0.8~

207 24 15
                                    

"Kumru, benim bile zor kaldırdığım ve bir türlü senin nasıl kaldıracağını anlamadığım bu dambılları nereye koyayım güzel baldızım?"

Tolunay'ın söylediği şeye gülüp cevap verdim. "Onları da spor odası olarak ayarladığımız odaya koyar mısın sana zahmet." Kafasını salayarak beni onayladı ve merdivenlerden yukarı doğru çıkmaya başladı.

Şu an ne yapıyorsunuz derseniz; geçen hafta aldığımız ev için gelen eşyaları yerleştiriyoruz. Ve daha 2 ya da 3 saat olmasına rağmen hemen hemen her şeyi yerleştirdik. Kalabalık bir arkadaş grubunuz varsa şanslı olduğunuz bir diğer konuda budur. Yarďımlaşmak, ne zaman ihtiyacınız olsa yanınızda sizi seven ve size değer veren birilerini görmek ister istemez insanı mutlu eder.

Ben ve Işıl mutfağı düzeltirken Defne ve Gece'de salonu yerleştiriyorlardı. Erkeklerde koltukları ve kalan diğer işleri yapıyorlardı (sözde).

"Ya Araz yavaş olsana çizdin hep sandalyelerin ayaklarını ya!" yani daha doğrusu yerleştirmeye çalışıyorlardı tabi Araz'la atışmayı bitirirlerse.

"Kuzum sen şu son kalan tabaklarıda yerleştir bende içeride ki kartonda olan tencereleri getireyim onlarıda yerleştirelim."

"Tamam canım. " diyerek Işıl'ı onaylandığımda oda mutfaktan çıktı.

Sandalyenin üzerinden inip masanın üzerinde bulunan tabakları alıp tekrar sandalyenin üzerine çıktım.

Tabakları yerleştirdikten sonra aşağıya inmek için bir hamle yaptığımda sandalye ayağımın altından kaydı. Refleks olarak gözlerimi yumduğumda yumuşak bir kol tarafından tutulduğumu hissetmemle derin bir nefes aldım.

Her ne kadar böyle demek istesemde böyle olmadı. Nerede biz de o şans öyle şeyler ya kitaplarda ya da dizilerde olur anca. Sırt üstü ve aynı zamanda sağ ayağımın üzerine düşmemle ufak bir çığlık attım.

Yani pek ufak olmasada atılan bir çığlık var ortada. Ne yani yalan mı? söyliyeyim şimdi.

"Ahhhhhhhh, ben böyle işin ama ya!!"

Dememle mutfak kapısında oluşan curcunayla kafamı o tarafa çevirdim. Gece endişeli bir yüz ifadesiyle yanıma gelip hemen yanımda diz çöktü.

"Kumru bebeğim iyi misin ya! o
Off nasıl düştün ki"

"Ay kuşum bir şeyin var mı?"

Merakla bana baktıklarında ağlamaklı bir yüz ifadesiyle konuştum.

"Sırt bölgesi 3. derece kızarıklık ve yanma, sağ ayak bölgesi ise yerinden çıkma diye tahmin ediyorum."

Söylediğim şeye hepsi ağzı açık bakarken tekrar konuştum.

"Daha ne kadar dikiliceksiniz orada? Biriniz yardım etsin de kaldırın beni yerden artık ya!"

Dememle Uraz ve Alaz hızla gelip kaldırdılar beni solana geldiğimizde daha jelatinleri açılmamış koltuğun üzerine oturdum. Sağ ayağımın bileğinde tahmin ettiğim gibi hafif şişlik ve kızarıklık vardı.

"Ben buz getireyim de ayağına tutalım." diyen Uraz'la hemen konuştum.

"Uraz dur! Buzluk bir şey değil ayağım
muhtemelen yerinden çıktı." Dememle Uraz cevap verdi.

"O zaman hastaneye gidelim. "

Demesiyle tekrar durdurdum "Önemli değil ya! Gece iki dakikada halleder şimdi."dememle Araz cevap verdi.

"Nasıl anladın kız öyle uzaktan bakınca anlaşılıyor mu ki bu çıkık denen şey"? Araz'a gülüp cevap verdim.

"Gece sen ne getirmen gerektiğini biliyorsun kettle de zaten mutfakta canım." Dememle kafasını sallayarak konuştu. "Tamam canım, çıkrıkçı Gece iş başında." deyip oturduğu yerden kalktı bende Araz'ın hala bir cevap beklediğini hatırlayıp konuştum.

İMKÂNSIZIN AŞKIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin