-Okumadan önce lütfen ama lütfen oy verin okurken de bol bol yorum yapın. Çünkü bu bölüm çok değişik iğrenç duygusal kaos dolu bişi oldu. Psikolojim bozuk çünkü napim aq. Yb yazana kadar nasıl şekilden şekile girdim anlatamam. Kardeşimden telefon dinleniyorum.. kıyametimi bilin.. İyi okumalar sadece oy verip yorum yapanlara❤️ bu arada 18k olmuşum aqqqqqqqqqqqqqqqq
*yazarın ağzından devam*
Sinirle boş olan silahı yere fırlattı. İçinde mermi olmadığı için daha çok sinirlenmişti. Sehun vakit kaybetmeden onu kendine çekti.
Yeol yorgunluğun verdiği his ile dizleri üzerine çöktü. Taehyung kanlı elleriyle dağılmış saçlarını çekiştirip ağlamaya başladı.
"Ben sevdiğimi Kendi ellerimle ateşin içine attım! O şimdi acı içindeyken ben.. ben nasıl yaşarım!"
Kimsenin elinden bir şey gelmiyordu. Taehyung jimin'i alıp kaçamazdı. Ölme ihtimali fazla yüksekti. Ama şu anki halini düşünerek de çok acı çekiyordu.
"Bak Taehyung, bizde çok üzülüyoruz. Ve elimizden geleni yapıyoruz, yapacağız da. Söylesene! Hangimiz jimin'e bir şey olsun ister! Kalk hadi yaralarını saralım. Yarına kadar bir şeyler düşünürüz." Dedi yoongi ümitsiz bir şekilde. Herkes kötü haldeydi.
Birden çalan kapı ile herkes birbirine baktı.
"Ne oluyor sabah sabah!" Yoongi ile Yeol silahını alıp kapıya indiler hemen. Ama kapı deliğinden gördükleri kişi ile yoongi şok olmuştu.
"Kook, Hoseok sizin ne işiniz var burda!"
Gözyaşını silerek yoongi'ye kızgın bir şekilde bakmaya başladı kook.
"Jin hyung anlattı herşeyi. Yazıklar olsun ikinize de! Sevgilim bomba yüzünden ölmek üzere ve en yakın arkadaşım düşmanımız tarafından kaçırılıyor! Bize ne zaman anlatmayı düşünüyordunuz acaba!"
Hoseok berbat görünüyordu. Gözleri dolu doluydu.
İkisi bir şey demeden yukarı çıktılar hemen.
Taehyung'u kanlar içinde gören kook hemen yanına koştu.
"Taehyung sana ne oldu!"
Gözleri kandan beterdi Serseri gencin. Konuşmak istemiyor, hatta kimseyi görmek bile istemiyordu.
Ellerini tutup bakmaya bile cesareti yoktu Jungkook'un çünkü Taehyung'u ilk defa böyle görüyordu. Hem çok hissiz hemde çok saldırgan duruyordu.
Kook, banyoya gidip ilk yardım çantasını alacakken paramparça olmuş ayna ve kan damlaları ile ne olduğunu anlaması geç olmamıştı.
Koşarak Taehyung'un yanına oturdu Kook. Taehyung kör, sağar, dilsizdi. Jimin yokken o böyleydi.
Taehyung'un ellerini temizleyip dikiş atılması gereken yeri halletti. Eli kötü durumdaydı. Ama biliyordu ki bu Taehyung'un umrunda bile değildi.
Kalkıp Jin hyung'un yanına gitti kook.
"Şimdi ne yapacağız hyung.. Onu kurtarma şansımız hiç yok mu!"
Yorgun gözleri ile ona baktı Jin.
"Sence küçük bir ihtimal bile olsa biz burda durur muyuz Kook? Elimizden geleni yaptık ama.. ama olmadı." Sesindeki acı ton, o çaresiz bakışlar Jungkook'u ağlatmaya yetmişti..
Herkes yavaş yavaş aşağıya indiğinde Yeol Taehyung'un yanına oturdu.
"Taehyung konuşur musun lütfen! Korkutuyorsun beni!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
my savior~VMİN
ActionDansçı Park Jimin ile, serseri uyuşturucu bağımlısı Kim Taehyung'un maceraları.. *Bu ficte her an herşey olabilir. *Park Jimin o gece çarptığı kişinin başına neler açacağını ve ona büyük bir hasar vereceğini bilmiyordu.. Ve Kim Taehyung.. Ona karş...