-49-

9.8K 307 93
                                    

Ay ne geldi aklıma, tam 7 yıl oldu buraya başlayalı. Tam olarak hatırlıyorsam eğer bir ağustos günüydü, ilk kitabım ve ergenliğimin en en doruk noktasında Kara Aşk yazmıştım. O kötü anlatıma rağmen çok fazla okunduğumu hatırlıyorum. Sonra ara ara hesap açıp hesap kapattım gittim bir süre ama sonra yine yazmaya geldim. Anlayacağınız hiçbir zaman buradan kopamadım çünkü kurgu yazmak bana iyi geliyor. En sonunda yazmamaktan yine pes ettim ve sonucunda Tanbey'le buraya gelerek, kendime göre yazarlık kariyerimi resmen başlatmış oldum. Ayrıca şimdiye kadar bana ulaşan ve kitap hakkında güzel yorumlar yapan herkese çok teşekkür ederim. En yakın dostlarımı da unutmamam gerekir, kendilerine sormadan karakterlerini yaratsam da bana telif atmadıkları için ve özellikle onlara ağladığım zaman asla bıkmadan teselli verdikleri için çok minnettarım.
  Klavyem artık ağlıyor, "yapma Ezgi, yeter Ezgi sürekli füçuduma elliyorsun Ezgi her saat başı beni elliyorsun sürekli senin burun deliklerini görüyorum ben hep bölüm yazıyorsun!" Diyor artık...onun için üzülüyorum çünkü beni en kötü halimle gören tek şahıs kendisi 🥲 sponsorluk tekliflerine açığım klavyemin gözyaşlarını silecek biri varsa gelebilir mi? 😁
Ayrıca bizi darla dediniz darlıyorummm iki bölüm geldi bugün resmen 😁Bölüme ne kadar çok yorum gelirse, yeni bölüm o kadar hızlı sizinle olur. (En az yorum sınırı 100'den başlatıyorum)
_____________________________________

Destina'dan

Harbour Adasında, pembe plajı net gören bir villamız vardı.

Pars tişörtünü atıp, pantolonunu hızlıca çıkartmıştı.

-"Arka balkondan direkt olarak havuza atlayabilirsin tatlım, ben biraz yüzeceğim ayılmam lazım."

Deniz şortunu giymişti, ben de siyah üçgen bikinimi giyip güneş kremimi sürmüştüm. Beyaz jelly parmak arası terliklerimi giyip, balkona çıktığımda Pars havuzda yüzüyordu. Terliklerimi çıkartıp havluları şezlonglara yerleştirdiğim sırada ayak bileğimden aniden çekilmeye başlamıştım. Çığlık atmıştım, havuza düştüğüm sırada Pars gülüyordu. Zor bir şekilde toparlanıp havuzun kenarlığına tutunurken burnuma ve kulağıma su kaçtığı için kızmıştım.

-"Ne yapıyorsun ya! Öyle çekilir mi?"

Pars gülerek,

-"Ne var özledim seni! Hem geleceğin yoktu ben de seni havuza çektim."

Gözlerimdeki suyu parmağımla silmiştim, saçlarımı geriye attığım sırada beni kucağına almıştı.

-"Küstün mü cidden havuza çektiğim için."

Yanağını ısırdığımda gülmeye başlamıştı,

-"İtiraf et eğlenceliydi."

Burnumdan hala su akıyordu,

-"Genizim yandı!"

Kollarımı boynuna dolamıştı,

-"Geçer bebeğim ya, hem ben seni dünden beri görmüyorum azıcık seveyim seni."

Başımı yanağına yaslamıştım,

-"Hep böyle geceleri evde olmayacak mısın?"

Havuzda beni gezdiriyordu,

-"Neden olmayayım sevdiceğim, bazen işim olacak evet ama bu duruma alışman gerekli. Bazen eve bile uğrayamadığım zamanlar olacak maalesef ama bu durumdan seni yalnız bırakacağımı çıkartmamalısın."

Dudağından öptüğümde beni belimden kavramıştı,

-"Ben normal bir iş adamı değilim farkındasın değil mi?"

Başımı salladığımda burnumdan öpmüştü,

-"Pekii ben ne iş yapıyorum söyle bakalım?"

Sırıtıyordu,

TANBEYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin