1.4~

162 21 87
                                    

Ne demekti bu? Burada mıydı? Antalyada? Neden gelmişti? Tam bitti derken neden tekrar hayatıma girmeye çalışıyordu ki? Ne güzel herşey düzene girmişti yeni okul, yeni hayat hatta ve hatta yeni arkadaşlar. Artık iş gerçekten ciddiye binmişti. Ben ilk Başta bu kadar önemsememiştim ama bu not, bu notu gönderecek kadar takmış olamazdı değil mi kafasını bana?

"Kumru! Bizi duymuyor musun?"

Rüzgar' ın sesiyle düşüncelerimden kurtuldum ve dalgın bakışlarımı gece ve hangi ara geldiğini asla ama asla bilmediğim rüzgara çevirdim.

"D-duymamışım." İstemsizce sesim titremişti buna engel olamamıştım.

"Canım sen iyi misin? Ne oldu?" Gece'nin sesiyle hemen yanımda bulunan çöp kovasına bir bakış attım. O anki duygu karmaşasında çiçekleri çöp tenekesine sokuşturmuştum. Gözlerim elimdeki nota kaydığında onlarında bakışları ellerime kaydı. Elimdekini geceye uzattığım da oda hiç beklemeden okudu rüzgarda okuduğunda tepkisi

"Bu ne demek oluyor kumru? Kaan kim?" Diye sorduğunda gece' nin de tepkisi gecikmemişti.

"Yok artık! Daha neler. Bu kadarıda fazla!" Kafamı salladım söylediğine

" Şimdi ne yapacaksın?"

Gece'nin sorusuna dudaklarımı büzüp omuz silktim.

" ilk işim tayfaya herşeyi anlatmak. Anlattıktan sonra" deyip derin bir nefes aldım. "Sanırım Artık abimlere bu notlardan bahsetmem lazım." Dediğimde

"Artık biri banada neler olduğunu anlatabilecek mi!?" Rüzgarın sorusu kulaklarıma doldu.

"Rüzgâr diğerleri ile birlikte anlatacağım sanada lütfen daha fazla soru sorma olur mu?" Dediğimde anlayış ile başını sallayıp kolunu omzuma attıktan sonra "hadi yenge, bana da bir kahve kapta gel" gece'ye hitaben dediğinde konuyu değiştirmesine sevinmiştim. Bazen gece ile böyle şaķalaşırlardı sinir etmek için çoğu kez tolunaya bile enişte dediklerine şahit olmuştum.

"Bir, bana bir daha yenge deme! İki allaha şükür elin ayağın sağlam tutuyorlar kalk git kendin al!" Sona doğru sesinin yükselmesiyle gülmüştüm.

"Aman be! senden birşey isteyende kabahat zaten!" Demişti aklıma gelen şeyle

"Rüzgâr sen okula ne ile geldin bakayım?" Diye sorduğum da

"Kendi arabamla niye ki?"
Söylediği şeye göz devirmemek için kendimi zor tuttum.

"Tayfayla buluşmaya Daha çabuk gideriz diye." Demiştim. Ders saatimizin yaklaştığını anlayınca dersliğe gitmek için ayaklandık. Tam dersliğe giriyorduk ki gamze'nin bize seslenmesiyle olduğumuz yerde durduk. Rüzgâr gamzeyi görür görmez söylenmeye başlamıştı. Çünkü gamze rüzgar'a aşıktı ve bunu tüm üniversite biliyordu. Rüzgar'ı nerede görse illaki yanına gelir sohbet etmeye çalışırdı. İlk başta rüzgar'a ışıl'ın arasının bozulmasından korktuğumuz için ışıldan saklama gereği duymuşlardı ve beni de buna zorla dahil etmişlerdi. Taki dışarıda gezerken gamzeyle karşılaşana kadar. İşıl ilk başta sinirlendiği için rüzgarı orada bırakıp geri dönmüştü sonra rüzgar kendini bir şekilde affettirmeyi başarmıştı sonraki cezalandırılacak kişiler olarak ta ben ve geceye bir güzel sövmüş ve ağır bir trip atmıştı.- Ben sizi oraya niye koydum, ben size güvendim rüzgara göz kulak olun diye- gibi bir sürü söylenmişti en sonunda gamzede birşeyler olduğuna inanmış ve rahat bırakmıştı.

"Rüzgaaaaaaar!" Koridorun başındaki sesiyle yüzümüzü buruşturmak zorunda kalmıştık

"Kumruu! Kurtarsa kurtarsa beni bu kızdan anca sen kurtarırsın" kulağıma doğru yaklaşıp sesizce fısıldayışına acımıştım.

İMKÂNSIZIN AŞKIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin