Copper Coin Niches Türkçe Çeviri (BL)

Bölüm 4: Kağıt Adam (IV)

Donup kalan Xue Xian, çantaya geri döndü. Kafasına aldığı tuhaf darbe, nerede olduğu konusundaki tüm hissini kaybetmesine neden olmuştu.

Bir süre dinlendikten sonra tekrar kesenin etrafında tırmanmaya başladı ve sonunda vurulduğu yere geri dönmenin yolunu buldu. Kendini kaba kenevir kumaşa dayayarak başını tekrar o şeye vurmaya çalıştı ama hiçbir tepki yoktu.

"Ona sapladığım iğneyle bir ilgisi var mıydı?" Xue Xian kendi kendine mırıldandı, sonra iğneyi alıp tekrar denemeye gitti.

"Ah –– beni neyle bıçaklıyorsun?" Jiang Shining şikayet etti. "Neyin peşindesin?"

Xue Xian'ın aklına bir şey geldi. "Nasıl konuşabiliyorsun?" diye sordu.

Jiang Shining bunu düşünmemişti. O da şok oldu.

Doğru. Bugün için tüm zamanını çoktan tüketmişti. Hareket etmemeli ve konuşamamalıydı. Neden şimdi gevezelik ediyordu?

Az önce gelen garip zil sesiyle mi ilgiliydi? Hayır –– ondan önce bile, Jiang Shining zaten konuşmuştu, ancak hiçbir şeyin yanlış olduğunu fark etmemişlerdi.

Yoksa... bu kel eşeğin üzerinde gerçekten ilginç bir sihirli eşya mı vardı? Xue Xian bunu düşündükçe meraklanmaya başladı. Başka bir şey söylemeden iğneyi tekrar Xuanmin'in etine sapladı.

Kalabalıktan ayrılmak üzere olan Xuanmin aniden durdu.

Xue Xian muhtemelen tarihte onu tutsak tutan adama bu kadar küstah davranan ilk kişiydi –– açıkçası, ayakta kalabilecek kadar güçlüydü, ama bu konuda bu kadar kurnaz bir p*ç olmak zorunda mıydı?

Xuanmin kaşlarını çattı ve yaramaz kağıttan adamı çantasından çıkardı. Xue Xian her yerde yuvarlanmış olmasına rağmen, şekli iki katlı kalmıştı ve başka birine göre hiçbir eksiği olmayan sıradan bir kağıt parçası gibi görünüyordu.

Xuanmin, kağıttan adamın kafasını çimdikliyor, iğneyi ondan ayırmaya çalışıyordu.

Ama iğne kağıda sıkıca yapışmıştı ve yerinden kıpırdamıyordu.

Xuanmin bakışlarını kağıda yöneltti ve "Bırak" dedi.

Katipler ona tuhaf tuhaf baktılar. Bu dolandırıcı keşişin nesi vardı? Şimdi nasıl bir gösteri yapıyordu?

Üstat  Liu, bu "yaşamak için fazla zamanınız olmadığı" açıklamasıyla bir an için şok oldu, sonunda kendine geldi. Öfkeli, Xuanmin'i işaret etti ve bağırdı, "Seni hiçbir işe yaramaz serseri keşiş! Cehennem gibi şüpheli görünüyorsun ve kökenlerin de bilinmiyor. Posterdeki keşiş olmasan bile, yine de seni tutuklayabilir ve sen bana nereden geldiğin ve ne yaptığınla ilgili her ayrıntıyı anlatana kadar sana işkence edebilirim. Ve de bu yasal olurdu! Seni daha fazla rahatsız etmeme nezaketini gösterdim ve bunun için minnettar olmamana aldırış etmedim , ne için? Beni lanetlemen için mi?! Tutuklayın onu––"

Xuanmin onun sözünü kesti. "Kaşlarının arasındaki boşluk ışıktan yoksun, okunamıyor," diye açıkladı sakince. "İç kısmı siyah, dış hatları yeşil. Kaderindeki tüm yıllarını tükettiğin anlamına geliyor. Ayrıca sol kulağında kan lekesi var."

"Hangi kan lekesi?" Üstat Liu kulağını pençeledi ama kan izine rastlamadı.

"Göremezsin." Xuanmin sonunda iğneyi kağıttan adamın kucağından çıkarmayı başardı ve silahı tekrar çantasına koydu. Kağıttan adamı tuttu ve parmağıyla salladı.

Daha önce kimse Xue Xian'a fiske vurmaya cesaret edememişti! Bu kel eşek Yangtze'nin* tüm sularında sarhoş olmuş olmalı –– onun kibri eşsizdi! Misilleme yapmak üzereydi ama sonra Xuanmin'in kan lekesi hakkında söylediklerini hatırladı ve durdu. Biraz çaba sarf ederek, Üstat Liu'ya iyi bakabilmek için Xuanmin'in elinde kendini döndürmeyi başardı.