Az önce gördüklerim gerçek olamazdı. Hâlâ korkudan kımıldayamıyordum.
Ya geri dönerlerse?
Bunun düşüncesi bile korkudan dişlerimi birbirine vurmama yeterli bir nedendi .
Arkama bakmadan son hız koşmaya başladım. Şu anda tek istediğim son şey, o lanet şeylerin beni bulmamaları idi .
Aslında bir taraftan da beni kurtardılar. Evet, ama belki de o anda hedefleri ben olmadığım için de olabilirdi .
Şimdi Fırtına'nın bu kıza ne anlatsan boş sözlerini duyar gibiydim .
Yavaş yavaş nefesim kopar gibi olunca kampa ulaşmıştır bile . Beni gören Aykut hoca ve Mine hoca yanıma gelmişti.
Aykut hoca : "Samara, ne oldu bulabildiniz mi bir şeyler?"
Mine hoca: "Samara canım , ortalıkta onca yaratık varken senin geç gelmen bizi çok endişelendirdi..."
Ama sonra yanımda müdürün olmadığını görünce sözleri yarıda kaldı.
Ağzımdan çıkan ilk kelime ile kendimi tutamayıp ağlayabilirim. Bu ihtimale karşı sustum ama kızaran gözlerim beni kolayca ifade ediyordu .
Aykut hoca , garip bir şekilde sanki müdürün başına gelenleri anlamışçasına: "tamam Samara, sen biraz dinlen . Şu anda uğraşacak onca bela var zaten ."
Ona teşekkür edercesine minnetle baktım . O da buna karşılık küçük bir tebessüm gösterdi.
Bir kayaya otururken kendimi meşgul etmek adına ve o olayları unutmak için gözlerimi grileşmiş gökyüzüne çevirdim .
Gökyüzündeki bulutlar birazdan üstümüze salacakları damlalara hitaben, renklerini griye çevirmişlerdi.
Bu bulutları görmem bile içimdeki hissi def etmemesine karşın daha da güçlendirmişti.
Gözlerimi yavaş yavaş kendimi özgür hissetmeme neden olan yeşilliklere, ağaçlara kaydırdım.
Ama o anda bir ağacın en yeşil tarafında bir silüet ile karşılaştım. Gözlerimi kısarak o tarafa odaklandım ama vardığım sonuç beni bir hayli şaşırtmakla kalmamış, o olayı da unutmama vesile olmuştu.
Bu kişi, daha bir kaç saat önce karşılaştığım vampirdi. Bu aklıma gelince gözlerim otomatikman üstümdeki giysilere kaydı.
Giysilerimi kimse farketmemişti. Herhalde olanlar herkesin kafasını karıştırmak için yeterli olmuştu .
Vampire iyicemen baktım. Belindeki içi ok dolu sadaktan iki ok çekmiş, elindeki yay ile bekliyordu .
Belliki buraya oturduğum andan beri zaten beni izliyordu . Bana göz kırparak sırıtmaya başladı.
Yüzündeki sırıtma ifadesi bile içine bir korkunun yayılmasına yetmişti.
O anda büyük bir gürültüyle kendimi yerde buldum. Gözlerimi dehşetle o vampire çevirdiğimde sadağından kaptığı beş tane oku yayına geçirmiş durumdaydı.
Oldukça şiddetli kanat sesleri etrafımızda yankılanıyordu. Aniden etrafımızı saran dev yaratıklar ile vampir bulunduğu ağaçtan oklar fırlatmaya başladı.
Neler oluyor burada?
Vampir, okları yaratıklara ustalıkla fırlatıyor ve çoğunu tam isabet vuruyordu .
Tabiki yetmiyordu . Vampir okları büyük bir çabayla fırlatmaya devam ediyordu .
Bize yardım ediyordu .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seviye Son/ Ruh Düğümü Ejderin Ruhu
FantasíaYAŞAMAK İSTİYORSAN, LANETİN SENDE GİZLİ OLDUĞUNU ÖĞRENMELERİNİ ENGELLE! *** Bölümler düzenlenerek yayınlanmaktadır.