31.BÖLÜM

117 7 2
                                    

Elleri hala belimdeyken hafifçe sıkıp

"Niye sinirlendin yine sen? " küçük çocukla konuşur gibi konuşuyordu şuan benimle. Sinirle soluyup

"Ne demek Ateş Demirkanın sevgilisi aileye tanıtıldı. Hadi tanıtıldı lafına bir şey demiyorum magazincilerin saçmalığı, ben senin ailenle tanışmadım ki " arkasına yaslanıp

"Hediyeleşme saçmalığı tanışma oluyordu aslında, beni bir kere dinlesen sakince ama yok bağır çağır ha unutmadan çığlık at kulağımın anasını-"

"Tamam sus anladım da ne diye haber etsinler ki bunu " bir elini bacağıma kaydırıp parmaklarını hareket ettirirken

"Ona göre muamele göreceksin, benim olduğumun veya olmadığım ortamda herkes aynı şekilde davranacak sana "

"Yemin ederim görgüsüzsünüz " dediğimde başını geriye yaslayıp kahkaha attığında

"Hiç gülme, şu halimize bak " dediğimde birden doğrulup

"Ne varmış halimizde? " eli iyice yukarı çıkarken

"Sapıtmasan mı? " deyip elini aşağı iterken

"Bundan sonra ne yapsak böyle haber mi olacak ya da birileri hep bilecek mi? "

"İzin vermediğim sürece öyle bir şey olmaz çık artık o saçma düşüncelerden "

"Tamam o zaman " dediğimde çenemden tutup yüzünü yüzüme yaklaştırırken

"Asma yüzünü "

"Asmıyorum " deyip yalandan güldüğümde ayağa kalkıp

"Terasa çıkalım, tatlı yer kendine gelirsin " dediğinde sırıtıp masadan indim. Uzattığı elini tutup

"Orman meyveli olsun, bir de karışık meyve suyu istiyorum " gülüp

"Başka bir arzun var mıydı? " aklıma gelen şeyle kaşlarım çatılırken boştaki elimle koluna çimdik atıp

"Seni mahvederim" dediğimde yalandan yüzünü buruşturup

"Aah acıdı "

"Beter ol " deyip önden asansöre bindim.

Gün boyu Ateş dosyalarla ilgilenmiş bense bir oturup bir onunla uğraşmıştım. Arada sinirlenip derin nefesler alsa da durdurmaya çalışmamıştı.

Yere düşürdüğüm kalemi almak için eğildigimde kapı açılmıştı. Ateşin

"Afra " diye bağırmasıyla hızlıca doğrulup yakamı düzelttim. İçeri giren adam beni süzerken iğrenç bir şekilde gülümseyip

"Demek Afra sensin " deyip elini uzattı.

"Memnun oldum " uzattığı ele bakıp Ateşin yanına geçtim. Memnun olmuş gibi bir ses çıkarıp belime sarılırken

"Kendine benzeyen birini bulmuşsun bakıyorum da. Ben senden küçük, masum birşey beklerdim. "

"Kapı çalmadan içeri girmeler hayırdır? " Sakin bir tonda sorduysa da adam kaşlarını çatıp

"Takıldığın nokta tam olarak bu mu? "

"Başka neye takılmamı isterdin servet? " konuşurken bir yandan da adama doğru yürüyordu. Tam önünde durduğunda

"Afranın olduğu yere böyle giremezsin, bu seni ilk ve son uyarışım." Deyip kafa attığında servet denilen adam acı içinde inlerken yere yıkılmıştı. Burnunu tutarken

"Bunun hesabını sana soracağım " Diye bağırdığında Ateş ellerini cebine koyup

"Sorsana şimdi, randevulaşma işlerine mi başladın. Çıkışa gel falan " Ateş kahkaha atıp

BEYAZ TOPRAK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin