Taksi kafenin önünde durduğun da ücretimi ödeyip indim. Arabaların gelip gelmediğini bakıp karşıya geçtim. Kafe de içeri girip bakışlarımı etrafta gezdirdiğim de Ender'i görmemle oturduğu masaya doğru ilerledim.
"Beklettim sanırım kusura bakmayın" diyerek sandalyeyi çekip oturdum. Garson yanıma geldiğin de bir şey almayacağımı söyledikten sonra gitti. "Benimle konuşmak istediğiniz konu ne?" diye sordum.
"Evden gitmişsin?" dediğin de keiyfle arkama yaslanıp güldüm. "Siz Kıvanç'la beni mi konuşuyorsunuz?" diye gülerek konuştum. Sakinlikle kahvesinden bir yudum alıp fincanı geri masaya koydu. Bu sakinliği ve uyuşukluğü aşırı sinirlerimi bozuyordu.
"Şu an ki gündemimiz sensin" dediğin de ister istememez popom pohpohlanmıştı. "Seni evden göndereceğimde bitecek sanmıştım fakat..." deyip beni süzdüğün de "Kıvanç'ın bu kadar cinselliğe aç bir insan olduğunu bilmiyordum. Bir kaç gün sonra geçecek etkileşimler bunlar" dediğin de sinirlenmiştim.
Sinirimi belli etmeden oturduğum yerde ki duruşumı değiştirip daha çok yayıldım. "Şu an karşımda Kıvanç'ın neyi olarak bana hesap soruyosunuz? Önümüzde ki tüm iş engelleri kalktı. Bu engellerin kalkmasıyla beraber sizin de artık karışmamanız gerekiyordu. Kıvanç'ı ister vücudumla etkilerim ister zekamla bu sizi ilgilendirmez. Hem... Seks güzel bir şey"
"Engeller derken? Çiftlerin arasında engeller olur iki insanın değil" diye alayla konuşup sırtını daha çok dikleştirdi. "Sana güzellikle son kez açıklama yapıyorum. Kıvanç'a ihtiyacım var ve hayatında sen olduğun sürece işleriyle doğru düzgün ilgilenebilcekmiş gibi durmuyor."
"Ölmekten korktuğum için Kıvanç'a ihtiyacım var demiyorsunuz da" diye alayla konuşup oturduğum yerde öne atıldığım da yüzü sinirden gerim gerim gerilmişti. "Ne bu mafyacılık oyunu falan mı? Bir yeriniz acıyacak diye korkudan götünüz tutuşuyor, ortaya Kıvanç'ı atıyorsunuz. Camiada ki hangi kişi sizi tanıyor? Hiç kimse. Gizli gizli arkadan Kıvanç'a görevler verip kullanıyorsunuz. Kendi canınızı tehlikeye atmamak için kullandığınız adamın özel hayatı sizi neden ilgilendiriyor"
"Ben Kıvanç'ın patronuyum ve patronu olarak on-"
"Siz Kıvanç'ın patronusunuz ve patronu gibi davranın. Kendinizi de bu kadar fazla yüceltmeyin" diyerek masadan kalktım. Kafenin kapısına doğru ilerleyip çıktım.
¤
Evin kapısını açıp içeri girdiğim de ağlama sesi duydum. Hızla kapıyı kapatıp "Sena!" diye bağırarak salona koştum.
"Ne oldu?" diye ağlamaklı sesiyle bağırarak konuştuğun da şokla bir Sena'ya bir de televizyonda ki açık olan filme baktım. Elimi göğsüme koyarak derin nefes alıp Sena'nın ayak ucuna oturarak "Bir şey oldu sandım" dedim.
Elinde ki selpakla burnunu silip dilini cıklattı. Arkama yaslanıp başımı arkaya atarak gözlerimi kapattım. Alnıma masajlar yaparak kendime rahatlık verdim. Sena ayağının ucuyla beni dürttüğün de gözlerimi açmadan 'Hığğ' diye nida çıkarttım.
"Şu bahsettiğin adama ne oldu?" dediğin de gözlerimi açıp bir müddet tavana baktım. Başımı yana yatırıp baktığım da zafer gülüşüyle "Öldürdüm" dedim.
Sena korkuyla gözlerini açıp bacaklarını kendine çekti. "Nasıl bu kadar rahat söyleyebiliyorsun?" diye sorduğun da tekrar başımı eski pozisyonuna getirtip gözlerimi kapatarak sakinlikle "Hak etti" dedim.
"Kimse ölümü hak etm-"
"Bazıları ölümü hak ederler. Bilip bilmeden duyar kasma! Kendini teselli etmek istiyorsan çocuk tacizcilerine açılan taglere destek olarak hak ettikleri cezaları almalarını sağlayabilirsin. Böylelikle benim gibi olanlara da fazladan iş düşmez" diye öfkeyle lafını böldüm. "Asla pişman değilim" diyerek oturduğum yerden kalkıp odaya geçtim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİN ÇILGINLIĞI (+18)
Romance⚠️+18 sahneler, fantazi, smut ve argo kelimeler⚠️ Adamın beni attığı yerden umursamaz tavırla kalkıp üstümü düzelttim. Saçımı arkaya savurup kollarımı birleştirip cilveli tavırla "Merhaba" dedim. Karşımda ki kişi içtiği sigarasından nefes alıp duma...