BaekhyunAğıran kalçamla komutan Lay'in anlattıklarını dinlemeye çalışmak ölüm gibiydi. Keşke tam şu anda çalışma bitseydi ve kendimi yine Chanyeol'un yatağında bulsaydım diye geçiriyordum içimden. Sabah kollarından çıkıp çalışmaya gelmek de zor olmuştu zaten. Ama maalesef yapmak zorundaydık.
Çünkü iki gün boyunca Chanyeol'la odasından çıkmayıp zamanımızı aşk yaparak geçirmiş ve çoğu şeyi kaçırmıştık. Chanyeol için hava hoştu tabii. Ona kalsa daha da kalırdık odasında fakat ben daha fazla durmak istememiştim çünkü komutanlara ayıp oluyordu. Askerin tüm gün komutanıyla sevişmek için odasından çıkmayıp görevlerini aksatması etik bir durum değildi. Balayındaymış gibi davranamazdık.
Ayrıca çocuklara haber bile vermemiş olmam da kötüydü. O gün Chanyeol'un elinden tutarak gitmiş ve daha da geri dönmemiştim. Şu an hepsinin -Sehun'un bile- bana sinirli bakışlarla bakmasını haklı buluyordum. İki gündür hiçbirini görmeden direkt çalışmaya gelmiştim resmen. Kendimi affettirmem lazımdı.
Sıkıntılı bir nefes vererek komutan Lay'i dinlemeye devam ettiğimde "Çocuklar, bugünkü çalışmanız karşılıklı saldırı şeklinde olacak. Yetersiz kişi sayınızdan dolayı bazılarınız komutanlarınızla yapacaksınız. Gönüllü olmak isteyeniniz var mı?" diye sormasıyla Chanyeol'a bakmıştım. Benim partnerim hazırdı zaten ehehehe.
Chanyeol'un da bana bakıyor olduğunu görmemle tam tebessüm edip onun adını söyleyecektim ki Sehun'un "Ben, komutan Chanyeol'la yapmak istiyorum!" diye bağırmasıyla şaşkınca ona dönmüştüm. Niye Chanyeol'la çalışmak istiyordu ki?
Yüzünde ilk defa gördüğüm ciddi bir ifadeyle Chanyeol'a bakması da ayrıca şaşırtıcıydı. Sinirlendiği bir şey mi olmuştu acaba?
Komutan Lay de şaşkınca ona bakıp "Peki o zaman Sehun, komutanının yanına geç." dediğinde Sehun da hiçbir yorum yapmadan Chanyeol'un yanına gitmişti. İlginç...
Diğer eşleşmeler de bir bir yapılırken Luhan, komutan Soo'yla, Tao, komutan Kris'le, Chen, komutan Xiumin'le, Yuta'yla komutan Suho eşleşmişti. Aslında general, antrenman çalışmalarına katılmazdı fakat komutan Suho, ne kadar geliştiğimizi görmek için katılmak istediğini söylemişti. Eh, zaten bize de söz hakkı düşmüyordu bu durumda.
Çocuklar da birbiriyle eşleştiğinde geride kalan komutan Lay de kıkırdayarak "Benimle kim eşleşmek ister peki?" diye sorduğunda "Ben de sizi istiyorum, komutanım." diye el kaldırmıştım. Ama cümlemi bitirir bitirmez Chanyeol ve komutan Suho'nun bakışları radar gibi beni yakalamıştı. Sanki sevişmek istemiştim amına koyayım.
Onlara masumca gülüp komutan Lay'in yanına giderek ona selam vermek için eğildiğimde kalçama giren ağrıyla bir an nefesim kesilir gibi olsa da çaktırmadan doğrulup gülümsemiştim. Sikeyim, niye bu kadar ağrıyordu ki?
Ama komutan Lay, yüzümü ekşittiğim anı görmüş olacak ki kaşlarını çatarak "Bir sorun mu var, Baekhyun?" diye sorduğunda tebessüm etmiştim. "Hayır, hiçbir sorun yok." Durduk yere abartmaya gerek yoktu şimdi. Geçerdi herhalde.
Komutan Lay de anladığını belirtir gibi kafasını salladığında diğer askerlere bakarak komut vermişti. "3 dediğimde başlayacaksınız! 1, 2, 3... BAŞLA!" diye bağırmasıyla çalışma başlamış ve ben de ilk atan yapan taraf olmuştum.
Komutan Lay'in boşluğuna yumruk atmak için sağ elimi kaldırarak hareket yaptığımda komutan Lay, elimi tutarak arkaya doğru bükmüş ve beni öne doğru savurarak savunmasız bir pozisyona düşmemi sağlamıştı. Vay anasını... Sanki Jason Statham vardı adamın içinde.
![](https://img.wattpad.com/cover/242603587-288-k435058.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hey, Soldier! (Chanbaek)
Fanfiction"Desenize yeni gelen komutan sizden de şerefsiz olacak." diye birden kendime engel olamayarak konuştuğumda hâlâ Lucas'a bakmakta olan komutan Soo sözlerimi duymamış gibiydi fakat sıranın başından gelen ses, çok daha farklı bir kişinin duyduğunun hab...