26.BÖLÜM

137 7 0
                                    

Elimi aramıza koyup Oğuza döndüm yardım et der gibi bakarken Ateşin sesiyle bedenim gerildi.

"Lindayla ufak bir işimiz var " deyip yürümeye başlayınca durup

"Pardon, sizinle ne gibi bir işim olabilir? " belimdeki eli sıkılaşınca uzaklaşıp

"Dokunmayın bana" gözlerindeki öfkeye şaşırmasam da bu kadar erken sinirlenmesi tuhaftı.

"Ne konuşacaksanız burada konuşun " diyen Oğuza döndü bakışlar

"Lindanın tam olarak NEYİ oluyorsun? " Oğuz kaşlarını çatıp

"Sana hesap verecek değiliz. İstemediği birşeye zorlayamazsın o kadar " Ateş başını iki yana sallarken

"Cık cık bende seni akıllı birisi sanmıştım " deyip yumruğunu suratına geçirdi. Anında Oğuzun önünde durup Güle döndüm

"Bu yüzden mi ihtiyacın vardı bana. Allahım nereye düştüm ben şu olanlara bak " Oğuzun yüzünü avuçlarımın arasına alıp

"İyi misin? " Diye sordum göz kırpıp

"Çok iyiyim güzellik " deyip duruşunu dikleştirdi.

"Ben senin aksine mantıklı düşünüyorum Ateş. Linda alışık değil bu durumlara derken elini omzuma koyup

"Bu tarz şeyleri o yokken yapmaya özen gösterdim hep ama beni zorlama " tam o sırada içeri giren siyahlara bürünmüş yirmiden fazla adam herkesi yere çöktürüp Oğuza da aynısını yapmışlardı. Gül, Barış ve abilerim oturmaya devam ediyordu.

Ateş belinden çıkardığı silahı Oğuza doğrultup

"İtiraf zamanı "

"Ne saçmalıyorsun sen çek onu " Oğuzla göz göze gelince gülümseyip

"Git buradan " dedi

"Otuz saniyen var ya gerçekleri söylersin ya da çok sevdiğin Oğuz burada geberip gider" gözlerimi yumdum. Oğuzla buraya gelmeden önce ki konuşma canlandı aklımda

"NE OLURSA OLSUN GİDECEKSİN. BEN ORADA ÖLECEK OLSAM BİLE. TEKRAR O İĞRENÇ HAYATA DÖNMENİ İSTEMİYORUM SIRF BENİM YÜZÜMDEN O HAYATA GERİ DÖNERSEN BEN KENDİMİ ÖLDÜRÜRÜM ANLADIN MI? "

"SAÇMALAMA OĞUZ, SANA HİÇBİR ŞEY OLAMAYACAK "

"DEDİĞİMİ YAPARIM AFRA YEMİN EDERİM ONUNLA VEYA ONLARLA GİTTİĞİNİ GÖRDÜĞÜM AN KAFAMA SIKARIM "

"T-TAMAM SUS ARTIK "

"BİR AN OLSUN BEKLEMEYECEKSİN. TEKLİFİNİ SUNDUĞU AN ÇEKİP GİDECEKSİN "

Her dediğine sadece tamam diyebilmiştim. Şimdi arkama dahi bakmadan buradan çıkıyordum. Duyduğum tek el ateş sesiyle derin bir nefes alıp gülümsedim.

"Bir daha görüşmemek üzere " deyip hızlıca arabama binip uzaklaştım oradan.

....

Artık eski düzenime dönmüştüm. Onları da görmüyordum hiç. Gülümseyerek koltuğa iyice yayıldım. Cipsimi yemeye devam ederken kapı çaldı. Saçlarımı karıştırarak kapıyı açtığımda Sibel teyze hızlıca içeri girip

"Eyvahlar olsun kızım yine buradalar "

"Kim ?" Cevabını bilmeme rağmen Bi umutla sorduğum soruya

"Onlar, kim olacak. "

"Nerede? "

"Ev taşıyorlar hani şu sarı bina da boş ev vardı ya lüks olan ona. O Ateş denen oğlanla Barış var tek ama kız da gelip gitti. Burnumuzun dibindeler kınalı kuzum napacağız "

BEYAZ TOPRAK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin