¹⁷

1.2K 118 37
                                    

Sunghoon'un uzattığı havluları alıp saçlarını kurulamaya başladı hepsi. Akademiye varmışlardı ve bir fırtına kopmuştu. Bitene kadar burada duracaklardı. Açık olup olmadığından emin değildi aslında ama şansını kullanmıştı. Onu tanıdıkları için de girmelerine izin vermişlerdi. Zaten içeride iki çalışan harici kimse yoktu.

Koca buz pistinin hemen yanındaki tribünlere oturmuşlardı. Kimsenin yanında telefon yoktu haliyle buradakileri kullanacaklardı fakat fırtına nedeniyle telefon doğru düzgün çekmiyordu. Niki ayağa kalktı. Derin bir nefes alıp verdi. Havlusunu oturduğu yere bırakıp eliyle son kez saçlarını karıştırdı. Ardından tribünlerden indi. Öyle sağa sola bakınmaya başladığında Nari ne yaptığını sordu. "Zamanımı geçirebileceğim herhangi bir şeyi arıyorum." bunun üzerine Dal Mi sırıttı.

Görülmemesi imkansız olan buz pistini göstererek, "Bir öneri." dedi. Yüzünü buruşturdu çocuk. Kendisi bu işte pek de iyi değildi. Daha önce çok kez denemişti aslında ama hiçbirinde başarılı olamamıştı. Bu yüzden şimdi de denemeye hiç meyilli değildi. Omuz silkti ve ellerini iki yana salladı. "Benlik değil." dudaklarını büzdü. İleride duran madalyaları gördüğünde, Sunghoon'a bağırdı. "Seninkiler de burada mı?" neyden bahsettiğini anladığında onu onayladı genç çocuk. Çoğu oradaydı. Niki, hızlıca dolaba doğru koştu. Kupa ve madalyalar o kadar fazlaydı ki birbirlerinin üstündeydi. Ama Sunghoon'un kendine ait bir rafı vardı. Adeta büyülenmiş bir şekilde ağzı aralandı.

Bu sırada saçlarını kurulamayı bitirmiş olan Nari de ona katıldı. Sunghoon'un yanında otururken ona bir şey söyleme, bir cevap ver zorunluluğu hissediyordu. Bu yüzden genelde de hep kaçıyordu. Nari'ye göre bir davranış değildi ama bu durum ona neler yapmıştı... Ödüllerin oradaki ikili birlikte bir şeyler tartışırken Dal Mi, arkadaşlarını inceledi. Özellikle arası bozuk olanları. Ne yapabileceğini düşünürken durdu. Aklına gelen fikirle gülümsedi. Sağında Heeseung solunda ise Sunghoon oturuyordu. Sola doğru kayıp, biraz alçak bir ses tonunda konuştu. "Buz pateni." dedi direkt. Arkadaşı anlamadığı için kaşlarını çattı. "Efendim?" göz devirdi kız. "Nari de buz pateni yapıyor. Onu da al ve piste çık." başını hızlıca iki yana salladı çocuk.

Korkusu yoktu da biraz utanıyordu. Ayrıca Nari'nin buz pateni ile ilgilendiğini de biliyordu. Ne de olsa onu çok uzun zamandır tanıyordu. Eski en yakın arkadaşının sevgilisiydi ve ne yaşadıysa hep yanındaydı. "Hayır, hayır."

"Hayır yok. Git hadi." Onu tribünlerden hafifçe iterken bir yandan da bağırıyordu. "Sunghoon paten kayacak!" Heeseung bu haline güldü. Sürekli başkalarını önemsiyordu. Hiç kendisini önemsediğini görmemişti. Bazen sinirlenmesine sebep oluyordu bu. Biraz da kendini önemsemeliydi.

Sunghoon zorla da olsa pistin yanına vardığında, hemen yanında duran yeni gelen öğrencilerin kullandığı patenlerden birini aldı. Normalde daha profesyonellerini kullanıyordu ama şu an için seçme şansının olduğunu düşünmüyordu. Ayağına bir tanesini geçirdikten sonra göz ucuyla Nari'ye baktı. Ona bakıyordu. Derin bir nefes aldı. Eğer Dal Mi haklıysa, en azından konuşma şansı vardı. Aralarını düzeltmek için bir adım atmalıydı. Aniden içinden gelen cesaretle ona döndü. "Sen de buz pateniyle ilgileniyorsun. Bana eşlik etmez misin?" duyduğuyla kısa bir şok yaşa da sonra kendine geldi. Yutkundu. Bunu kimseye belli etmemeye çalışarak etrafına bakındı. "Sen benden daha iyisin, yolunu kesmek istemem." göz devirdi çocuk. Elini tutması için uzatırken başını salladı. "Yolumu kesmezsin Nari."

Genç kız daha önce hiç böyle hissetmemişti. Eski sevgilisiyleyken bile olmamıştı. Sunghoon, özel olduğunu hatta değerli olduğunu hissettiriyordu. Bunu inkar etmiyordu ama kimseye de söylemiyordu. Daha fazla katlanamayan Niki, kızı arkasından arkadaşına doğru itti. İkili mecburen el tutuştuğunda Nari'nin yanakları kırmızılaşmıştı. Onu iyi tanıyan bir diğer kişi olarak Heeseung da kızı hiç böyle görmemişti.

fever ❦ lee heeseungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin