-78-

2.7K 102 7
                                    

1 hafta sonra-

Pars'tan

Üzerimdeki gömleğe kan geldiği için arabada çıkartıp, eve öyle girmiştim.
Destina salonda uzanıyordu, elindeki tableti ben geldiğimde bırakıp,

"Balım!"

Sırıtarak alnından öpmüştüm, direkt karnıma sıkıca sarılıp beni yanına oturtmuştu.

"Nasılsın güzelim?"

Boynuma öpücükler konduruyordu, saçlarını koklayarak alnından öpüyordum. Beni çok özlemiş...
Elimdeki gömleği bebeğim görmeden koltuğun arkasına fırlatıp güzelimi kucağıma almıştım. Boynundan tutup dudaklarını morartana kadar öpmeye koyulduğumda alt dudağımı ısırıyordu. Çok uzun bir gün geçirmiştim. Gerçekten aşırı uzundu. Harbi harbi uzundu ya. Amına kodumun günü!

——————

Burak odunu ıslatıp bana verdiğinde sandalyede iple bağlanmış olan Gökberk orospusuna sertçe indirmiştim.

"Nerde ulan benim param!"

Odunu indirdiğimde inlemişti, Burak sigara yakıp dudağıma uzattığında parmaklarımın arasına almıştım.

"Lan konuşsana!"

Bir kere daha vurduğumda ağzından kan tükürmüştü,

"A-abi...Yemin ederim ben de bilmiyorum. Berke'deydi hepsi."

Yarabbim sen bana sabır ver ya! Yemin ederim hepsi seçmece bunların! Allahım sen bana sabır ver yarabbim hasbinallah!

"Seni sikerim çocuk, Berke dediğin it nerede?"

Burak lambayı yaktığında yan sandalyede ağzı yüzü kaymış bir çocuğu bana göstermişti.

"Oğlum bunda da laf yoktu ki? Bu it yalan söylüyor."

Odunla birkaç kez daha vurup, belimden silahımı çıkartıp ikisini de vurmuştum.
Üstüm başım kan olmuştu. Artık gerçekten tahammülüm kalmamıştı. Herkesin adamlarını birer birer indiriyordum.

————————————-

Bebeğim kucağımda saçlarımı okşarken biraz da olsa gevşemiştim. Artık bazı şeylerden elimi ayağımı çekmem gerekiyordu. Sarı saçlarını okşadığımda burnuma gelen vanilya kokusuyla birlikte geleceğimizi hayal etmeye koyulmuştum.
Herkesten uzak bir evde, sadece ben ve güzelliğim. Evden çalışıyorum ve neredeyse tüm gün benimle vakit geçiren bir güzellik. Hayat bu olmalı ya. Leş gibi insanları temizlemekten o kadar bıkmıştım ki.
Kendimi ne kadar çekmeye çalışırsam çalışayım asla çekemiyordum! İğrenç bir alemdi bu.
Burnumu saçlarına dayayıp, elimi çenesine götürmüştüm. Dudaklarını parmağımla okşarken sadece bebeğimi düşünüyordum.
Gittikçe yaşlanıyordum, ve inanın insanın yaş aldıkça isteği sadece huzur ve sevdiği kadın oluyor. Hayatta çok fazla şey gördüm, beklentim sadece bunlar. Bence yapılması hiç zor değil...
Destina kucağımda iyice mayışmıştı, nefesi düzene girdiğinde artık uyuduğunu hissetmiştim. Onu kendime daha da yapıştırırken, saçlarını ve yüzünü daha çok sevmeye koyulmuştum.
Saate baktığımda henüz gecenin 10'uydu. Bu bebek neden erkenden uyudu?
Neler yapıldı acaba?
Telefonumdan kamera bölümüne girmiştim, gün içinde neler yapıldığının bir raporuna bakayım. Bu güvensizlik değil yanlış anlaşılmak istemiyorum, sadece karımın ne yaptığını bilmek istemem bence kötü bir şey değil.
Sabah erken kalkılmış, evde kızlarla kahve içilmiş...
Sonra bilgisayarına gömülmüş, birkaç çizimle uğraşmışız. Salona inip dizi izleyerek günü sonlandırmış...Ekranı kapatıp onu tamamen kucağıma yerleştirmiştim. Başını omzuma yerleştirip üzerimizi örterken, alnından öpmüştüm. Ömrüm yetmezse sevmeye diye korktuğun tek varlıksın. Senin için deliriyorum. Keşke içimdeki seni görsen sevgilim...
_____________________________________

Gözlerimi açtığımda ofisimdeydim, iyi de ne zaman sabah olmuştu?

Burak elinde bir zarfla bana doğru yaklaşmıştı, kaygılıydı.

"Pars...bunu bilmek isteyeceğinden emin değilim ama."

Elindeki zarfı sertçe çekmiştim. Ne olabilirdi bu?

Zarfı masada çakılı bir şekilde duran çakımla yırtarken,

"Nedir bu?"

Burak yutkunmuştu.

"Ne bu Burak?"

Burak bana cevap vermeyip yakasını gevşetmişti. Kağıdı hızlıca açmıştım.

"Anlaşmayı bozuyorum Pars, kendi geleceğim ve ailemizin onuru için yaptığım bu antlaşmadan son derece büyük bir pişmanlık duyuyorum. Kızım başından beri seninle değil Alp Dağhan ile evlenmeliydi. Eğer boşanmazsanız bugüne kadar yaptığın tehditleri kızıma teker teker ispatlarım. Kan davası yüzünden bulaştığım bu aleme kızımı yem edemem, ölümden korkup sana sığınmıştım ama zaten Berrin'le beraber yaşadığımız bu tehditler canımıza tak etti. Destina'nın asıl annesini ben suikaste kurban etmiştim, aynı şeyi aileme yapmam an meselesi."

Senin sülaleni sikeyim! Derin bir nefes alarak kağıdı buruşturmuştum.
Sinirle başımı ellerimin arasına alırken,

"Bu pezevenk nerede!"

Burak yutkunup,

"Kim abi?"

Dişlerimi sıkmıştım.

"Kayınbabam olacak o pezevenk!"

Burak iç çekip,

"Sen söylemeden onu depoya getirttim, seni bekliyor dayaktan yüzü gözü dağılmış bir halde."

Mektubu çakmakla yakıp,

"Orospu çocuğu utanmasa kızına suikast mı yapacak bir de! Aklımı kaybedeceğim Burak ya. Bu nasıl bir iş, kendimi ne kadar uzak tutayım makinelere gömüleyim ihracata devam edeyim diyorum yine bir şeyler çıkıyor sikeceğim herkesi!"
Burak bana puro uzatıp,

"Bugün toplantımız var. Adamlara ayar çekmemiz gerekiyor."

Omuz silkmiştim,

"Benim yerime sen yap, normal işlerime bakmak istiyorum. Tahammülümü yitirdim diyorum Burak."

Önümde dosyam vardı, kalemle ölçüleri bir kenara yazarken Burak,

"Daha ne kadar kendini uzak tutacaksın? Her yerde hasımın var."

Olmayanı sikeyim.

"Düşmanım olmayanı sikeyim Burak, ya ben sadece karıma ve işime adamak istiyorum kendimi bunda ne var?"

Burak iç çekip,

"Yıllar önce de bu işi yapmak istedin, ne oldu sonunda?"

Gözümü kısmıştım,

"Yine uzak kalamamıştım, şu anki gibi."

Çekmeyeceyi açıp, içinden dikenli muştamı almıştım.

-.-.-.-.-.yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın 🖤🙏🏻

TANBEYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin