Peri-Kayıp

1K 59 5
                                    

Buketin babasına : Bülent 

Hayalin annesine : Lale

Hayalin babasına : Levent

....Yoklar  ne karakol ne hastane hiçbir yerde yoklar

Telaşla ileri  giren bülent amca bize doğru gelmeye başlamıştı. lale teyze baygınlık geçirirken kenan onu başı yere çarpmadan yakalamayı başardı neyse ki.  levent amca ise boş ve donuk gözlerle şoka girmişti ne demek yoklar neredeyse 7 gün oldu nerde bu kızlar.


Bülent amca kızına dur  demese bile gideceği yere ineceği havaalanına adamlarını yerleştirmişti ne kadar kızgın olsa da ne kadar hayal kırıklığı yaşasa da kendince buket onun kızıydı ve varisiydi. Ancak  buketin kullandığı özel jet o havaalanına inmemişti.  Ve nereye bakarlarsa baksınlar özel iniş alanlarına bile sorsalar da uçaktan bir ses yoktu.

Hepimiz buketlerin evinde toplanmıştık iki aile birbirini görünce ne diyeceklerini bilemese de o anda telaşları çok farklıydı. Lale teyzenin gözümün önünde erimesini izliyordum hayalin kalbini paramparça etmişti ve bunun bilincindeydi şu anda kendinisi paralaması bana komik geliyordu açıkçası ,   ben kızın gözlerinde ki bitmişliği görmüştüm eğer ona bir şey olursa bende onları affetmeyecektim. Benim ikinci ailem gibi olsalar da affetmeyecektim.

Kenan: Söylemeye dilim varmıyor ama polisten ses var mı

Bülent amca :  Hayır kenan

Kenan : Peki şey inşallah değildir ama sahil güvenlikten yardım alsak mı

Late teyze : Ne diyorsun kenan ne sahil güvenliği ne yani kızım öldü mü diyorsun sen 

Kenan : Yok olur mu öyle şey sadece ihtimalleri eleyelim diye söylemiştim

Aslında  sanırım hepimizin aklında olan şey buydu, inmeyen uçak ve ülke değiştiren iki kişilik bir jet birden ortadan kaybolmayacağına göre....

O sırada gökmenin telefonla konuşma seslerini duyuyordum mutfak tarafından

--- babacım inmemiş işte jet havaalanlarında bulamıyoruz yardımın lazım

***

--- anladım tamam senden haber bekliyorum

içeri girdiğinde soran gözlerle baktım yanıma geldi,  kenanla samimi olduklarından beri bizimde aramız iyiydi , iyi dost olmuştuk. 

Gökmen :  Babamın anlaşmalı olduğu özel bir dron şirketi var , jetin sinyal verdiği geçiş güzergahları ve son sinyal alındığı noktayı havadan inceleyecekler

Kenan kimseye belli etmeden onun eline temas edip teşekkür etti

Gökmen :Ne demek onlar benimde dostlarım umarım korktuğumuz şey olmaz

Selin : Biz ne yapalım bu evrede peki

Bülent amca : Elinizden bir şey gelmez çocuklar haber bekleyeceğiz

Pelin : Bizde sosyal medyadan duyuralım o zaman , sonuçta bu buket taş illa bir gören duyan vardır. 

Bülent amca  : Tamam sen o işi hallet bir gelişme olursa haber ver.

----------

Anne ve babaları  salonda bırakarak biz bahçe masasının çevresine  toplandık kimseden ses çıkmıyordu. 

Kenan : Gitme dedim , gitmeyin dedim neden dinlemediler gözlerinden yaş akarken kalkıp ona sarıldım

-- Üzülme sırık oğlanım benim onlar iyidir ben inanıyorum bir şekilde haber veremiyorlardır eminim ama sağ olduklarına inancım tam olmasa  hissetmez miydik biz senle koca oğlan ona bakıp bana bakmasını sağladım gözleri dolu doluydu

Kenan:  Hissederdik dimi peri

-Tabi ki hissederdik biz kardeş gibi büyüdük. Birimizin eline kıymık batsa diğeri ağlardı.

