Gözden kaybolduğunda bende artık eve gitmeye karar verdim. Ama bu işin peşini bırakmaya niyetim yoktu. Belki kuruntu yapıyorumdur ama gecenin bu vakti sizi takip eden biri ile karşılaşırsanız sizin de tepkiniz böyle olurdu. Soğuk ve karanlık caddede güzel evimin önünde durdum. Ve soğuktan kızaran tombik ellerimi siyah ceketimin cebine attım. Aradığım şeyi bulamadığımdan dolayı istemsizce kaşlarım çatıldı. Ahh cidden bir bu eksikti zaten. Kim bilir anahtarımı nerde düşürdüm. Diye düşünürken yerde parlayan beyaz şeye uzandım. Bir umut belki anahtarımdı.
Elime alıp incelemeye başladım içinde anlamadığım bişiler yazıyordu. Bileklik hoşuma gitmişti. Değersiz bişeye benziyordu zaten onun için bilekliği alıp cebime kattım. Bunu boş bir vakitte incelicektim. Nedense çok merak ettim işte. Fenerimin yanıp sönmesi ile gelen bildirim çubuğuna baktım..
Az önce dedim ya bir bu eksikti diye hah lafımı geri aldım bide şarjımın bitmesi eksikti oda oldu tam oldu!
Başıma daha ne gelebilir diye düşünürken, mantıklı bir yol bulmaya çalıştım. Burada pek güvendiğim birileri yoktu açıkçası ve ben burda sabahlarsam sağ çıkar mıydım onu da bilmiyorum, çünkü evim ormanlık alana çok yakındı, çektiğini umut ettiğim telefonumun son şarjını da hoseok hyungu aramak ile kullandım. Umarım açardı ve gelip beni bu soğuk ve tehlikeli yerden alırdı.
"Hadi hyung.. Lütfen aç şu telefonu.."
Kendi kendime mırıldanırken donan ellerim ile tekrar ekrana bastım ve aradım..
"Hyung lütfen aç şu zıkkım telefonunu uykun bu kadar ağır mı cidden!"
Kendi kendime konuşurken cidden delirmeme az kaldı diye düşünüyordum.
Ve o an kalbimi yerinden oynatan bir şey oldu.Hoseok hyung telefonu açtı!
Yüksek ihtimal yeni uyandığından dolayı sesi kısık ve pürüzlüydü.
Yani gecenin 1'inde rahatsız etmek istemezdim ama son çareyi onda buldum napim jin hyung'u arasaydım saatlerce söylenicekti."Seni çürük elma! nasıl beni güzellik uykumdan edersin ya yarın uyandığımda uykusuzluktan göz altlarım çökmüş olursa?" diye başımı şişirirdi. Bundan adım kadar eminim, onun için hiç onu aramaya niyetim yoktu.
"Gecenin bu saatinde ne diye arıyorsun jimin?"
Şarjım bitmeden herşeyi anlatsam iyi olurdu. Heyecandan olsa gerek hızlı hızlı konuştum.
"Hyung, bak direk özet geçicem soru sorma ne diyorsam yap her an telefon kapanabilir! Birkaç olay oldu ve ben anahtarımı kaybettim. Geceyi bu soğukta dışarda donarak geçirmek istemiyorum. Rica etsem gelip beni alabilir misin? Yarın birlikte okula gideriz hyu- hey hyung!!"
Telefonun kapanması ile sinirden elimi yumruk yapıp kayalıkların olduğu yere sert bir şekilde vurmam bir oldu. Soğuktan donan elimi vurduğum için anında pişman olsam da yapacak bir şey yoktu, elim çok kötü sızlıyordu. Cidden bugün bitse çok güzel olurdu.
Tek umudum son sözlerimi duymuş olmasıydı.. Lütfen duymuş olsun yoksa ben sabaha kadar ne yaparım burda! Kötü düşüncelerimi bölen sesin kurtlara ait olduğunu anlamak zor olmamıştı. Tamam itiraf etmek gerekirse normalde korkmam çünkü evim gayet güvenli her gece içerden seslerini işitiyordum. Ama aynı ortamda olunca insan ürküyor tabi..
Ara ara korkmamak için şarkı söyledim, soğuktan donmamak içinde aynı zamanda yerimde durmayıp dans ettim. Aradan yaklaşık 1 saat geçti ve hala kimse yoktu. Uykusuzluktan gözlerim yaşarıyor ama hava çok soğuk olduğu için de bir türlü uyuyamıyordum. O kadar çok zavallıydım ki şu an olanlar yüzünden ağlamamak için kendimi zor tutuyordum.
Hey bir dakika.. Bu ışık ne..
Karşıdan gelen beyaz ışığın ne olduğunu merak ettiğim için oraya doğru ilerlemeye çalıştım. Çalıştım diyorum çünkü uykusuzluktan bayılmak üzereydim. Sanki biri "jimin nerdesin!" diye beni çağırıyordu yoksa ben kafayı yemiştim."Seni kurtlu patates neredeysen hemen çık ortaya senin yüzünden worldwide handsome suratım soğuktan donacak!!"
Bu sözleri duyduğum için bu kadar sevineceğimi tahmin edemezdim ama şu an o kadar çok sevindim ki,uykusuzluktan kapanan gözlerim fal taşı gibi açıldı. Olabildiğince ışığa doğru koşmaya başladım.
"Hyung burdayım! Sesimi duyuyor musunuz?!"
Derken birden jin hyung'un bağırıp ışığı yüzüme tutması bir oldu.
"Ne bağırıyorsun jimin buradasın yaaa!!!"
"Hyung beni almaya geldiğiniz için teşekkür ederim ama şu feneri gözümden çeksen artık!"
Sinirle konuştuğumda jin hyung aç köpekleri bile uyandıracak olan kahkahası bize dakikalarca sunduktan sonra hoseok hyung'un lafa atılması ile Jin hyung anırmaktan ağrıyan karnındaki elini yanaklarıma götürdü.
"Bizim minik civcivimiz soğuktan penguene dönmek üzere!!"
O ciddi ciddi endişelenirken bende bu saçma benzetmesine gülerek karşılık verdim.
"Jimin telefonun birden kapandı ve defalarca tekrar aradım seni ama sen açmadın. Konuştuklarından anladığım kadarıyla ve telefonlarımı açmadığın için durumu jin hyung'a anlattım oda sana gelmemizi mantıklı buldu. Bizde hemen geldik. İyisin değil mi? Ne oldu da böyle dışarda kald-"
Jin hyungun lafa atılması ile hoseok hyung'un sözleri yarım kaldı.
"Ah seni at kafalı sus artık civcivimizi alıp onu sıcak evime götürelim, jimin ile bugün bende kalın yarında okula gitmeyin. Hem dinlenin hem de jimin başına gelenleri anlatır."
Ağzımı kocaman açarak esnedim.
"Bencede. Bugün çok yoruldum ve ben artık bayılmak üzereyim uykusuzluktan lütfen eve gidelim hyung.. "
Uykuma yenik düşüp kafam jin hyung'un omzuna düştü. Cidden çok uykum vardı. Daha sonrasında jin hyung'un fısıltılarını işittim.
"Seni küçük şey, şanslısın ki worldwide handsome omuzlarımda uyuyakaldın."
Ahh cidden bu durumda bile kendini övüyor yaa diyecek bir şey bulamıyorum. Hyung'umun uzun ve soğuk ellerini belimde hissettiğimde beni alıp arabaya doğru yürüdüklerini anlamam zor olmamıştı.
"Ah hoseok bu kaç kilo böyle? Siz hiç dans etmiyor musunuz? Benim bildiğim dansçılar hafif olur! Bu çürük armut yüzünden worldwide handsome belim kırılacak!"
Diye söylenip beni koltuğa bıraktı.
Ahh jin hyung çok manyak ve iyi bir adam. Diye düşünürken düşüncelerimi bölen hoseok hyung'un bağırmalarıydı!
"JİN HYUNG NEYE ÇARPTIK ÖYLE!!"
yarı kapalı gözlerimle "Ne diyorsunuz bi uyutmadınız be!"
jin hyung beni bırakıp aşağı indi. Bende ne olduğunu merak edip hemen arabadan fırladım.
Ve onu gördüm..Sizce çarptıkları kişi ile jiminin boynunda şişe kırdığı kişi kim?? Neyse benim gözlerim açılmıyor uykusuzluktan iyi geceler civcivlerim 🐥✨💘🧚♀️💜🌸💛💚🍓🍒
ŞİMDİ OKUDUĞUN
my savior~VMİN
AcciónDansçı Park Jimin ile, serseri uyuşturucu bağımlısı Kim Taehyung'un maceraları.. *Bu ficte her an herşey olabilir. *Park Jimin o gece çarptığı kişinin başına neler açacağını ve ona büyük bir hasar vereceğini bilmiyordu.. Ve Kim Taehyung.. Ona karş...