Elindeki kostümleri taşırken, önüne çıkan Sunghoon'la afalladı Nari. Dengesini korumaya çalışırken derin bir nefes aldı. Tiyatronun başlamasına dakikalar kalmıştı. Bu kıyafetleri götürmesi gerekiyordu. "Konuşabilir miyiz?" dedi oğlan selam verdikten hemen sonra. Kollarını hafifçe yukarı kaldırıp, müsait olmadığını göstermeye çalıştı. Ama aslında onunla yalnız kalmak istemiyordu. Kalmak için çabalıyordu. Sunghoon da bunu fark etmişti.
Oradan geçen ve elleri boş olan Niki'ye baktı. Hemen yanlarına çekip, kızın elindeki kıyafetleri ona teslim etti. "Gidip oyuncu kadrosuna ver." diyerek, Nari'nin elinden tutup oradan ayrıldı. Çok ilerlemeden, biraz ötedeki depo tarzı odaya girdi. Kapıyı ardından kapattıktan sonra duvara yaslandı. Peşinden sürüklediği genç kız ise şaşkındı. Ne olduğunu anlayamamıştı. "Ne yapıyoruz burada?" diye sordu sinirle. Yapısı gereği her şeye böyle tepki veriyordu.
Ellerini göğsünde birleştirdi Sunghoon. Gayet rahat bir şekilde konuşmaya başladı. "Arkadaşını ele vermek istemem ama Heeseung senin hakkında çok fazla şey biliyor." kaşları çatıldı. Ne demek istediğini anlamamıştı. Gerildiğini hissetti. "Neyden bahsediyorsun?" gülümsemeye başladı çocuk. Kendine bir özgüven gelmişti doğrusu. "Benden hoşlandığını biliyorum." bunun üzerine hiç olmadığı kadar gerildiğini hissetti Nari. Eskisi gibi, uzun süre sonra ilk defa birine hisleri besliyordu. Aynı şeyleri tekrar yaşamayacağını biliyordu ama elinden bir şey gelmiyordu.
Bu konuyu konuşmak istemiyordu. Aslına bakarsanız Heeseung söylemiş olmasa, hep içinde tutacakken bir daha asla eskiye dair en ufak bir şey yaşamayacaktı. Ama planlar istediği gibi gitmemişti. "Şu an sırası değil." dedi genç kız ve depodan çıkmaya çalıştı ama diğeri onu durdurmuştu. Dudaklarını ıslattı. "Şimdi tam da sırası çünkü daha fazla geç kalırsak..." bu sefer durdu. Daha fazla geç kalırlarsa ne olur emin değildi. Sadece şu an kendini eksik hissediyordu. "...daha fazla geç kalırsak, eksikliğe dayanamam Nari."
Kızı omuzlarından tuttu, tam olarak önüne doğru getirdikten sonra indirdi ellerini. "Denesek olmaz mı?" dedi dürüstçe. Bu sözlere karşılık olarak, kız sadece hızlanan kalbinin sesini duyuyordu. Sunghoon'la bir ilişkiyi daha önce hiç düşünmemişti. Hayal dahi etmemişti çünlü bunu uygun görmemişti. Eski sevgilisinin en yakın arkadaşıydı ve yaşadığı şeyleri çok iyi bilirken, hiçbir şey olmamış gibi onun yüzüne bakabileceğini sanmıyordu. Bu yüzden ondan sakınıyordu.
"Sorun bu... Sadece deneyebiliriz. Sonra sen de ben de yaralanırız Sunghoon. Senin canını yakarım." gitmeye yeltendi ama sonu az öncekiyle aynı bitti. "Konuyu açmamaya çalışıyorum, ama sen beni buna itiyorsun. O herifle yaşadıkların bir daha başına gelmeyecek Nari. Biliyorum unutmak zor ama sen bunu yapabilirsin."
"Korkum bu değil zaten!"
"Ne o zaman?!"
"Sana o ilgiyi veremem çünkü bundan sonraki her ilişkimde çekineceğim! Korkacağım! Beni tamamen başka bir insan haline getiren o herif aklıma aklıma gelecek ve pişman olacağım! Sonra da erkek arkadaşımdan uzaklaşacağım. Yavaşça... Ve ayrılık." yutkundu. "Senden ayrılmak bana o herifle yaşadıklarımdan daha fazla koyar. Bunu istemiyorum." derin bir nefes aldı. Hafiften dolmaya başlayan gözlerini yere kenetledi. Gözyaşlarının ortadan kaybolmasını diledi birkaç dakika. Ağlamayacağına emin olduktan sonra tekrar Sunghoon'a baktı.
Oğlan üzgündü. Büyük ihtimalle ne günah işledi de, sevdiği kıza bir türlü kavuşamıyordu bunu düşünüyordu. Ona hak veriyordu kız ama yapamıyordu. İzin veremiyordu. Onu incitmek istediği en son şey bile olamazdı. "Evet senden hoşlanıyorum... Hatta seni gerçekten çok seviyorum. Sürekli yanımda olman ve bana destek çıkman, kalbimi hızlandırıyor, daha güçlü olmama sebep oluyor... İşte bu yüzden deneyemeyiz. Ben sana aynısını veremem."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
fever ❦ lee heeseung
Fanfiction"Sana kelimelerin söyleyebileceğinden daha fazla ihtiyacım var."