-24-

17.1K 419 69
                                    

Aşağı indiğimizde, büyük sürgülü bir cam ikili kapı vardı. Bahçeyi tamamen görebiliyorsunuz, bahçenin etrafında yarım duvarlar örülmüştü. Pars kapıyı açıp, dışarı çıkmıştı. Ben de arkasından yürüyordun. Bahçe çok aşırı büyüktü, bir futbol sahası büyüklüğündeydi!

-"Bu tarafta havuz var bebek, cankurtaran kulübesi de orada."

Kaydırakların üçü de yüksekti, biri en olarak genişti.
Sol tarafta da şezlonglar ve büyük bir golf sahası vardı. Bahçede de büyük bir bar mevcuttu. Islık çalmıştı, uzaktan golf arabası geliyordu.

-"Bu bahçede gezmek istersen bu araba sana özel yavrum, eğlenmene bak."

Araba yanımızda durmuştu, kullanan Deniz'di. İnleyip,

-"Ayağımdaki kurşun hala duruyor! Neden çıkarttırmama izin vermedin abi?"

Pars kollarını birbirine bağlayıp,

-"Aklın başına gelsin, azıcık ağla diye çıkarttırmadım."

Beni sürükleyip, havuz başına getirmişti,

-"Bak simitler de var burada istediğini kullan, ama dikkat et olur mu miniğim?"

Üstümdeki kimonoyu yere fırlatıp, yanağından öpmüştüm. Sırıtmıştı, bir tane pembe renk simit alıp kaydırak merdivenlerine yönelmiştim,

-"Dikkat et koşma!"

Onu dinlemeyip hızlıca merdivenleri tırmanmaya başladım, kapalı ve renkli bir kaydıraktı bu! Simide oturup, kendimi kaydıraktan salmıştım. O kadar çok dönüyordu ki ama aşırı ferahtı!

Aşağı kaydığımda Pars havuzun kenarına oturmuş bir şekilde bana bakıyordu,

-"Yarın buraya fışkiyeler gelecek, öyle daha çok güzel olur burası."

Başımı sallamıştım, elimle havuzda yüzerek yanına geldiğimde burnumu sıkıp,

-"Su kurbağam varmış benim! Haluk, gözlerini buradan ayırırsan seni suda gözümü kırpmadan boğarım!"

Cankurtaran kulübesine bakmıştı, adam koşarak çıkıp,

-"Ne ayırması, hiç öyle bir şey yapar mıyım Pars bey!"

Adam yerine geçip, hava durumu tabelasını güncellemişti.

-"Sabah 10:00'dan akşam 17:00'a kadar kaydıraklar açık böceğim, geri kalan saatlerde havuza girebilirsin."

Otel gibi, üflemiştim,

-"Ama burda da saat koymazsın ya!"

Havuza atlayıp, simitle beni ittiriyordu,

-"Koyarım, saatli olacak yoksa buradan çıkmazsın."

Omuzlarımı havaya kaldırmıştım, beni bu kadar iyi tanıması hiç hoş değildi! Beni havuzun ortasına itip, dalarak yüzüyordu.

_________________________________

Birkaç defa kaydıraktan kaydıktan sonra havuzun üstünde güneşlenmeye başlamıştım, Pars dışarı çıkmıştı. Cankurtaran arada bana bakıp, içeri gidiyordu. Akşamüstü gibi havuzdan çıkıp, içeri girmiştim.
Duş alıp,  siyah yırtmaçlı elbisemi giyerek, saçlarımı dalgalı yaptıktan sonra aşağı inmiştim. Pars az sonra gelir diye düşünürken, sohbet çukurunda arkası dönük bir şekilde oturduğunu fark ettiğimde meraklı gözlerle salona girmiştim.

-"Aşkım? Ne zaman geldin duymadım."

Ona doğru yürüyordum, ses çıkarmamıştı. Omzuna dokunduğum sırada üstünün ful kan olduğunu görünce irkilmiştim, endişeyle,

TANBEYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin