Ankara'nın iki farklı kesitinden iki farklı hayat yaşayan iki farklı kız.
Birisi en zengin kesimde yaşayan şımarık , her istediğini elde eden, güzel , bencil, okulunun en popüleri , gece hayatının aranan yüzü , okuluna çokta özen göstermeyen, Ünlü...
Gece not kağıdını verdikten sonra dağ evine gitmiştim ve beklemeye başlamıştım. Bu beklemelerim asla boş geçmezdi. Kimse şu ana kadar bana hayır diyememişti. Kadehleri çıkartıp şişeyi buza koydum. Üstüme daha rahat bir şeyler giydim. Yaklaşık 40 dk sonra kapı çaldı.
Kapıyı açtığım gibi onu içeri çekip duvara dayadım ve öpmeye başladım. Ayağımla kapıyı kapatıp işime devam ettim. Günlerdir açlık çekiyordum resmen.
Adını sormadım bile çünkü hiç önemi yoktu. Dudaklarımı ayırdıktan sonra onu içeri çektim ve şöminenin önündeki belgelerin yanına getirdim. O kağıtlara bakarken üstümde ki geceliği çıkardım ve açıkladım.
-Beni tanıdığını biliyorum bu evde olanlar bu evde kalacak o yüzden gizlilik sözleşmesini imzalaman lazım , bir yandan da boynunu yalıyordum , şu ana kadar buna hayırda diyebilen olmamıştı. İmzaladıktan sonra belgeyi kasaya koydum -diğer evrakların yanına- Bir yandan da kendimi Behlül gibi hissediyordum.
Karşısına dikildim ve üstündekileri çıkardım güzel bir fiziği vardı. İsabetli seçim. Tamamen soyduktan sonra göğüs uçlarını dişledim bu da inlemesini sağladı. Poposuna bir tokat atarak avuçladım . Zevk ve acının verdiği zevki seviyordum. Ve sevmelerini sağlıyordum. Ben ne istersem o oluyordu genelde. Her şeyde olduğu gibi. Elinden tutup onu oyuncak dolu odama götürdüm onu. Gecemiz uzun olacak.
—
Sabah kalktığımda yanımdaydı üstümü giyip çıktım kapıdaki görevliye ki artık alışmıştı kızı istediği yere bırakmalarını talimatını verdim. Kendi arabama bindim. İlerlerken telefon çaldı arayan babam
- kızım nerelerdesin seni merak ettim.
Şimdi sevişiyordum demek isterdim ama toplum buna hazır değil.
- bizim kızlarlaydık babacım şimdi eve geliyordum zaten.
Telefonu kapatıp yönümü eve çevirdim. Kızlar mesaj atmıştı bizim mekanda saat 2 de buluşuyoruz yazmışlar. Zaten karnım açtı çok efor sarf edince hep böyle oluyordu. Kızlar beni biliyordu o yüzden bazı geceler onları işlerime böyle alet ediyordum. Saate baktım eve gidip üstümü değiştirip tekrar çıkmam lazımdı.
Trafik yavaş ilerlerken bu kırmızı ışıklar çok canımı sıkıyordu. Önümüzden bisikletli Kişiler geçiyordu yavaşça , ama arkada ki çok yavaştı tam önüme geldiğinde yeşil yandı bende kornaya bastım ama sonra kız ortadan kayboldu resmen.
Yüksek bir arabam vardı ne olduğunu anlamak için aşağı indim. Üstünde dolar işareti olan bir eşofman üstünde sweet giymiş bir kız yerde bisikletin altında yatıp bana bakıyordu bön bön. Yine beni tanıyan hayran bakışlardan birisi elbette. Hepsi bana böyle bakıyordu artık alıştım diyordum ama hala bazen kızdırmaya yetiyordu zaten açtım.
Ona biraz kızdım ama hala mal mal bakıyordu. Kaldırayım diye el uzattı ama ne münasebet hem beni geciktiriyor hem yardım istiyor.
Arabama döndüğümde resmen 2 katı bir çocuk geldi onu kaldırdı hem de bisikletiyle. Ne güç maşallah.
Gaza basıp gitmeden bana kaybettirdiği vakit içim kızmış bir halde ona baktım. O da hala bana hayran hayran bakıyordu.
Eve gittiğimde kısa bir duş alıp babamı öpüp tekrar çıktım.
Mekana vardığımda 14:30 olmuştu. Hala kıza kızıyordum içimden. Dakik olmak her zaman benim için önemli olmuştur.
Mekanın önünde yine pusuyla yatmış kameralar vardı elbette. Aracın anahtarını valeye verdikten sonra. İçeri yöneldim hepsi kamerayı ellerine aldı her zaman ki gibi.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Biraz daha aç kalırsam birisini yiyebilirdim. Ufak bir konuşma yaptıktan sonra içeri girdim. Kızlara gelmeden sipariş verdirmiştim.
Her zaman ki yerimize ilerledim kızları öpüp hemen yemeğime yöneldim ama bir şey eksikti. Eh kızlar içecek dedim kızarak.
Onlar yine senkronize gecikince bekledik onun için dediler mantıklı. Ama sen kapıdan girerken söyledik birazdan gelir merak etme.
Selin: Bu sefer iyi yorulmuşsun belli dedi gülerek. Kıkırdamakla yetindim çünkü yemeğime ara vermek istemiyordum. Kafa salladım sadece. Pelin : hah geliyor içeceğin.
Kafamı kaldırıp baktığımda onunla göz göze geldik. O da kaşlarını kaldırmıştı tam göz bebeklerime bakıyordu ve o anda ayağının takılmasıyla içeceğin üstüme boca olması bir oldu.
- allah kahretsin sakar şey ne yaptın lanet olsun gitti güzelim elbisem , elimi saçıma attım of saçım.
Düştüğü yerden belindeki bezi çıkarıp üstümü silmeye başladı içecek boynum ve göğüs dekolteme dökülmüştü içim resmen kola olmuştu. Eli Bezle boynumda göğüs dekoltemde geziyordu. Bir yandan da benden özür diliyordu ciddi ciddi. aslında yakında güzel ilgi çekici bir kıza benziyordu. Mavi renk saçları , Buz mavisi gözleri vardı.
- tamam minik şey yeter bu kadar çeker misin ellerini sert baktı - size yardımcı olmaya çalışıyorum
Bir an durdum. Sabahtan beri çok yardımın dokundu zaten.
Pelin : siz daha önce karşılaştınız mı
- evet geç kalma nedenim işte karşınızda trafikte arabamın önünde düştü vakit kaybettim onun yüzünden.
Selin: ooo şanslı kız , kimseye denk gelmez Buket taş'ın arabasının önüne düşmek.
Önümde duran sakar kız kaşlarını buruşturup Selin'e kimin diye sordu.
Kaşlarım kalktı sorusu üzerine. Kendimi gösterdim. Buket taş dedim. Hala o bakışla bakıyordu. Beni tanımıyordu.
-Afedersiniz tanımıyorum dedi.
Biz kızlarla bakışırken O esnada cafe müdürü geldi bin bir özür diledi.
-afedersiniz Buket hanım hesabınız bugün bize ait bu yaşanan aksaklık için özür dilerim. Başka bir arzunuz başka bir emriniz var mı efendim
Kız müdüre tiksinir gibi bakıyordu sen ne yapıyorsun be adam der gibi. Müdür Bu sefer kıza dönüp
- hayal topla eşyalarını git buradan, söyle peri 'ye o da gelmesin.
Kız kendini savunacak bir şey dememişti. Yüzüne düz bir ifade yerleştirip , Bana bakmadan ki bana herkes bakar çıkardı önlüğünü müdürün eline verdi.
- elbette müdür bey bende zaten insanların önünde el pençe divan olan birisinin yanında çalışmak istemem diyerek oradan ayrıldı.
