Eda'dan
Sabah olmuştu ve ben yine belirsiz bir sebepten dolayı erken uyanmıştım. Bu akşam gideceğimiz konser için çok heyecanlıydım. Diğerleri de benim gibi heyecanlı olacak ki erken kalkmışlardı ve aşağıdan sesler geliyordu.
Hemen kalkıp aşağıya indim. Bizimkiler bahçede oturuyordu.
"Günaydııııın."
"Günaydın uykucu." dedi Çağlar.
"Ee bugün planımız nedir Çağlar Bey?"
"Hazırlan hemen çünkü kahvaltıya gideceğiz."
"Bi' saniye şimdi biz alışverişe gitmeyecek miydik?"
"Gideceğiz."
"Ee o zaman?"
"Dışarıda kahvaltı yapacağız."
"Haaa." dedim gülerek.
"O zaman ben hazırlanıp geleyim." dedim ve yukarı çıktım. Üstüme siyah bir tişört altıma da kot pantolon giydim, iki dakikada hazırlanmıştım. Çantamı da alıp aşağı inecektim ki telefonuma gelen mesajla duraksadım. Mesaj Burak'tandı... YİNE!
-Eda çok özür dilerim beni affet lütfen.
-Senin beynin duyduklarını algılamıyor sanırım. Affetmeyeceğim ve artık LÜTFEN PEŞİMİ BIRAK!
yazdım ve gönderdim. Anında cevap geldi ama umursamadan telefonumu çantama attım ve aşağıya indim.
"Hazırsanız hadi gidelim." dedi Cengiz beni görünce.
"Ben hazırım." dedik Ceren ile aynı anda.
"Hadi çıkalım o zaman." dedik ve çıktık.
Bahçeli bir yere gelmiştik. Bir çalışan bize masamızı gösterdi, biz de tam oraya gidiyorduk ki ben bir şey fark ettim.
Ortam sanki biraz sonra evlilik teklif edilecek gibi hazırlanmıştı. Umarım alkışlamak zorunda kalmazdım. Ben bunları düşünürken Ceren beni çağırdı ve ben de yanlarına gittim.
Bizim tam önümüzdeki masada bir kız ve oğlan el ele tutuşup birbirlerine 'aşk dolu' (Eda Sözlüğü Anlamı: İĞRENÇ) bakışlar atıyorlardı ve benim de tahminim şimdilik doğru çıkmış sayılırdı.
Biz kahvaltımızı yapmıştık ve tam kalkacaktık ki oğlan bir anda diz çöktü ve kıza "Hayatımın kadını, seni çok seviyorum. Benimle bir ömür boyu birlikte yaşar mısın?" dedi.
Çağlar ve Ceren onlara sanki evlilik teklifi alan kendileriymiş gibi heyecanla bakıyorlardı. Cengiz ve benim ise hiç umrumda bile değildi.
"Evet de, evet de." dedi Ceren.
Kız da çığlık atarak "EVEEEEET!!" dedi.
Ve bahçedeki herkes alkışlamaya başladı. Benim yüzüm şuşi yediğim günkü gibi ekşimişti. Ceren de bunu fark etmiş olacak ki "Niye öyle bakıyorsun?" dedi. Ben de sorusunun tam cevabı olmasa da "Iııy" dedim ve dışarı çıktım.
Cengiz de sanki birinin çıkmasını bekliyormuşçasına benim arkamdan koşar adımlarla çıktı.
"Havada aşk kokusu var." dedi gülerek.
Ben de espriyi anlayıp burnumu kapattım. İkimiz de kahkahalarla gülerken Ceren ve Çağlar geldi.
"Ne oldu? Neymiş bu kadar komik olan?" dedi Çağlar.
"Hiiiiç." dedik Cengiz'le aynı anda.
"Biraz önce çok romantik değil miydi?" dedi aşk insanı 1(Ceren).

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kahve Damlaları| Çağlar Söyüncü
RomanceEda ve Çağlar'ın tesadüfü... Kahve damlaları... Eda'nın en güzel semineri, Çağlar'ınsa içtiği en güzel kahve. Peki ya kaza? Kaza güzel olabilir mi? Evet... en güzel kaza. Ama sonu... o güzel mi? ~~ikinci kitaba "Kahve Damlaları 2" yazarak ulaşabilir...