arasında ben yine seni takip ettiririm güvende olursun" dediğin de kalkıp yanına geçtim. Kollarımı birbirine bağlayıp vücudumu ona dönerek sırtımı yasladım.

"Ee ne var bunda tehlike bitti diye gönderiyor musun beni? Ne güzel ev arkadaşlığı yapıyordum sana" diye çocuksu ifadeyle konuştum.

"Sen buna mı tehlike diyorsun?" diyerek güldü. "Biri var onu bulmaya çalışıyorum bir kaç gün sonra davet adın da bir işbirliği düzeni kurulcak o da orda olur muhtemelen oraya adımı bastığım an seni de öğrenirler" dediğin de bakışlarını bana çevirdi. Anlattıklarıyla korkup duruşumu bozdum fakat yine de burdan gitmek istemiyordum. Kıvanç'ın yakınlarında olmak istiyordum.

"Tamam bende senle geleyim"

"Saçmalama gidiyorsun yarın evden" dediğin de ayağa kalkıp "Yoo" diyerek merdivenlere yöneldim. Alışmıştım ve bu evden gitmek isgemiyordum. Aa neye alıştın kız?

Bölüm Sonu

KALBİN ÇILGINLIĞI (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin