14. BÖLÜM

630 25 3
                                    

Arkama dönmeye korkarken Gül

"İyi misin, rengin değişti? "

"Yok birşey " Ders boyunca sessizce oturdum. Mertin bir anda niye öyle birşey söylediğini anlamamış olsam da herşeyin farkında olduğundan emindim artık. Ateş sürekli 'alışacaksın ' diyordu. Mertin nasıl haberi olmuştu aklım almıyordu. Çıkışta Ateşi dışarıda görünce gülle vedalaşıp, düşünmeden yanına gittim. Gözlerindeki ifadeyi umursamayıp

"Konuşmamız lazım " dedim. Herşeyin farkındaymış gibiydi sadece

"Bin " deyince kapıyı açtım. Mertle göz göze geldiğimizde kafamı çevirip koltuğa oturdum. Ateş evine değilde başka bir yere sürünce derin bir nefes alıp camı iyice indirdim. Sonunda daha önce gittiğimiz kulübe'nin önünde durunca o söylemeden indim. Kulübeye doğru yürüyüp kapıyı açtığında peşinden içeri girdim.

Kulübe'nin içi sıradan döşenmiş olsa da kesinlikle tertemizdi. Tekli koltuğa oturduğumda karşıma oturdu.

"Mert'in birşeyler biliyor "

"Ne gibi "

"Sen alıştıkça işler daha da kötü olacak ve kimse seni kurtaramayacak, tam olarak bunu dedi "

"Birşey söyledin mi ona "

"Sence? " diye sorup gözlerimi devirdiğimde

"Afra" dedi dişlerinin arasından.

"Benim sana sormam gereken soruyu bana sorman ne kadar da mantıklı "

"Kimseden gizlemek gibi bir seçeneğim olmadı ama senin iyiliğin için kimse öğrenmesin diyordum ama sanırım senin o ARKADAŞIN burnunu sokmaması gereken şeylere sokuyor "

"Mert öyle biri değil "

"Sikerim mertinide barışında, ne bok biliyorsun onlar hakkında "

"Ne diyorsun sen? "

"Herşeyin yavaş yavaş zamanı geliyor ama şunu bil onlar sandığın kadar masum değil "

"Ne söyleyeceksen şimdi şöyle " deyip ayağa kalktığımda

"Sesini yükseltme " deyip o da ayağa fırladı.

"Bana cevap ver, madem bir laf söyledin devamını getireceksin "

"Zorlama beni "

"Zorluyorum nolcak babam gibi sende mi vuracaksın haklısın ben olsam bende aynısını yapardım. Salağım ya çünkü. Karşımda kaç adam öldürdün be sen hangisinde sesimi çıkarıp senden kaçtım ha söylesene. Bir sorunun cevabını söylemek bu kadar mı zor? "

"Kaldıramazsın " dediğinde histerik bir gülüş atıp ona sırtımı dönüp saçlarımı omzumda toplayarak ensemi ortaya çıkardım, dikkatli bakınca ensem boyunca görünen dikiş izini farketsin diye.

"Bu dokuz yaşımdayken oldu. Ne kadar yalvarsam da o bıçağı çekmeden bu yarayı hatıra olarak bıraktı babam bana, dokuz yaşındayken bunu kaldırmışsam senin söylediğin herşeyi de kaldırırım, emin ol " yüzümü ona döndüğümde dolu gözlerime bakıyordu. Lanet olsun yine engel olamamıştım buna. Acizce ağlamaktı bana göre olan. Bir anda bağırarak konuşmaya başlamasıyla yerimde zıpladım.

"Senin o çok değerli arkadaşın Mert, babanın iti. Aldığın her nefesten nasıl haberi var sanıyorsun. Sana iyi görünüp arkadaş olmakta ne kadar zorlarsa da sonuçta kazandı. Ama gözden kaçırdığı birşey vardı. O da sana birşeyler hissedebileceğini. Senin çekim alanında o kadar süre nasıl kaldı sanıyorsun. Kopamıyor senden. En başta piçliğine başladığı işe sonrasında büyük bir zevkle devam etti ama senin ona ait olamayacağını anlayınca hırs yaptı. Yavaş yavaş zehrini salacak " duyduklarım tekrar tekrar kafamın içinde yankılanırken kısık sesle

BEYAZ TOPRAK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin