BÖLÜM 25: Evsizin Özrü

1.1K 116 56
                                    

Bu bölümden sonra ortalığı karıştırma devrini kenara bırakıp biraz sorun çözme aşamasına geçiyoruz. Düğümler yavaş yavaş çözülecek.

Asırlardır yoktum, çok özlemişim Mazhar'ın sıcaklığını. Şöyle bir yastığıma sarılıp nefeslendim bölümü yazarken...

Birazasli iyi okumalar diler... 

(Medya: I Lived on the Moon - Kwoon)

•♦•

Aklımdan neler geçtiğini bilmiyordum. Aslına bakılırsa, tam da bu zamanlarda bir şeylerin varlığını seziyordum. Öyle şeylerdi ki, ortaya çıkması tüm evreni kasıp kavuracak gibi oluyordu. Eğer başımı çevirdiğimde Mazhar'ı göremeseydim, ormanın o karanlık yolları bir müddet daha hislerimi öldürmeye yetecekti. 

"Dikkat et!" dedi Mazhar. Saniyeler sonra düşmekten kurtulmuştum. 

"İyiyim." diye mırıldandım. "Teşekkür ederim." 

Derin bir soluk çektim içime. Neredeyse klana gelmiştik. Yüzleşmemiz gereken o kadar çok sorun vardı, eşelememiz gereken o kadar toprak vardı ki bunları nasıl bir kenara atacağımızı bilmiyordum. Bir yanım, hala Mazhar'ın nasıl kara kurt olmasına rağmen kendini kaybetmediğini sorguluyordu mesela. Diğer yanım, ailesinin varlığını veya yokluğunu düşünürken kaçtığı Hedomi sarayını düşünüyordu. Sonra bambaşka bir yanım, Mars ve biricik kızı Zerda'nın durumunu sorguluyordu. 

Bir kez daha ayağım takıldığında Mazhar'ın güldüğünü duydum. 

"Ne?" dedim kendi kendime. Hemen sol tarafımda olduğunu bildiğim için rahat davranıyordum. 

"Heyecanlandığını mı düşünmeliyim?"

Gözlerim bir süre yanımda siluet gibi duran adama baktı. "Abartma istersen." dedim sonra kendimi tutamayarak. 

"Koskoca Asena, bir kadim ve prenses... Böyle bir şey için kendini kaybetmemeli, bence de." Hala dalga geçiyordu benimle.

"Kaşınıyorsun Mazhar." dedim onun eğlenceli havasını devam ettirerek. 

"Öyle mi?" Muzip ifadesini tahmin edebiliyordum. Birkaç adım daha atmışken önümde beliren ağaca çarpmak üzereyken kolumdan çekildim. Hemen sonra, gülüşünü bastırmak ister gibi kıkırdadı. 

"Bunun rövanşını alacağım." diyerek kollarından kurtuldum. Klanın girişi göründüğünde kendimi daha rahat hissetmeye başlamıştım. Burayı nasıl bu kadar kolay kabullenebilmiştim ki? Hissettiğim tek şey güvendi. Artık... Artık hiç sahip olamadığım o evi bulmuş gibiydim. 

"Bekliyorum Asena'm. Çıkar içindeki o vahşi kurdu."

"Sonra korkup kaçma?" Gülerek kaşlarımı kaldırmıştım. Ben onu tam olarak göremesem de o beni gayet net görüyor olmalıydı. 

"Kaçmak mı?"

"Kaçmaz mısın?"

"Kaçmam. Kaçırmayı daha çok severim." 

Bir anda beni omzuna atıp koşmaya başladığında ağzımdan küçük bir çığlık kopmuştu. "Mazhar! Ne yapıyorsun? İndir beni!" Koşmaya devam ederken ona vurup durmasına izin vermedim. Canı acısın istememiştim. "Mazhar! Rezil olacağız!" Adımını biraz hızlı atmış olacaktı ki yerimde zıpladım. "Midem..." dedim hissettiğim bulantıyla. "Koskoca Alfa'nın hareketlerine bak! İndirsene adam!"

AkaliptoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin