-11-

52 14 124
                                    

Güney'in evindeydik.Polis sorguları,ağlama seansları derken hala tanımadığım çocukla,Güneyle ve Sude'yle oturuyordum.Yaşadıklarımızı kimse sindirememişti daha kimse tek kelime etmiyordu.

Eflal;Sen kimsin bu arada tanışmadık hala?
Çocuk ondan bahsettiğimi anlayınca kafasını bana çevirdi ve gülümsedi.

Mete;Mete ben Güney'in ultra yakışıklı,en yakın arkadaşıyım,en ama.
Sonda bastırarak ima etmesi güldürmüştü beni.

Eflal;Eflal bende.
Gülümseyerek el ele sıkıştık.Ne çok enerjisi vardı bu çocuğun ya resmen elimi sıkmasıyla kendime gelmiştim.

Mete;Ah bilmez olur muyum?
Dediğinin üzerine bütün gözler ona dönmüştü,gülen yüzüne yastık yemesiyle vurulmuş taklidi yaparak yere yattı,hepimiz gülüyorduk.Sonunda,gülüyorduk hepimiz.Aklıma Güney geldi adamı döverken ki söylediği şeyler;
"Orospu çocuğu sen benim sevdiğim kıza nasıl dokunursun?"
O anın siniriyle söylenmiş bir şey olduğunun farkındaydım ama aklıma takılmıştı yine de.

Eflal;Güney anlatıcak mısın artık?
Güney iki elini saçına götürerek iç çekti.Bahsetmek istemediğini biliyordum ama neden kaçırıldığımı,mektupları bilmek hakkımdı.

Güney;Senin konuşmak istemiyorum dediğin gün var ya onun öğlenin de başladı her şey..
Olayı her detayıyla anlatmıştı.Ahu'ya yapılanlar,çok çok kötüydü.Aklım almıyordu bi anne ile babanın böyle bir şey yapabileceğine.Güney bi yere bakarak anlatmıştı her şeyi,bizim ağlamamamız için kendini sıktığını görebiliyordum.

Sude;Peki bundan sonra ne olucak?
Mete de bende bunu sormak istesekte cesaret bulamamıştık,Sude'nin sormasıyla omzumdan bi yük kalktığını hissettim.

Güney;Eflal'in hayatı tehlikeye girmesin diye ve deliller yetersiz olur diye polise gitmiyordum ama artık siz de her şeyi biliyorsunuz ki olabilecek tehlike oldu zaten benim yüzümden ondan gerisi poliste artık.Herkes o adamı ve babamı arıyor,annem herkes sorguda.
Hala baktığı yerden gözünü ayırmıyordu.

Sude;Saçmalama senin yüzünden olan hiçbir şey yok ortada.İğrenç birinin yaptıkları senin suçun olamaz.
Sude'nin dediğini destekler gibi kafamı salladım ama Güney ne bizi duyuyordu ne görüyordu.Aklı da baktığı yerde farklıydı sanki.Onu ordan çekip kurtarmam lazımdı.Çok acı çekiyordu.Ayağa kalkıp elinden tuttum.Bu hareketimle şaşırmış gözleri bana döndü.

Eflal;Hadi yalnız konuşalım biraz bebeğim.
Yumuşak konuşmana dayanamayıp ayağa kalktı.Ev de bildiğim tek yer balkondu o yüzden kapıyı açarak oraya geçtim ve geri kapattım arkamızdan.

Güney;Eflal?
O an o kadar masum bakıyordu ki sanki tüm yeni doğmuş bebeklerin parlaklığı onun ela gözlerin de toplanmıştı.

Eflal;Efendim?
Elleri titremeye başlamıştı tekrardan,bu konuşmasını da etkiliyordu.

Güney;S-sana sar-sarılabilir miyim?
Sorduğu soruyla büyük bi rüzgar çarpmıştı yüzüme.Bunu hiç beklemiyordum.Bu kadar utanarak sorması içim gidiyordu o an ona.Yanına yaklaşıp ellerimi boynuna doladım,sarılınca direk kafasını boynuma gömdü ve elleri belimi sardı.Bu hissi çok özlemiştim,bir daha yaşayamama korkusu üzerine onun yanımda olması şu an başka şey istemeyebilirdim.O an parlayan bir sürü yıldız gördüm.Biz sarılıyorduk ve onlar ışığını bize gönderiyordu.Omzunun hareket etmesi üzerine ağladığını anlamıştım.

Eflal;O kadar yordular ki seni ama iyileşicez,iyileşiceksin söz veriyorum Güney.
Cevap gelmemişti.Onu bu hal de görmek beni yıkıyordu,bahsettiğim yıkılmış şehir bu sefer benim içimde patlıyordu.Merdivenlerinden çıkmaya çalıştığım her bina yıkılıyordu.Biraz daha öyle durduk daha sonra başını kaldırıp bana bakmaya başladı.

YENİDENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin