Ben yaptım diye demiyorum yeni kapağımız çok güzel oldu ♥
Çok özlediniz biliyorum, yani koca bir gündür yeni bölüm okuyamadınız haliyle. Öhöm öhöm.
AKALİPTO'NUN GELMİŞ GEÇMİŞ EN UZUN BÖLÜMÜ KARŞINIZDA! 5400 kelimeden fazla oldu ayıptır söylemesi.
Ve kötü haber, bölümler uzadıkça yazmak zorlaşıyor. O yüzden eğer tamamlarsam 1 gün, tamamlayamazsam da 2 günde bir bölüm gelecek. Keşke bilgisayar olsaydım, o zaman saat başı gelirdi...
Birazasli iyi okumalar diler!
Oy ve yorumlar beni fena gaza getiriyor. Hani bölüm 1 günde tamamlansın isteyenlere duyurulur....
Çapraz ateş altındaydık çünkü düşmanlar bir olmuş hem bana hem de Mazhar'a saldırıyordu. Öyle ki, birimizin diğerine yardım edebileceği bir konumda değildik. Pars, kurtarmaya gittiği Afra'nın yolunda esir düşmüştü. Bunu haber vermek için gelen avcıysa üç yenidoğanı katlettiklerini itiraf ederek kendini öldürmüştü. Cesedi neredeydi, bilmiyordum.
Mazhar'ın taht odasına benzeyen ve bir nevi toplantı odası olarak kullanılan o dikdörtgen yerdeydik. Bu kez etrafımızda yabancı yoktu, üstelik Mazhar'ın tahtında, onun yanında oturuyordum. Ne demek olduğunu bile sorgulayamadık zira hemen harekete geçmemiz lazımdı.
"Avcılar bize buluşma adresini söylediler. Doğrudan tuzağa çekilmemizi istiyorlar." Mazhar öfkeyle soluyarak Lerza'yı dinliyordu. "Gider gitmez kurtboğanla karşılaşacağız. Çok riskli."
"Onları bırakamayız." dedi Teoman. "Önden biz gideriz, kurtboğan sizi zehirliyor. Geride kalır ve mecbur kalana kadar harekete geçmezsiniz."
"Hayatta olmaz." diyen kişi bize bu haberi uçuran kurttu. Konuşmamızı yarıda kestiği için ona sinirli bile olamamıştım. "Kehlani kurtları istiyor, bizi görmezse üçünü de öldürür."
"Affan, Teoman, Era ve Aron önden gitmeli." dedi Lerza. "Kehlani en azından kurtların çevrede olduğunu bilir ve adamlarını dışarı dağıtır. Onlar içerideyken bizimkileri kurtarır, biz de dışarıya çıkan avcıları indiririz."
"Sayıca üstünler." dedi Affan. "İçeride onları kurtarmamız oldukça zor."
"En azından büyücü ateşine kavuşacağız." Gözler bana döndü. "Ne?" dedim her birine bakarak. "Pars benim kardeşim, elbette geleceğim."
"Kimsenin senden gelecek yardıma ihtiyacı yok." Affan'a döndü gözlerim.
"Karmen'in kim olduğunu unutmadan konuş!" Alayla güldü Affan. Bana karşı öfkeli olduğunu biliyordum, bunu anlamamak için resmen kör olmak gerekirdi zaten. Ancak Mazhar'ın sözlerini dahi umursamamıştı.
"Zaten istesem de unutamıyorum söylediği yalanları."
"Kimseye yalan söylemedi." Araya giren Teoman olmuştu.
"Gerçeği saklamak ne zamandan beri yalan değil?"
"Affan!"
Ben hariç herkes beni savunuyor, mükemmel!
"Benim de size ihtiyacım yok. Ben kurt değilim, asla unutmadığın gibi bir asilim. Tek başıma içeri girip insandan bozma bu avcıları da tek başıma alt edip arkadaşımı kurtarabilirim."
"Sakin olalım." dedi Lerza bakışları bana dönmeden önce. "İstersen elbette gelebilirsin. Sana soramadık, biliyorsun." Anlamış gibi göz kırptım ona. Klanda dolanan dört Hedomi askerinin başıma bela olmasından bahsediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Akalipto
FantasíaEğer dünyamı tanımlamam gerekseydi onu birkaç eşsiz parçaya bölerdim. Her birine ayrı sanrılar ve sancılar ekleyerek yok etmek istediğimi anlatırdım. İnsanları, büyücüleri, kadimleri ve asilleri bir kenara ayırır; büyülü yaratıkların tamamına aslınd...