TANBEY

-54-

2 yıl önce- (uçurum sahnesinden önce bunlar yaşanmıştı. 2019/Ekim)

Pars'tan

Ellerimdeki bandajı teker teker sökmüştüm, parmaklarımı saf alkole batırarak kuruyan kanları temizlemiştim.
Burak masada sızmış bir halde yatıyordu, yüzü gözü kan içindeydi.
Başımı tutup, gözümdeki yarayı temizlemeye başlamıştım. Başımı eğdikçe beynim akacak gibi oluyordu.

-"Amına kodumun adamı! Sikti ebemizi!"

Burak küfür ederek yerinde doğrulmuştu, kaburgasını tutup,

-"Siktiğimin kafes dövüşüne ne diye gittik lan sokuk?"

Kaşımı temizlerken inlemiştim,

-"Beynini mi siktirdin! Adamları yakından görmek için gittik herhalde?"

Kaşıma pansuman yapmıştım, Burak,

-"Ah! Belim ağrıyor piç. Gevura vurur gibi vurdu Allahsız."

Alkolü kafasına doğru attığımda sinirle yerinde doğrulmuştu,

-"Al temizlen! Her şeyi devletten bekleme."

Tişörtümü değiştirerek kot ceketimi üstüme geçirmiştim. Siyah renkli bandanayı yüzümü kapatır gibi takıp kapüşonumu başıma geçirmiştim. Ellerimi yeniden bandajla sardığımda Burak,

-"Yeterince dayak yedik, yine mi gidiyoruz?"

Başına buz tutuyordu, spor ayakkabılarımın bağcıklarını güzelce sıkarak başlamıştım.

-"Geliyor musun? Yoksa zorla mı götüreyim?"

Burak kaşlarını çatmıştı,

-"Bandana lazım mı?"

Başımı sallamıştım, cebinden kırmızı renk bandanasını çıkartıp bağlamıştı. Ceketini üzerine geçirirken canı yanıyordu. Yapacak hiçbir şey yoktu ki bu işi bitirmeliydim.

Motorlara atlayıp depodan çıkmıştık, motorların arkasında sis bombaları ve diğer teçhizatlarımız hazırdı.

Ormanın içinden gidiyorduk, Burak arkamdan takip ediyordu. Ormandaki motocross alanından yukarısındaydı bizim lavuklar.
Parkura girip biraz turlamaya başlamıştık, ışıklar kapalıydı. Farları kapatıp etrafta hız yapmaya başlamıştım. Burak tepeden etrafı süzüyordu. Motor arazi motoru olduğu için çevik hareketlerle motoru hareket ettirebiliyordum.

Tek elimle motorun arkasından çantayı açmıştım. Sis bombasını parmaklarımın arasına yerleştirirken Burak,

-"Geliyorlar!"

Alandan çıkmıştık, son gazla otobana geçiyorduk. Burak yola motorla beraber son gazla atlamıştı, arkasından ben de tümsekten yola uçtuğumda tam yolun ortasına inmiştik. Ara gaz verip yol ortasında durmuştum.
Çantamdan iki silahımı da bekime koyup asfaltın ortasında Yiğit Karadağlı'yı beklemeye koyulmuştum.
Burak motorunu benim motorumun tam önüne park edip yolu kapatmıştı. Silahlarını ellerine alırken bana bakıp,

-"Cehenneme bile geleceğim seninle, dayak yemediğim her zaman yanındayım biliyorsun."

Gülmüştüm,

-"Ee eğlenelim o halde? Madem cennete giremeyeceğiz cehennemi hak etmedim edelim kardeşim?"

Burak başını sallamıştı, bana bir çakı atıp,