Eflal;Sabır ya siktir git lan evimden.
Dediğimden sonra tekrar vurmaması için 1-2 adım geriledim.Sercan;Ben kimseye Sercan'ın kızı orospuluk yapıyor dedirtmem.
Dışarı çıkıp çığlık atmamak için çok zor duruyordum.Eflal;Birincisi konuşmana dikkat et yıllardır yanımda değilsin şimdi de karışma hakkını vermiyor kimse sana.İkincisi sen Güney'i nerden biliyorsun ya?
Gelmiş bana babalık taslıyordu,her şey yetmezmiş gibi bu çıkmıştı bi de başıma.Takım elbisesinin ceketini düzeltip ellerini önünde birleştirdi ve bana bakmaya başladı.Sercan;Abin anlattı görmüş,buraya gelirken de komşu söyledi eve almışsın.Annene çekmişsin sen.
Son dediği cümle daha da sinirlendirmişti beni.Nasıl bu kadar gerizekalı olabiliyordu?Bi dakika ABİM Mİ ANLAMIŞTI?Nasıl yapabilirdi bunu bana ya?Beni geçtim anneme.Nasıl ihanet edebilirdi yanında olmayan bi adam için.Şok üstüne şok geçiriyordum.Eflal;GÜNEY HAKKINDA DÜZGÜN KONUŞ VE ÇIK GİT EVİMİZDEN.KAÇ SENEDİR YOKSUN SENİN NE HADDİNE GELİP BENİ AZARLIYORSUN BURDA?
Kapı tıklama sesi gelince donmuştum,annem gelmişti.Yıkılıcaktı bu manzarayı görünce,bu adamı görünce.Öylece bakıyordum kapıya,benim açmıycağımı fark edince Sercan kapıyı açtı.Annemin yüzünü görürsem ağlamaya başlardım o yüzden gözlerimi yumdum.Uzun senelerdir görmüyordu ve yeni yeni toparlanmıştı.Annesi;Hoşgeldin Sercan.
Dediği cümleyi,ses tonunun rahatlığını duyunca ben yıkılmıştım.Gözlerim istemsiz açılıp anneme gitti,ona bakıp gülümsüyordu.Gülümseme?Delirmek üzereydim ne oluyor burda?Sercan;Hoşgeldin Songülcüm.
Başımdan aşağı kaynar nehir dökmüşlerdi şu an,ellerim titriyor ve istemsiz gülüyordum.Kapanan yaralarım dikişleri sökülür gibi tek tek açılıyorlardı.Eflal;Anne ne diyorsun sen ya?Bu adama evimizden gitmesini söyler misin?
Dediklerimi duvara söylüyor gibiydim,birbirlerine naber tarzı sorular soruyordu.Küçük Eflal vücuduma baskı uyguluyordu,içimden çıkıp kaçmak için.Songül;Kızım baban gelme sebebinde haklı duydum olayı.
Gözlerimden yaşlar akmaya başlamıştı.Nasıl bu kadar rahat olabiliyordu?Bu adam onu milyonlarca defa aldatmış,dövmüştü.Şu an yüzüne bakıp gülüyordu.Yardım edin diye bağırıp kurtulmak istiyordum burdan.Göğüs kafesim kalbimi sıkmaya başlıyordu.Eflal;Ya ne diyorsun sen anne yalvarırım bu oyun de yalvarıyorum ne diyorsun sen?
Yanına gidip ellerinden tutmaya başladım.Yalvarır gibi bakıyordum şu an şaka olması lazımdı tekrar uyanmam lazımdı.Songül;Ne şakası kızım saçmalama yaptığının farkında değil misin sen?
Dediği cümlelerle beraber gittikçe yerin dibine giriyordum ama utancımdan değil kırgınlığımdan.Eflal;Ben yanlış bir şey yapmadım ki yapsam bile bu adam hangi doğrumda beni tebrik etti de yanlışlarımı sayıcak anne nolur yapma bunu ya.
Kafamı çevirip o adama baktığımda bize bakıp hafif sırıtıyordu.Tekrardan annemi kandırmak istiyordu bizim aramızı bozmak yine bizi kullanmak istiyordu,Buna izin veremezdim,annemin de vermesine engel olucaktım.Eflal;Ya anne ben umrunda değilim amacı tekrar bizi kullanmak anlamıyor musun anne?Sen yeni toparlandın saçmalama.
Songül;Kızım artık sana karışma hakkı var çünkü biz barıştık.
Beynim uyuşmaya başlamıştı.Barışmak mı demişti o?Hayır ben yanlış duymuştum annem diyemezdi böyle bir şey.Sanki etrafta ki hava tükenmişti,nefes alamıyordum.Ruhum acı çekiyordu.Bana bunu yapamazdı aynı şeyleri tekrar yaşayamazdım ben.Gözlerim yerinden çıkıyormuş gibi bi acı sarmıştı,gözlerim bulanmış etrafı göremiyordum.Aralarında ki boşluktan geçip kapıyı açtım ve durdurmamaları için kapattım hızlıca.Nereye gittiğimi bilmiyordum.Normalde beyin komut vermesi lazımdı ama beynim birden yok olmuş ayaklarım öylece gidiyordu.Etraftan insanlar geçiyordu ve sağır gibi duymuyordum kimseyi.Çocuk parkında elleri boş bırakılmış küçük kız çocuğuna geri dönmüştüm şu an.Herkes gitmişti ve ellerim bomboş kalmıştı.Ne tutunucak dalım ne de o dalın yeşermesi için ekicek tohumum kalmıştı.Öyle bi yere düşmüştüm ki bir şey için çabalasam başka bir şey gidiyordu.Çocukluğumu mahveden adam tekrardan evimize geliyordu.Bu yaşlarımı da mahvetmesi için evimize adım atmıştı tekrar ve ona yardım eden annem ve abimdi.Herkes birleşmiş beni yok ediyorlardı,siliniyordum hayattan.Etrafta dolaşan bir beden olarak kalmıştım.İçimde bastırılmış her çığlık beni daha çok itiyordu uçurumdan.Uçuruma ilk adımımı küçükken atmıştım,attırılmıştım.Sonra bi kaç adım peş peşe geldi,ittiler,ittiler.Sonra uçurumu yok eden kişinin 10 dakika da bu hayattan gittiğini fark ettim,ruhumu bi adım daha ezdiler.Biri daha geldi,benimle uçurumun kenarında durmaya razı biri.Nerdesin Güney?O kadar ihtiyacım var ki şu an sana ama sen yoksun.Ne olur sen de itme beni,gel geri kurtar beni.Bu iğrenç insanların içinde senin kalbinin attığını bilsem dayanırım ama çok uzaklardasın,elimi uzatıyorum,üstünde seninkini hissedemiyorum,bomboş kaldım ben.Ruhum yok benim.Kurtarılmaya ihtiyacı olucak kadar yalnız ve acizdim.Kalmak için kendi elimden tutamıyordum.Bi kaç kıza bi kelime ettim diye sevinçten havalara uçuyor,yalnız kalınca birini bekliyordum.Sude'nin yanına gidebilirdim ama kendi yükümü taşıyamıyorken başkasını kamburlaştıramazdım.Yanımda annem bile yokken beni tutucak biri aramam kurucağım bi hayal olabilirdi sadece.Herkes bir gün gidicekti ve ben bunu çok erken yaşamıştım.Küçük bi kızın ellerini benim ailem gömdü ve şu an ordan çıkaramıyordum,toprak üstüne toprak atılıyordu.Hava kararmış gökyüzünde bi kaç tane yıldız belirmişti.Küçükken ne zaman tek olsam yıldızları sayardım.Hep kızardım onlara birbirlerinden uzak oldukları için,biri kaydığında diğeri tutmadığı için.Biraz daha büyüdüğümde kendime benzetmeye başladım tek bırakılan köşede ki yıldızmışım gibi.Şu an anlıyorum ki tek olsalarda parlamayı başarabilecek kadar güçleri vardı ama ben de o yoktu yanımdan kayıp giden yıldızların parlamasından etkilenip onlara güveniyordum,kayıp gidiceklerini bildiğim halde çünkü onlar parlıyordu ben ise sadece onlar giderken gözüken siyah bir yıldızdım.Bunları bildiğim halde elimden hiçbir şey gelmiyordu.Kalkman gerek Eflal ama kalkamazsın.Gülümsemen gerek her şeye rağmen ama ondan önce gülmek ne demekti onu bulman lazım.Bir şeyler yapman lazım.Eve gitmek istemiyordum,Sude'nin yanına gitmek istemiyordum,kimse bilsin istemiyordum,bana acıyan gözlerin daha çok üstüme dikilmesini istemiyordum.Boş bi sokakta arsa görünce kendimi oraya attım.Etrafta bi kaç kırılmış bank ve çöpler vardı.En güvenilir olduğunu düşündüğüm bi banka uzandım.Üstümde tişört vardı hala ama soğuk bedenime iyi geliyordu.Nefret ettiğim havayı bile sevdirmişlerdi bana.Bi mahalle arasında ki bankta yatıyordum,halimi düşününce kendi kendime gülmeye başladım.Böyle bi anda insanın her şeyin güzel gidiceğine dair hayaller kurması gerekmiyor muydu?Gözlerim ne zaman dalsa o adamın bana vurduğu an geliyordu aklıma,annemin ona gülmesi ve Güney'in gidişi.Ona en ihtiyacım olduğu an da bırakmıştı beni.Peki neden?Bilmiyordum.Annem ona en ihtiyacım olduğu an da hayatımı tekrar alt üst etmişti,tabi bahsedicek bi hayatım kaldıysa.Sadece mutlu hissetmiştim bi kaç günde olsa neden bozulmak zorundaydı.Bir sürü neden sorusu varken birine bile cevap veremiyordum.Bu karmaşalardan ibaretti hayatım.Okul vardı yarın,devamsızlık haklarım bitmek üzereydi o yüzden gitmekten başka çarem yoktu.Son olaylardan sonra yarın yine gelip bir şeyler diyeceklerdi emindim ama tekrar o karşı koyucak güç yoktu içimde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YENİDEN
Teen FictionGökyüzü ne kadar yakınsa geceye biz de o kadar uzaktık birbirimize. .... Eflal'in 5 ay önce ölen sevgilisiyle beraber dağılan hayatı okul ortamı ve ailesi yüzünden daha da kötü bir hale gelmiştir.Yanında ki tek arkadaşı Sude ve annesi sayesinde...