Neyden haberim yoktu benim ve öğrenince vereceğim tepkiden niye bu denli tedirgin onu da anlamamıştım.
"Korkunun ecele faydası yok abi, uzattın uzatacağın kadar. Kaç yıl oldu? "
"Farkındayım ama onu en az yıpratacak şekilde söyleyeceğim. Bünyesi sağlam mı değil mi emin olmak imkansız. Hafif şeylerde sinir krizi geçirirken, gözünün önünde birilerini öldürmeme sesini çıkarmıyor, sadece benden kaçıyor bir süre "
"Nasıl bir kız bu anlamadım ki, garip valla "
"Öyle, Ela? " deyip sustuğunda arslan saçını kaşıyıp
"İyi alıştı bana, eski utangaçlığından eser kalmadı "
"İstemediği birşey yapma kıza " dediğinde şaşırdım. Bana istemediğim onca şey yapan adam mı bunu söylüyordu.
"Yok yaa, eskiden öpemezdim, şimdi neler yapıyoruz " deyip güldüğünde Ateşte gülmüştü.
"Sizde ne var ne yok " dediğinde yüzüm yanmaya başladı birden bire. Ateş'in cevabını merakla beklerken bir süre susup konuşmaya başladı.
"Seni ilgilendirmez "
"Fazla mı utangaç ?"
"Hayır "
"Eee şimdiye kadar şey yaparsınız diye düşünüyodum "
"Arslan uzatma "
"Tamam abi de ne bileyim garip, sıkılma da sen "
"Kendine gel "
"Doğru ama o kadar bekledin, şimdi de beklersin, seni seviyorum falan dedi ama dimi? " Ateş başını olumsuz anlamda sallayınca
"İşin zor abi " daha fazla beklemeyip yanlarına gittim. Kahveleri verirken
"Saol yenge " diyen arslana hafifçe gülümseyip Ateş'e uzattım. Kaşları çatık göğüslerime bakıyordu. Eğildiğim için yakam açılmıştı. Doğrulup düzelttiğimde
"Yorma kendini " dediğinde cevap vermeyip içeri geçtim. Simgeyle otururken o kahvesini içiyordu. Sohbete dalmışken saat baya geçmişti. Gece yarısını geçerken Ateş içeri gelmişti. Yanıma oturup belime kolunu doladığında iyice yaklaştım.
"Biz yatıyoruz herkese iyi geceler " diyen halası yukarı çıkarken simge de vedalaşıp odasına gitti.
"Biz ne zaman gideceğiz "
"Burada kalın kızım ateşin odası müsait, bu saatte yola çıkmayın " utançla başımı çevirdim adam duymuştu beni. Ateş ayağa kalkıp yukarı çıkarken kalacağımızı anlamıştım.
"İyi geceler " dediğimde babası gülümseyip
"Sana da kızım" Ateş bileğimden tutmaya devam ederken odasına girmiştik. Mavi rengin ağırlıklı olduğu oda baya şıktı. Dolaba yaklaşıp çıkardığı tişörtü bana uzatırken elinden aldım. Oda da gözlerimi gezdirsem de banyo olmadığını anlayınca kapıya yaklaştım.
"Nereye? "
"Banyo yok burada "
"Odada giyin " deyip çıkarken yüzü ifadesidi yine. O çıktıktan sonra yatağa oturup etrafı izlemeye başladım. Sade odası olsa da herşey özenle yerlestirilmiş gibiydi.
Aklıma bahçede konuştukları gelince yüzüm düştü. Arslanın da dediği bana yaklaşmasına izin vermediğim için benden uzaklaşır mıydı diye düşünmeden edemiyorum. Saçlarımı arkaya atıp ayağa kalktım aynanın karşısına geçtiğimde sıkıca bağladığım düğümü açmaya çalışırken kapı açıldı.