~44~

2 0 0
                                    

Çocuk "ne bilim onu öyle sapa sağlam gördükten sonra ölüm haberi gelince bir garip oldum." Garip olmamıştı . Çocuk birdiğimiz perişan olmuştu .

Ben"sen merak etme . Eminim ki Asar ustaları bunu da planlamıştır. "

Dedim .

Feyza"okuldan ayrıldığımız için mi dilin bu kadar uzun yoksa kesmemi istediğin için uzunluk metresini belli etmeye çalıştığın için mi?"

Dedi sinirle yumruklarını sıkarak.

Koltuktan arkamı döndüm ve"uzunluk metremi gösteriyorum. Kesicek bir makasın var mı? "

"Makasa gerek varmı?"

Dedi ellerini İcemen ortaya çıkararak.

Ellerini göstererek "kırılır dikkat et."

Dedim ona sinir ile bakarak.

"Sen mi kırıcaksın?"

"Başkasına gerek varmı?"

Diye lafı ona doğrulttum. O daha bir şey diyemeden şoför"hadi gençler . İnin birazdan ikinci otobüs gelicek ama o otobüse insanlarda binebilir . Merak etmeyin şoför peri. Ama dikkat edin ,insanlar onu belediye otobüsüdür nedir ? O sanıyo.
Hareketlerinize dikkat edin ona göre."

Dedi . İsak amca ile otobüsten indik ve gelen ikinci otobüse bindik.

İsak amca"sen erken yaşta ölmek nedir bilir misin?"

"Yok?"

"Az önce o Feyza ile kapışman zaten bilmediğin anlamına gelir ."

Dedi.

"Neden ki?"

"O kızın kimleri öldürdüğünü biliyor musun? Hiç bulaşma."

Dedi ve önüne döndü.

Bende Feyza'ya baktım ve ona dilimi çıkartarak önüme döndüm.
Feyza elindeki kalemi sinirden kırdı ve"ben bu kızı boğmadan rahat OLMİCAM."

Mert"Belliki ölümü senin elinden olcak." Dedi sırıtarak.

Biraz zaman geçmişti ki insanlar bu otobüsü normal otobüs sanaraktan duraktan bu otobüsü durdurdular .

Beş tane insan bindi.
Şu anda otobüste tek beş insan vardı . Gerisi ise yaratıktı.

Acep o insanlar bunu bilseler di ne yaparlardı.
Bir an durdum.

Çünkü sağ tarafıma oturan insanı tanıyordum gibiydi?
Hafiften keçi sakalı olan bu kişi bana oldukça yakın gelmişti.

Hasan amca?

Hasan amca beni görünce aniden ne yapıcağını bilememisti. Gözlerinin dolduğunu görebiliyordum.

Aniden"Samara!?" Diye beni kollarının arasına aldı.
Bende ona sarıldım. Kokusunu ,şişko göbeğini ,her şeyini özlemiştim onun.

"Seni çok özledim." Dedim başımı onun şişko göbeğine dayayarak.
O "bende kızım , bende seni çok özledim."

"Affet beni."

"Ne yaptın ki Samara?"

Dedi ve aniden durdu.
Neden sustu şimdi?

Ona baktım. İsak amcaya bakıyordu. Bu sefer İcemen kızarmış ve göz yaşları İcemen akar olmuştu .

İsak amcaya baktım. O da Hasan amcaya öyle bakıyordu .

Neden birbirlerine böyle özlem dolu bakıyorlardı şimdi?

İsak amca "kardeşimm." Diyerek sarıldı.

"Kardeşim mi!!?"

Fırtına'ya hak veriyordum. Ne kardeşi ?

Hasan amca"özledim kardeşim. Özledim."

Sarılma merasimi bittikten sonra Hasan amca etrafına baktı.
Bir anda soğudu.

Bize döndü ve"burası müsait değil. Benim restoranın yanında bir kafe var oraya gidelim."

Dedi. Az sonra şoför bizi bir durakta indirdi ve yürümeye başladık.

Onlara soru sorucak cesareti bulamadım çünkü sohbete öyle dalmışlardı ki beni duymazlardı bune emindim.

Kafeye oturduk ve Hasan amca üç tane kahve şipariş etti.
Hasan amca öncelikle bana dönerek"Merak etme Samara nereye gittiğini artık biliyorum."

Dedi. Kahveler gelmişti . Ben ikisinden birinin bir açıklama yapmasını bekliyordum. Daha önce ne İsak amca ne de Hasan amca bana bir kardeşi olduğunu söylemişti.

Hem Hasan amca neden savaşçılar ve öğrencilere öyle soğuk soğuk bakıyordu?

Hasan amca ,İsak amcaya döndü ve"Samara'ya öbürleri den Vahdettin ki kardeşim?"

"Hayır."

Ben araya girip "hangi öbürleri?"

İsak amca"anlatmadım ama öğrenmek onun da hakkı. En iyisi ona baştan sona her şeyi anlatmak."

Dedi . Hasan amca onaylayarak bana döndü . Derin bir nefes aldı ardından"bak Samara çok uzun bir süre önce o okul sadece onuncu seviyelerin okuluydu.

O onuncu seviyelerin arasında İsak ve ben de vardım. O zamanlar gençtik .

Yirmili yaşlarda falan.
Çoğu zaman ejder avlamaya giderdik bu bizim vazgeçilmez altın kuralımızdı.

O Asar denilen iki yüzlü adam varya? O adam gün boyu odasından çıkmazdı. O okulda geldiğinde kaç yıl sonra odaya girip çıkmaz olmuştu.

Tabiki anahtar onda olmayınca.
Haa şu anahtar meselesine gelirsek . Üçüncü kapı. Onun anahtarını bulamamıştık.

Hepimiz onuncu seviyedeydik ama bu bize güçten ziyade bir yarar sağlamamıştı.

Ama Asar vazgeçer mi? O öyle çok istiyordu ki seçilmiş kişi olmayı bu onu kör bir hırsa sürüklemişti. O zamanlar birinci ve ikinci kapı açılmamıştı.
Bir gün ben onu izledim ve odasına yanaştım. İçeriden sesler geliyordu .

Asar o zalim ejder kardeşinden birinci ve ikinci kapının anahtarlarını istiyordu.

Ben o zaman ikisinin kardeş olduğunu anlamıştım.
O lanet herif ona iki kapının da anahtarını vericeğini söyledi yahut bunun karşılığında ondan bir şey istedi.

Karşılık bizdik.
Yani Asar'dan bizi yok etmesini istedi. Zaten Asar'ın da isteği bu değil miydi?

Hiç düşünmeden direk kabul etti.
Ben bunları duyar duymaz İsağa haber saldım .

Seviye Son/ Ruh Düğümü Ejderin RuhuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin