BÖLÜM 11: Prenses Hazretleri

1.6K 158 31
                                    

AKALİPTO'NUN 5400 KELİMELİK EN UZUN BÖLÜMÜ!

Hehehe, yine erkenden uyumadım bölüm yazdım size. Canım sizler ♥ Beni sizler var ettiniz ♥ Beni sizler yaşatıyorsunuz ♥ Tamam tamam ciddi olalım biraz.

Dün de yanlışlıkla iki bölüm atmışım... Kimse uyarmadı... Nasıl yaptım bilmiyorum... Ama bugün aynısını yapamam çünkü hazırda bölüm kalmadı. Heveslenmeyin yani...

Oyları buraya, yorumları da aşağılara bir yerlere alabiliriz. Birazasli iyi okumalar diler!

(Diğer bölüm çok fena olacak, benden söylemesi ama siz önce bunu bir sindirin bence... *sinsigülücükler)

•♦•

Bugün yaptığım en iyi şey çığlık atmaktı. Öyle ki Mazhar yere düştüğü anda çığlık atabilmiştim. İlk bağırdığım isim Era oldu, zira kendisi burada hekim olarak yer alıyordu. Bir kurt olmadığı için beni duyamasa da emindim ki diğerleri ona ulaşırdı. 

Yanıma ilk gelen Sarp ve Lerza oldu. O sırada yere düşen bedene dokunuyor, havadaki kurtboğanın onu gerçekten nasıl kızartabildiğine şahitlik ediyordum. Bilinci birden bire kaybolmuştu, inanılır gibi değildi. 

"Karmen!"

"Neler oluyor?"

"Mazhar!"

"Kurtboğan!" 

Sanırım Lerza ve Sarp kapının hemen girişinde olanları izlerken içeri girmemekte doğru yapmıştı. 

"Dışarı çıkaralım onu!" dediler. İçeri giremiyorlar, açtıkları dış kapının gerisinde kurtboğanın kendilerine zarar vermeyeceği bir açıda bekliyorlardı. 

"Teoman ve Alperen'i çağır!" Lerza uzaklaştı. 

"Bana bak." dedim Mazhar'a. Duymuyordu. 

Benim yüzümden. 

"Mazhar..."

Evden çıkmasam ona zarar veremezlerdi.

"Benimle kal."

"Karmen, onu çıkarmamız lazım."

Büyücü ateşime ihtiyacım vardı. 

"Karmen! Duyuyor musun?"

Sakallarına ilk kez kendi isteğimle dokunduğumu bile fark edemedim. Göğsümün tam ortasında beliren, ciğerlerimi yakan ve buna rağmen boğazıma saplanan bir şey vardı. Mazhar'ı uyandıramayan ve dakikalar geçtikçe daha çok yanmasına neden olan bir şey. Zehirleniyordu. 

Benim yüzümden. 

Kavga etmemeliydik.

Onun yüzünden.

Peşimden gelmemeliydi.

"Karmen!" Alperen içeri girer girmez yerde yatan Mazhar'a ve dizlerinin üstüne çöken bana baktı. Şoku atlatması saniyeler sürdü çünkü saray eğitimlerinde böyle anlarda ne yapılması gerektiği öğretilmişti ona. Ben de bir asildim, sarayda eğitim almadığı için şok geçiren bir asil. 

Teoman kapıda bekliyordu. Kaskatı kesilmiş halde, sanki yerde yatan öz babasıymış gibi bakıyordu. 

"Onu çıkar. Teoman!" Sarp'ı duymadı. Birinin kendisini sarsaklamasına izin verildiğinde Alperen yerdeki bedeni kaldırmaya çalışıyordu. Ona yardımcı olmak istedim, kaslı bir vücuda sahip olduğum için yardım da edebildim ancak iki kişi Mazhar'ı yalnızca sürükleyebilirdik. 

AkaliptoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin