Alarm sesiyle gözlerimi açtığımda beyaz tavanla karşılaştım. Bir süre yatakta oyalandıktan sonra yattığım yerden kalkıp lavaboya ilerledim. İşlerimi hallettikten sonra odaya gelip yatağımı düzeltim. Dün geceden hazırladığım kıyafetlerimi üzerime geçirip. Kıvırcık olan saçlarımı sprey yardımı ile sabitledim. Makyaj aynamın önüne gelip hafif bir maskara ve toprak tonlarında ruj yüzüme uyguladım. Sırt çantamı ve telefonumu aldıktan sonra odaya son bir bakış atıp kahvaltı hazırlamak için mutfağa ilerledim. Burnuma gelen kokularla birlikte gözlerim kocaman açılmıştı. Tahminimi doğrulamak amacı ile adımlarımı hızlandırdım. Mutfağa girdiğimde tahminimi yüzde yüz doğruladım gece kahvaltıyı hazırlamış üstünede daha yumurtalı ekmek yapıyor.
"Hangi dağda kurt öldü de sen sabah erken kalktın, hadi kalktın üstüne birde kahvaltıyı hazırladın yok daha neler!"
Gece söylediklerime sahte olduğu 10 km öteden beli olacak bir kahkaha attı. "Motivasyon dağı şekerim, motivasyon." Söylediği şeyle aklıma gelenlerle tekrar yüzüm düştü.
Dün parkta tam bütün cesaretimi toplayıp herşeyi anlatıcaktım ki alya'nın annesi aradı. O kalkmak zorunda kalınca Alaz da seni ben bırakırım diyerekten kalktı. Her ne kadar kumru size anlatsın deselerde başta ben olmak üzere tayfa kabul etmemişti. Onlar gitmeden önce bugüne ertelemiştik Konuşmayı bügünki derslerden sonra arazın yüksek iradesi ile büyük parkta çekirdek ve kola eşliğinde konuşmamıza karar verilmişti. -tabiki anlattıklarından sonra o kola ve çekirdek boğazımda kalmazsa-
Gece yanıma gelip sarıldı boyumun ondan uzun olması sebebiyle kafası tam çene hizamda bitiyordu. bende sarılışını karşılıksız bırakmayıp onun beline doladım yanağıma bir öpücük kondurup konuşmaya başladı.
"Ya! Tamam asma o güzel suratını, bak sende hemen hemen 3 aydır bu tayfanın içindesin az çok nasıl tepki vereceklerini biliyorsundur. " Diyip derin bir nefes aldı ve konuşmasına kaldığı yerden devam etti. "Ki zaten senin çekinmen veya utanman gereken hiç bir şey yok ortada aksine adımın gece olduğu kadar eminim senin yaptıklarını öğrenince seni çok iyi alıyacaklar heleki uraz. onlar senin adına gururlacaklardır. Çünkü senin yaptığını herkes yapamaz hatta belki ben bile bu kadar güçlü duramaya bilirim." Dedi. Bende sarılışımı sıkılaştırıp boyumun uzun olması sebebiyle saçlarına bir öpücük kondurdum. Bu sırada birbirimizden ayrılıp kahvaltı masasına oturduk. Ama aklıma takılan o soruyu sormadan da edemedim.
"Herşey iyi hoş da, uraz ne alaka? Yani neden beni en iyi o anlar?"
"Yuh ya! burda edebiyat sevmediğimiz halde sana edebiyat parçalıyalım. Ama senin aklın bunamı takıldı?
Omuz silkip "konuyu değiştirme!"diye bir uyarıda bulundum. Oda yenilmişliğin verdiği duyguyla omuzlarını düşürdü ve konuştu.
"Bak bebeğim, sen ne kadar benim kuzenimsen, canımsan, kanımsan onlarda öyle ben nasıl bugüne kadar sen, 'ben zamanı geldiğinde anlatıcam' onlara dediğinde saygı duyduysam ve hiç bir şeyi onlara anlatmadıysam sanada onların özellerini onlar anlatmadan anlatamam. Sadece şunu söyleye bilirim. Urazda senin gibi sevdiğini sandığı ama sevmediği biri ve dostum dediği kişiden darbe yedi. O yüzden öyle dedim" diyip bugün ki bilmem kaçıncı derin nefesini içine çekti.
"Bak ben karşımda başka biri oturuyo olsaydı bukadar rahat konuşamazdım. Ben biliyorum senin kırılıp gücenmiyeceğini aksine beni anlıyacağını o yüzden sana bukadar rahatım biliyorsun değilmi?" Dediğinde elimdeki çay bardağını masanın üzerine bıraktım. Ve onu onayladım.
"Biliyorum tabikide canım. Hatta seni anlıyorum." Dedim ve masanın üzerindeki eline uzanıp tuttum.
"Gece'm sana gerçekten nasıl? Veya ne kadar? Teşekkür etsem az bu güne kadar yaptığın herşey için sana çok teşekkür ederim. Iyiki varsın." Dediğimde gözlerim dolmuş gözlerimin dolması asla sevmiyordum. Ki zaten çok nadir zamanlarda o an birşeydi bu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İMKÂNSIZIN AŞKI
ChickLitZor bir dönem geçiren Kumru, her daim yanında olduğunu sandığı sevgilisinin ihanetine uğrar. Bir yandan hastalığı ile mücadele verirken bir yandan da sevgilisinin ihaneti ile karşı karşıya kalan genç kız, yıkılmak yerine üstün çaba ve azmi ile mükem...