Elindeki senaryo ve konuşma cümlelerinin bulunduğu kağıda bakarken derin bir nefes aldı Dal Mi. Erkek arkadaşı hemen arkasındaydı. Partneri olacak Shina denen kızdan kaçıyordu. Kendisi fazla yapışık bir insandı ve Heeseung'tan etkilendiği de ortadaydı. Oğlan, ona göstermek aracıyla sürekli sevgilisinin yanında duruyordu ama Dal Mi yüz vermeyince yalancı durumuna düşüyordu.
"Sanırım ezberledim." dedi çocuğa bakmadan. Nari ile muhattap oluyordu. Arkadaşı da onu onaylayıp birkaç kere tekrar etmesini istemişti. Çift, çok fazla konuşmamıştı. Kısa tartışmalarından sonra Heeseung yakınlaşmaya çalışsa da Dal Mi biraz soğuk yapıyordu. Tiyatro bitene kadar da böyle yapması gerektiğini düşünüyordu. Ama ihtiyacı olduğunda yanındaydı.
İçeriye Bayan Min girdiğinde bütün gözler o tarafa döndü. Sinirli bir şekilde elindeki kağıtları salladı. Direkt sahneye bakıyor ve meraklı bakışlara bir cevap vermiyordu. Sahneye çıkıp, herkesin onu görebileceği bir yere geçince derin bir nefes aldı. "Sanki okula çok zahmet veriyormuşuz gibi, şimdi bir de zamanımızdan eksildi!" normalde çok sakin ve sevecen bir kadın olduğundan herkes bu durumu garipsemişti.
Bayan Min, elindeki kağıtlara baktıktan sonra, bazı kişilere dağıtmaya başladı. Bunların içlerinde başka sınıftan üç kişi ve Heeseung'la Shina vardı. Oğlan, kendisine uzatılan yeni senaryoyu alırken, kaşları çatıldı. Aynı roldü ama farklı sahne ve sözleri vardı. "Festivaldeki bize ayrılan vakit kısaltıldı. Daha az oyuncu ve daha az sahneyle oynayacağız. Bu yüzden sadece beş kişi rol alacak. Diğerleri kuliste görevli." Dal Mi, duyduğu haberle resmen yıkılmıştı. En başında da başrol değildi, bu yeterince üzmüştü onu. Bir de üzerine bu eklenince daha da hayal kırıklığına uğramıştı.
"Heeseung ve Shina, yanıma gelin." kadın, onlarla özel konuşmak için kenara çekilirken öğrenciler hazırlanmaya başlamıştı. Genç kız Nari ve Niki ile birlikte kulisteki eşyaları sahneye taşımaya gideceği sırada, erkek arkadaşı tarafından durduruldu. Bu işi hiç istemediği yüzünden belli oluyordu. "Bırak da oyundan çıkayım." başını iki yana salladı sadece. Bu konuda ısrarcıydı. Üniversitesi için yardımcı olacaktı. Sevgilisini es geçerek arkadaşlarına katıldı. Sunghoon da çok geçmeden yanlarına varmıştı.
____
"Seninle konuşmamam gerek Heeseung. Biri duyarsa ikimizi de öldürürler!" Shina elinden geldiğinde rolünü oynamaya çalışırken, Nari de gözlerini kısmış sahnedeki o ve arkadaşını izliyordu. Dal Mi hemen yanındaydı ama ilgisi orada değildi. Daha çok telefonuyla ilgileniyor ve Sunghoon'un bir şeyler konuşuyordu.
Niki, sahnenin ışıklarını ayarlamak üzere görevlendirilmişti. Bütün ışığı Heeseung'a verip, kızı karanlıkta bırakmamak için kendini zor tutuyordu. Bu sırada Bayan Min de gösteriden önceki son prova olduğundan daha detaylı bir biçimde her şeyi inceliyordu. "Siz hala konuşmuyor musunuz?" dedi Sunghoon, yanındaki genç kıza fısıldayarak. Oturanların çok ses çıkarmaması gerekiyordu. Hayır anlamında başını salladı Dal Mi. İkisi konuşuyordu ama erkek arkadaşının kendisine çok da güvenmediğini hissediyordu. Sözleri buna sebep olmuştu. "Sadece ona kırgınım. Konuşuyoruz ama." dedi ve sahneye odaklanmamaya çalıştı.
Ne kadar Heeseung'a laf atmış olsa da o da kıskanıyordu. Ama Üniversite başarısını etkileyeceğinden yumuyordu gözünü. O kıza karşı bir şey hissetmediği sürece, sorun etmemeye çalışıyordu. Derin bir nefes aldı sıkıldığı için. Bir an önce gitmek istiyordu şu an. "Hiç bu konu hakkında konuştunuz mu?" yine aynı şekilde karşılık verdi oğlana. "Tiyatro bitince eskisi gibi oluruz... Sanırım." omuz silkti ardından. Bunu düşünmek de istemiyordu. Nari, koluna birkaç kez dokunduğunda bu sefer ona döndü. "Dışarı çıkmak ister misin?" kaşlarını çattı. Sonra, mantık yürütüp nedenini anladı. Büyük ihtimalle öpücük sahnesi yaklaşıyordu.
Cevap verirken epey arada kaldı. Sırf kıskandığı için dışarı çıkıp gitmek ve Shina'ya istediğini vermek istemiyordu. Ama bu sahneyi de gözleri aşık bir şekilde izleyecek değildi. Dudağını ısırdı. "Sorun yok." dedi kendini de inandırırcasına. "Sadece bir oyun." Nari onaylamak adına gülümsedi. Aradan saniyeler sonra Heeseung isteksizliğini her şekilde belli ederken, sahnedeki partnerine doğru bir adım atmıştı. Sunghoon'la Nari birbirlerine baktılar. Dal Mi'yi göz edip duruyorlardı. Shina da ona doğru bir adım attı. İkisi daha da yakınlaşırken, Bayan Min ne yapmaları gerektiğini söylüyordu.
Neredeyse dudakları birleşecekken ışıkların hepsi kapanınca, Heeseung bunu fırsat bildi ve geriye çekildi. Herkes ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Nari, nedenini direkt anlamıştı ama diğerleri onun gibi düşünemiyordu. Ya da Niki'nin yalan söylediğini anlayabilecek kadar iyi değillerdi. "Ben bir şey yapmadım. İsterseniz gidip bakayım." Bayan Min, derin bir nefes alarak ayağa kalktı. Kendisinin halledebileceğini düşünerek konferans salonundan ayrıldı. Öğrenciler tek başına kaldıklarından birkaç saniye sonda, Niki rejiye giderek ışıkları yine açmış ve yalandan bir tepki vermişti.
Hocalarının gelmesini beklemeye başladılar. Heeseung ışıklar geldiğinde hemen sevgilisinin yanına koşmuştu. Nasıl olduğuna bakmıştı. Pek bir değişiklik görmeyince rahatlamıştı. "Bunu yaptığına inanamıyorum." Nari fısıldayarak arkadaşına söylendi. Sırıtarak omuz silkti çocuk. "Benim bir hatam yok. Uyukluyordum kolum çarpmış. İyi ki de olmuş." Dal Mi sadece göz devirmişti. Sunghoon, arkadaşının kız arkadaşına olan bakışlarını fark edince, harekete geçmişti. "Heeseung benimle gelir misin? Kantine gidip su alacağım." kaşlarını çattı oğlan. Provadayken, kantine gitmezlerdi. "Acil." diyerek belirtti durumu.
İkisi konferanstan ayrılırken, Bayan Min gelene kadar dönmüş olacaklarını da eklediler. Yukarı kata çıkarlarken vakit kaybetmeden söze girdi. "Dal Mi'ye ona güvendiğini söyle... Sana kızmasının tek sebebi bu." bir duvarın yanında durdu ve yaslandı. Diğeri kantine gitmediklerini anlamıştı. Başını olumlu anlamda salladı ama bir şey daha vardı. "İstemeden oluyor. Engel olamıyorum kendime." gülümsedi Sunghoon. Bu onun hep başına geliyordu. Alışıktı. "Bir süre sonra, artık dayanabileceksin. Merak etme." soran gözlerle baktı Heeseung. Dudaklarını büzdü Hoon.
"Nari o herifle sevgiliyken ona elini her değdirişinde ben de böyle hissediyordum. Anlıyorum seni." ikisi de bir süre sessiz kaldı. Kendilerini sorguladılar kısaca. Biraz sinirleri yatıştı. Heeseung kendini motive etti. Zaman epey geçince, geri dönme kararı almışlardı. "Teşekkür ederim, Sunghoon." elini destek verircesine omzuna koydu. "Ben de sana bir konuda yardımcı olmak istiyorum." arkadaşından beklemediği hareketleri gördüğünden kaşlarını çattı çocuk. Tebessüm etti ve kabul etti ne olacağını merak ederek. "Nari senden hoşlanıyor ama itiraf etmiyor. Bu yüzden ilk hamleyi sen yap."
Şaşırsa da ses etmedi. İçindeki umut tekrar filizlenmeye başlarken, dudaklarını ıslattı. Gereksizce heyecanlanmıştı. "Nari benim kardeşim gibi... Siz yokken o vardı yanımda. Belki Dal Mi kadar yakın davranamıyordum ona ama bana çok sahip çıktı. Ve senin onu incitmeyeceğim biliyorum. Bu yüzden o eskisi gibi bir herif bulmadan harekete geç derim."
"Şuna bak. Daha kendi kız arkadaşıyla işleri yoluna koymamış bana tavsiye veriyor." gülüştüler. İkisi ilk defa bu kadar samimi olmuştu birbirlerine. Konuşmalarını bitirerek salona gitmişlerdi yine.
Heeseung içeri girdiği gibi sahneye çağrıldığında onayladı. Önce sevgilisinin yanına gitti ve ona sıkıca sarıldı. Shina da bu sahneye tanık olmuştu. Daha sonra bol şans dilemesini istemişti. Dal Mi ne olduğunu çok iyi anlamasa da gülümsedi. "Bol şansa ihtiyacın yok. En iyisini yap da gel."
_____
Evet arkadaşlar zar zor bölüm attım
Bu arada Fever bitecek, çok yakında değil ama yakında ğeçxğwçxğsç
ŞİMDİ OKUDUĞUN
fever ❦ lee heeseung
Fanfiction"Sana kelimelerin söyleyebileceğinden daha fazla ihtiyacım var."