HOPPALA

57 1 0
                                    

Yanımda duran arabadan iki kişi indi ama maske vardı yüzlerinde. Korktum koşmaya başladım biri beni yakalayarak kendine çekti ve belimden iyice kavradı. Arabaya bindirdi bağırıyordum ama kimse yoktu. Bi garaja girdik. Her taraf karanlıktı. Ve içeriden bi ses "Hadi başlayalım!!" dedi. Neye başlayacaklardı? Bu ses kimindi?

Bi duman doldu etraf ve elinde pastayla Nan çıktı. Senden şuan nefret ediyorum kızım!!!!!!!

Işıklar yandı ve herkes tam anlamıyla herkes oradaydı. (Aile dışında herkes tabii) Ana Barney yoktu? Neden gelmemişti. Acaba bilmiyor muydu. Bu çok garip olan süprizin asıl adamı yoktu. Üzüldüm tabi. Ama herkesin bana böyle bişey hazırlamasına sevinmiştim. Bizimkiler baterisini gitarlarını bile o akşam o garip ve hala yerini tam olarak bilmediğim garaja getirmişlerdi. Yani tam anlamıyla 18.yaşıma muhteşem bir parti ile giriyordum.

Saatler ilerledi dans edildi içkiler içildi derken bi anda elektrikler kesildi. Müzik tabi kesildi falan. Sadece sokak lambası yanıyordu. Ve herkes sustu.

Biri beni belimden kavradı ama kim olduğunu göremiyordum. Kokusundan tanıdım, BARNEY!!! Baş döndürücü bi parfümü vardı ve bunu hiç değiştirmeyeceğini biliyordum. "Mutlu yıllar prenses, iyiki hayatımdasın ve şimdilerde özgür biri sayılacak kadar hemde, seni seviyorum." dedi ve öptü. O an hiç bitmesin istedim. Dünya dursun ve asla bir daha dönmesin istedim neden bu kadar güzeldi ki? Bu kadar güzel olan şey çabucak biter miydi ki? Bu korku dolu ama bi o kadarda sevgi dolu sorular beynimi yedi bitirdi. O akşam ilk defa bu kadar huzurlu hissetmiştim.

Gecenin sonunda herkes evlere dağılmak yerine garajda uyumak fikrine sıcak baktı tabi yaz günü olduğu için oldukça sıcaktı. Ve belki inanmak zor gelir ama Barney ile sarılarak uyuduk. Onu cidden seviyordum. Hemde gerçek olamayacak kadar da güzel zamanlarım geçmeye devam ediyordu..

Hep SustumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin