TANBEY

Pars Özel Bölüm 7

Laf getirmem bu deli sevdama, yanarım alev alev?

Hellööö, ben geldim! Özlendim mi acaba?

Ateşi sevdiğimi tekrar anladığım için yine buraları yakmaya geldim. Aşk, kaos, şehvet, intikam...Her şey kaldığı yerden devam. Fantezilerimi dahi özlediğinizi duydum :)

Bugün Pars'ın doğum gününe özel bölümle, Tanbey'in 37. yaşını kutluyoruz!

___________________________________________________________________________

Pars'ın 27. yaş gününden bir kesit, tam olarak yeni mühendis olduğu vakitlere denk. Yani bundan 10 yıl öncesi.

"Hayra alamet değil abi benden söylemesi!"

Burak benim sigaramı yakmıştı, ellerimle saçlarımı karıştırıp,

"Burak, yeter be kardeşim bu kadar ödlek olma lan. Alt tarafı bir mekana gidip çökeceksin amına koyim. Gidip şehri yak demiyorum lan sana."

Gözlerime bakıyordu, kaşlarını çatıp,

"Canımızı birimizin düşünmesi lazım."

Göz devirmiştim, bardağımda kalan biramı içip,

"Sermayemize çöken adamlar, paramızı yiyen yine onlar ama ölecek olan biz miyiz. Seni öyle bir sikerim ki çocuk!"

Burak koltukta doğrulmuştu, angaryamızdaydık. Masada duran bize yapılmış sahte çeklerin hepsini Burak'a fırlatmıştım.

"Al, bunlara rağmen gidip yapalım demiyorsun!"

Sigaramı dudaklarıma yerleştirip deri ceketimi giymiştim, Burak,

"Nereye lan!"

İç çekip,

"Ebenin amına kardeşim, sen burada içkini iç benim işime burnunu sokma!"

Burak ayaklanmıştı, arabamın anahtarını elime alıp, sigaramı ve telefonumu cebime atmıştım. Masadaki silahımı belime yerleştirdiğim vakit,

"Abi bir nefes mi alsan amına koyim!"

Burak'ın böyle davranması heyheylerimi iyice tepeme çıkartırken fazla rahattı! Beni tutup,

"Ben gideceğim, sen burada tahsilat için gönderilen adamlarla uğraş. Tamam?"

Önüme viski bardağımı koyup,

"Hadi abicim! Hadi bak keyfine geliyorum ben."

Ya sabır! Ya sabır!

Sigaramı masada söndürmüştüm. Bu pezevenk ne peşindeydi! Burak bana bakıp,

"Geleceğim! Bir yere ayrılma."

Hay sikicem şimdi,

"Otel odasında kız bekletiyorsun sanki amına koyim! Siktir git ulan."

Burak gülerek kapıyı kapatmıştı, çattık ya. Sinir harbi yaşatıyor sabah sabah!

_______Akşam olmuştu, Burak saatlerdir ortada yoktu. Bu durum Pars'ı daha da çok sinirlendirmişti. Saatlerdir viski ve vodka arasında midesini doldurup adamları beklerken hiç kimseden ses yoktu. Durumdan biraz işkillendiğinden, angaryadan hızlı bir şekilde ayrılıp Burak'ı bulmak için harekete geçmişti.

Burak yeni mekanlarında poker oynamaya dalmıştı, Pars kapıya tekme atarak girdiğinde Burak masada sıçrayıp ellerini arkasına saklamıştı.

Pars'tan

"Bu ne hal lan!"

Burak yerinde doğrulmuştu,