--

Düşünüyorduk ama sosyal medya dışında elimizden bir şey gelmiyordu. Gökmen ihbar için yeni bir hatlı telefon getirmişti internetteki haberlere bu numarayı yazmıştık. Ama ne arayan vardı ne soran. 2 Saatin sonunda gökmenin telefonu çaldı

--Efendim baba

**

--Tamam geliyoruz

Telefonu kapatıp bize döndü , dron işi tamam şimdi içerdekilere çaktırmadan çıkalım hava alacağız falan deriz bir şey olmadan telaşlandırmayalım onları . Babamın bahsettiği adama gidelim güzergahı izlemeye başlamışlar bile

-----------

Büyük bir şirketten içeri girdiğimizde kendini tanıttı gökmen , bizde arkasından içeri girdik iki asansörle şık binanın 7. katında indik bizi geniş bir odaya aldılar. Kocaman ekran başında bilgisayarlarda adamlar işlemler yapıyordu, hafif karanlık bir ortamda karşımızda kocaman okyanusu görebiliyorduk.

içeri girdiğimizde bize doğru gelen adam kendisini fırat olarak tanıttı ve işlemleri anlattı . Dronu izlerken bizi arkadaki oval masanın yanına yönlendirdi. Zaman geçiyor ve dron ilerliyordu bir yandan da gözümüz güzergah üzerindeydi , dron sapmadan o güzergahı izliyordu. İnsansız olduğu için  suya yakın gidebiliyordu. Nerdeyse bir saat olmuştu ben artık bundan da ümidimi kesmiştim artık ama birden pelin'in çığlığı ile kafamı kaldırdım. Gördüğüm şey ben dahil hepimizin kanını dondurmuştu. Hepimiz ayaktaydık nefes alamıyor ağlayamıyorduk.

----

Buketin evinden

Oturdukları salonda bülent bey bir sağa bir sola gidiyordu. Ah buket ne olur sana da bir şey olmasın, sende gidersen ben nasıl yaşarım bu vicdan azabıyla

levent bey onun yanına  gelmişti iki adam birbirlerine sarıldılar. Biz ne yaptık böyle bülent onları ya temelli kaybedersek, biz hayali ne zorluklarla büyüttük gözümüzün bebeği dedik ama ona neler yaptık onu nasıl üzdük.

Lane hanım : Suç senin değil tamamen benim, sen bana yapma dediğin halde seni dinlemedim kızın üstüne geldim. Onun yüzüne bile bakmadım . Neden peki ha neden böyle yaptım ya onu bir daha göremezsem.. 

Levent bey:  Telefonlar hala çalmıyor kimse neden bir şey bulamıyor delireceğim çocuklarda gitti gelmedi bir türlü.

Bülent beyin Çalan telefon  gergin düşüncelerini böldü   Alo  bir gelişme mi var

***

Bülent bey  ne duydu ise hareketsiz kaldı ve karşı duvara odaklandı,  lane hanım hemen koşup telefonu aldı ne olduğunu sordu  ve sonrası yere düşüp bayıldı  yere düşen telefonun kırılması sesinin dışında içerde hiç ses yoktu. Çalışanlar bile etrafta donmuş kalmıştı.  levent bey ne  olduğunu anlamaya çalışırken bu sefer onun telefonu çalmaya başladı  Kenan arıyordu. 

Telefonu açıp onu dinlediğinde diyebildiği tek şey gözünden akan tek bir damla yaşla gelip bizi alın oldu ve koltuğa çöktü kaldı. bülent beyde dizlerinin üzerine indi ve elini yüzüne kapatarak ağlamaya başladı....

------------------&&-----------------------

İçim burkuldu  be

Arkadaştan Öte (girlxgirl)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin