Gece boyu bir an olsun bile uyumamıştım. Öyle saçmaydı ki olanlar bir türlü mantığım almıyordu olanları. Dün gece Ateş gelmemiş olsaydı bu kadar normal karşılayamazdım. Varlığı garip bi şekilde herşeyin normal olduğunu ima ediyordu. Saat yediye gelirken yataktan kalkıp okul kıyafetlerimi giydim. Saçımı tararken gözüm sürekli kocaman olan odayı incelemeye başlıyordu. Aitlik hissi vermese de huzur vardı yine de. Ayna da kendime bakıp istemsizce dolan gözlerimi sinirle silip banyodan çıktım. Yatağa oturduğumda bu evi neden istemediğim gayet açık olsa da buradan öyle kolay kolay kendi evime gidemeyeceğimi biliyordum. Daha reşit bile değildim karşımda fazlasıyla güçlü ve madur bir anne varken hemde.
Yediği dayaklar olsun kaçma süreci olsun onu o kadar masum gösteriyordu ki onu dinleyen biri asla onu suçlu bulamazdı. Elinden bişey gelmez diye düşünüp benim yaşadıklarımı kolayca yok sayabilirlerdi. Çektiğim onca acı böylesine basit şeylerle hiç olarak görünmesi o kadar kötü bir durumdu ki. Hırsla ellerimi yumruk yaptım. Şuan tek yapmam gereken ileri için para bulmaktı. Bunu onlardan isteyebilirdim ama daha eğlenceli seçeneklerim varken gerek yoktu.
Kahvaltıya oturduğumuzda mutlu aile rolü yapmalarına şaşırmadım, tahmin ediyordum çünkü. Sorulan sorulara cevap verip geç kalıyorum bahanesiyle evden çıktım. Şoför kapımı açınca sinirle gözlerimi yumdum. Hadi ama okula rahatça gitmemi düşüneceğine hayatımı mahveden adamdan daha erken alsaydı beni yanına. Derin bir nefes alıp arkama yaslandım.
Sınıfa vardığımda Gül beni görünce ayaklanıp boynuma sarıldı. Karşılık verip gözlerimi yumdum. Gül gerçekten bana iyi geliyordu.
"İlk gün nasıl geçti? "
"Sence " dediğimde
"Neyse, zamanla oturur herşey yerine. Sen canını sıkma yeter " kafamı sallayıp yerime oturdum. Barış sınıfa girince gözlerimi üstüne diktim. Rahatsız olsa da belli edemiyordu. Selamlaşma faslından sonra telefonumu çıkarıp istediğim şeyi aramaya başladım. Umarım hemen bulabilirdim. Son dersten hemen önce aradığımı bulmuştum. Çantamı toplayıp
"Benim gitmem gerek "
"Sorun yok değil mi? "
"Hayır " deyip keyifle gülümsediğim de
"Birşeyler var ve bana söylemiyorsun "
"Biraz zaman ver bana, sana söyleyeceğim "
"Söz ver " dediğinde o da heyecanlanmıştı.
"Söz, görüşürüz hadi. Barış sorarsa haberin yok tamam mı?" deyip hızlıca sınıftan çıktım.
Taksiye binip gideceğim yerin adresini verdim. Sonunda vardığımda ücreti ödeyip taksiden indim. Önünde durduğum iki katlı yapıya bir süre bakıp içeri girdim. Tam da tahmin ettiğim gibi dekore edilmişti. Kırmızıydı her yer. Beni görünce ayağa kalkan kadın bir süre süzdükten sonra
"Buyrun "
"İş için gelmiştim " gülümseyerek söylediğim şeyin ardından kaşlarını çatıp
"Birisini aramıyoruz " Sesi tedirgin çıkmıştı. Elimi uzatıp
"Afra Kaya ben " bir süre düşünüp
"Üst kata çıkalım " deyip yürümeye başlayınca o an emin oldum. Bu iş olacaktı.
"Taşkınların kızısın ve burada çalışmak istiyorsun yanlış anlamamışım değil mi? "
"Tam olarak öyle. Bu işi istiyorum "
"Gerçekten amacın ne ailenden intikam falan mı alacaksın kötü kız olamaya çalışarak. Yanlış anlama ama bizim çocuk avutacak vaktimiz yok " elimdeki dosyayı kadına uzatıp