~31~

1 0 0
                                    

Gözlerimi araladığımda kulağıma sahipsiz bir kaç ses dolmuştu. Midemde hissettiğim acı ile inleyerek etrafa baktım. Nedense son zamanlarda kendime sorduğu bir tek soru vardı.

Neredeyim ben?

Bulunduğum yer oldukça dardı ve duvarda farklı farklı hayvanların başları asılmıştı.

İğrenç ve canice .

Ama asıl soru, benim burada ne aradığım idi . Yattığım sert yataktan kalktım .

Etrafa şöyle bir bakınca midem bulandı.

Dışarıdan sesler geliyordu . En son olanları hatırlayınca İlyas'ın şu anda yanımda olması gerekmiyor muydu?

Midemin neden ağırdığını da anlamıştım. Çünkü midem sertçe bir bez parçası ile bağlanmıştı.

Yaralanma ihtimalim oldukça yüksekti . Ne de olsa onca şey atlatmıştım.

Duvarda asılı olan çerçevelere bakınca bir kaç öğrenci ile karşılaşmıştım. Ellerinde silahlar olan ve siyaha bürünmüş öğrenciler .

Bu yerde daha fazla kalamazdım . Ne de olsa başıma nelerin geleceği şüpheliydi .

Yavaş adımlarla ahşap kapıya yürürken dışarıdan gelen seslere kulak kabarttım.

En yakın ve yavaş olacak bir şekilde ellerimi kapıya yaklaştırarak ahşap kapıyı açmayı düşünüyordum.

O da işlem umduğum gibi giderse .

Yavaş yavaş açılan kapı umduğum gibi çok da gıcırdamamıştı.
Hafif açılan aralıktan dışarı bakınca kimseyle karşılaşmadım. Yalnız, yerde dövüş aletleri bulunuyordu .

Dışarı çıkmak için kapıyı biraz daha açtığım sırada dişlerimi sıktığım bir şey oldu ve kapı sesli bir şekilde gıcırdadı.

Yutkundum ve kimsenin farketmemesi için dualar ettim . Ne de olsa şu anda açık bir ormanlık alandaydım.

Umuyordum ki buradan bir an önce kurtulurdum. Zaten etrafa şöyle bir bakınca beni durduracak hiç bir engel ile karşılaşmıyordum.

Şimdilik.

Yeşilin en koyu rengine bürünmüş ve bir süredir çiğnenmekte olan ezik çimene bir adım atınca kendimi tehlikede hissettim.

Sanki, birazdan koşarak buradan uzaklaşamazsam o zaman bir daha hiç kurtulamayacaktım.

Her an yakalanabilirdim. Bu konuda dikkatli olmalıydım. Çeşit çeşit dövüş aletleri ortalığa saçılmış, esen rüzgarla birlikte demirden küçük bir vızıltı çıkıyordu.

Hava açıktı. Ve umduğum gibi açık alandaydık ama gerisi pek de açık görünmüyordu.

Aniden duyduğum sesler ile arkama baktım ama gördüğüm manzara küfretmeme neden olmuştu .

"Hasbiptir!"

Gördüğüm kişiler: ellerinde havlular ve sular ile tam tamına altı kişiydiler.

Belliki yorucu bir çalışmadan sonra mola vermeye karar vermişlerdi ki,bu beni ilgilendirmiyor. Şu anda kaçmazsam o kişiler beni yakalayacaklardı.

Bundan şüphem yoktu .

Arkama bakmadan koşmaya başladım. Ağaçların arasından geçerken duyduğum sesler içime bir yumruk girmesine neden olmuştu . Ve kurtulmam konusunda gerçekten de ümitsizliğe kapılmama neden olmuştu .

"Hey! Kız kaçıyor."

"Yakalayın!  Ne ara uyandı."

Koşarken bir taraftan da şu hayattaki şansıma küfürler savuruyordum. En son o Alp tarafından peşlenirken şimdi de kuyruğuma tam tamına altı kişiyi takmıştım.

Seviye Son/ Ruh Düğümü Ejderin RuhuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin