Arda arabasından inip hızlı adımlarla içeri girdiğinde bende çok beklemeden aşağı inmeye başladım. Tabi her iki üç adımda durup karnımı tutmasam daha hızlı olabilirdi bu inme işi.
Neredeyse on dakikanın sonunda aşağı ulaştığımda Ateşin sesiyle olduğum yerde kaldım.
"Biraz daha o sesini yükseltirsen ve Afra duyarsa emin ol bu kadar sakin kalmam "
"Sabahtan beri boşuna mı konuşuyorum burada ben neler söyledim Ateş ciddi bir konu senin bu rahatlığına ne demeli " dediğinde merdivenin basamağına oturup onları dinlemeye devam ettim.
"Ciddi veya değil buna ben karar veririm, benim evimde o ses tonuna dikkat edeceksin hele ki Afra da evdeyse "
"Hassasiyetini anlıyorum ama böyle rahat durmana dayanamıyorum, babalarımızı tehdit ediyorlar ihaleden çekilelim diye, yakında mekan basmaya da başlarlar. Baştan keselim şunların başını "
"Babanı saklayabilirsin Arda, benim hamle yapmak gibi bir düşüncem yok, taa ki ihale gününe kadar "
"Kimse zarar görmesin istiyorum, ucu Afraya bile dokunabilir, adamların yurt dışı bağlantıları var. Bizim bildiğimiz gibi değiller yani "
"Pekala " deyip ortalığa sessizlik hakim olunca çok geçmeden Ateş beni görmüş sırıtarak yanıma gelmişti
"Laf mı dinliyorsun " dediğinde kaşlarımı çatıp
"Ne münasebet canım karnıma ağrı girdi oturdum şuraya " deyip az önce oturduğum - az önce diyorum çünkü Ateş çoktan beni kucağına almış salona taşıyordu-
Arda şaşkınca bana bakarken gülümseyip
"Hoşgeldin " dediğimde Ateş kulağıma
"Tüm kibarlığın başkalarına "
"Sana da kibar olurum " deyip dişlerimi göstererek güldüğümde başını iki yana salladı. Omzuma sarılıp
"Sence ne yapalım? " dediğinde omuz silkip
"Sana kalmış da tehdit varsa çirkinleşebilirler " Ateş dudağını büzüp sessiz kalınca bende iyice koltuğa sinip başımı omzuna yasladım. Ardanın bakışları sürekli bana kayıyordu ve bariz bir şekilde bir şey söyleyeceği belliydi.
Çok geçmeden çalan telefonuyla Ateş yanımızdan ayrılmıştı. Arda aceleye bana yaklaşıp
"Geçen sana hediye falan gönderen adamı öldürmüşler " dediğinde boş boş yüzüne bakmaya devam ettim.
"Benim için sorun olmasa da böyle devam edemez elbet sert bir kayaya çarpacak o zaman sende zarar göreceksin "
"Yani " dediğimde
"Ateşten uzaklaş diyorum Afra geçmişin yeterince hareketliydi sakin normal bir yaşamı hak ediyorsun bir adamın gölgesinde yaşamayı değil " son cümlesiyle kaşlarım çatılırken
"Kendi isteğimle buradayım ve gayet mutluyum Arda, bunu bir daha bu şekilde söylersen hiç kibar olmayacağım sana karşı "
"Kelimelere fazla anlam yüklüyorsun benim asıl demek istediğimi anladığını düşünüyorum "
"Ne dediğinle ilgilenmiyorum "
"Gün geçtikçe Ateşe benziyorsun " deyip dizlerine vurup ayağa kalktı.
"Sen çiçekli renkli elbiselere layıksın, bu cehennemin karanlığına değil " deyip salondan ayrıldı. Tek kelime etmedim dediklerini de düşünmedim, ben zamanında bu iç hesaplaşmaları fazlasıyla yapmıştım çünkü. Derin bir nefes alıp ayağa kalktım. Her ne kadar bahçeye çıkmak istesem de uzanmak istiyordum.