Kendimi çekip kuruduğunu düşününce havluyu da aldım.Umarım anlamamıştır yani anlasaydı tepki verirdi herhalde.Havluyu da sepete atıp tekrar yanına geldim.
Eflal;Aç mısın?
Umarım evet der çünkü ben açtım ve o yemezse yemeye utanırdım.Güney;Açım ya yani aç olmasam da sırf yap diye acıkabilirim.
Gülerek gözlerimi devirip tekrardan mutfağa gittim.Dolaptan 4 tane hazır noodle alıp tezgaha koydum.Eflal;Yani hayallerin neydi bilmiyorum ama makarnadan başka yemek yapamıyorum.
Olsun der gibi elini salladı.Arkamı dönüp tencereye suyu koydum ve ocağın altını açtım.Gelen sıcaklık sanki bana mesaj verir gibiydi.Ne yaptığımı bilmiyordum sadece yapıyordum.Yeni bi arkadaş edinmekten zarar gelmezdi herhalde.Eflal;Yemek yedikten sonra seni bi yere götürebilir miyim?
Fazla mı sıkıyordum acaba belki de yemek yiyip gidicekti.Güney;Aa namusuma göz dikmiş bu he.
Gülüp şaşırma ifadesiyle ona dönüp baktım.Eflal;İyi be götürmüyorum.
Bi kaç saniye ses gelmemişti tekrar ona döndüğümde birden yanımda olduğunu görünce 1 adım geri gittim.Güney;Şaka şaka götürebilirsin.
diyerek paketleri açtı.Suyun kaynadığını görünce altını kısıp makarnaları attım.Zaten noodle olduğu için 3-4 dakikaya hazır olmuştu.Tabaklara koyarak masaya oturduk.Güney;Ay bir şey diycem abin falan gelmez dime?
Endişeli bir şekilde bakınca kahkaha attım.Sude'ye en başta kızmayı düşünsemde iyi bir şey yapmıştı,en son ne zaman bu kadar eğlendiğimi hatırlamıyordum.Eflal;Yok gelmez rahat rahat.
Yemeği yedikten sonra odaya geçip iki tane hırka aldım.Küçük bebek heyecanı vardı içimde.Götürüceğim yere hep tek giderdim.Sude'yle bile gitmemişken Güney'i yanıma alıp gidiyordum.Nolur ne olmaz diye iki tane şapka da alıp yanına gittim.Bordo hırkayla siyah şapkayı ona uzattım,heyecanıma gülümseyip üstüne giydi,şapkayı da taktı.Ben de elimde ki mavi hırkayla siyah şapkayı taktım.Güney;Yakıştı he.
Beklemediğim anda iltifat alınca güzel hissetmiştim,gülümseyerek ona baktım.Kapıyı açıp dışarı çıktık.Yağmur biraz hafiflemişti ama hala yağıyordu.Hava ise yağan yağmura inat gibi sıcak esiyordu.Gidiceğimiz yer uzak değildi ama ıslanmayı severdim zaten.Sanki dünyada ki her şeyi alıp götürücek gücü varmışta insanlarla uğraşmaktan yorulmuş gibi gelirdi hep bana.Bi süre yerimde durup yağmuru izledim.Elimde ki hisle beraber Güney'in benim elimi tutup çekmesi bir oldu.Bütün vücudum kasılıp karıncalanma hissi olmuştu.Kendine yaklaştırıp belimden tuttu.5 tane kalbim varmışta hepsi horona kalkmış gibiydi şu anda.Hayal mi acaba diye düşündüğüm için bi kaç kere gözümü kırpıp açtım ama hala karşımdaydı,mükemmel.Güney;Çekmesem hiç gelicek gibi değildin.
Eflal;Bana her bir şey yaptığında başka dünyaya geçiyormuş gibi hissediyorum.
Kelimelerimi kontrol edemeden ağzımdan bırakmıştım dışarı.Güney'in de bunu hiç beklemediği belliydi.Bu utanç verici ana son verip kendimi çektim ve yürümeye başladım,gelen ayak seslerinden arkamdan geldiği belliydi.Bi kaç mahalle birbirimize bir şey demeden yürüdük öyle.Yağmur bir hızlanıyor bir yavaşlıyordu,biz bir konuşuyor bir susuyorduk.Sanki yağmur damlalarıyla iletişime geçmiş,dünya da bi ikimiz kalmış gibiydik.En sonunda bi parka varmıştık,düşündüğüm gibi kimse yoktu parkta.Güney yanıma gelene kadar parkın girişinde duraksadım.Bi kaç adım sonra o da yanımda sanki herkesin terk ettiği bi yermiş gibi boş ve ıssız olan parka bakıyordu.Kendimi daha konuşmadan kötü hissetmeye başlamıştım.Esen sıcak hava yerini değiştirmiş,gelen soğuk burda ki anıları daha çok hatırlatmak için yüzüme işliyordu.Zor da olsa Güney'i buraya boşuna getirmemiştim,içimde ki ağlama hissine sahip çıkıp konuşmaya başladım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
YENİDEN
JugendliteraturGökyüzü ne kadar yakınsa geceye biz de o kadar uzaktık birbirimize. .... Eflal'in 5 ay önce ölen sevgilisiyle beraber dağılan hayatı okul ortamı ve ailesi yüzünden daha da kötü bir hale gelmiştir.Yanında ki tek arkadaşı Sude ve annesi sayesinde...