1.6~

129 19 55
                                    

"Hadi başla" diyen uraz'a kafamı onaylar anlamda salladım.
Bugün cumartesiydi ve kimsenin dersi olmadığı için geçen seferki parkta toplanma kararı almıştık. Ve yine geçen sefer ki gibi, araz benden  kek, tatlı gibi birçok şey istemişti. Ama ben ne yaptım tabiki de kızlara bir güzel çemkirip onlarında birşeyler yapmalarını rica ettim(!)  Az sohbet muhabbetten sonra da güzel bir şarkı eğlencesi yaptık. Benimde söylememi istedikleri için kabul etmiştim. Şimdi ise uraz gitar çalıyor benden ise şarkı söylememi bekliyorlardı.

(Batuhan kordel : sıcak şarap multi- medyada var.)

Uraz çalmaya başladığında her zaman olduğu gibi yine gözlerim kendiliğinden kapandı. Nakarat kısmı geldiğinde söylemeye başladım.

'ah o güzel gözlerin,
Döndürüyor başımı
Lütfen seni izlerken
Hor gör bu telaşımı.

Tut elimden gidelim
Bu şehirde huzur yok
Sıcak şarap içelim
Ne de olsa vakit çok.

Dayanamıyorum, hayallerim çok ağır.
Bana yardım et, kime konuşsam sağır.
Dayanamıyorum, hayallerim çok ağır.
Bana yardım et, kime konuşsam sağır. '

Nakarat kısmına girdiğinde gözlerim hala kapalıydı, ama geçen sefer de olduğu gibi tekrar etrafta insanların olduğunu hissedebiliyordum. Bu durum her ne kadar beni gersede unutmaya çalışıp kaldığım  yerden devam ettim söylemeye.

'Bana neler yazdırdın, farkındamısın?
Özelsin, benimsin buda en büyük şansım.
İnsanlar konuşuyor ama hiç duymuyorum.
Aklım fikrim hep sende karşı koyamıyorum.

Dayanamıyorum, hayallerim çok ağır.
Bana yardım et, kime konuşsam sağır.
Dayanamıyorum, hayallerim çok ağır.
Bana yardım et, kime konuşsam sağır...'

Şarkı biter bitmez yine geçen sefer olduğu gibi büyük bir alkış tufanı kopmuştu. Gözlerimi yavaş yavaş açtığımda bir çember içine alındığımızı farkettım. Bu durum git gide benim hoşuma gidiyordu.

İnsanlara karşı belki bir tık daha kırılıyordu ön yargılarım. Belki içe kapanık değilde sosyal bir insan olabilmeli sağlardı. Bilmiyorum ama beni artık rahatsız etmiyordu.

"Tebrikler çok iyiydiniz, mükemmeldi, efsaneydi, sesin inanılmaz, kızın yüzü gibi sesi de güzel..." Bu gibi tebrik içeren konuşmalara teşekkür olarak geri dönüyorduk. gerçekten çok güzel bir durumdu.

Herkes dağılmaya başladığında, bizde sohbet etmeye başladık. O sırada gözüme biri takıldı. Genç bir çocuk. Bizim yaşlarımızda, hafif sarışın, ve yaklaşık 10 dakikadır bizi izliyordu.

Yada birşey isteyecekte çekiniyor gibi duruyordu.
Daha fazla dayanamayıp oturduğum yerden kalktım. Tüm gözleri üzerimde hissediyorum ama hiç umursamadan devam ettim.

"Kıvırcık! Nereye gidiyorsun ?"
Araz'ın sesini duyduğumda onlara doğru dönüp "iki dakikaya geliyorum." Demiştim. Hâlâ bakışlarını sırtımda hissede biliyordum.

Çocuk ona doğru geldiğimi fark edince şaşırdığını bariz bir şekilde belli etmişti. Ama... Ama sanki oda ona gitmemi ister gibi bekliyordu olduğu yerde.

Yanına vardığımda, baştan aşağı hafif bir şekilde süzdüm çocuğu.

"Merhaba," diyerek konuşmayı başlattığımda oda aynı şekilde karşılık vermişti.

"Merhaba, birşey mi oldu?" Diye sorduğunda hafif bir şekilde güldüm.

"Hayır, yani ben birşey istemiyorum ama, sanki böyle sen birşey istiyeceksinde çekiniyorsun gibime geldi. Doğru muyum?" Diye sorduğumda çocuk gözlerini açarak şaşkın bir şekilde bana baktı.

İMKÂNSIZIN AŞKIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin